AA – Tunus parlamentosunda bir temsilcisi olan “Emel ve Eylem Hareketi”, ülkenin içinde bulunduğu, “anayasaya darbe” olarak nitelendirdiği duruma karşı, aktivistlere başkentte cumartesi günü protesto eylemi yapmaları çağrısında bulundu.
Hareketten yapılan yazılı açıklamada, darbeye karşı bütün protesto hareketlerine destek verildiği belirtildi.
Destekçilere, “yürürlükteki kanunlara saygı gösterdikleri sürece kendilerine katılma ve destek verme çağrısında bulunulan” açıklamada, darbeye ve askeri yargılamalara karşı sahada harekete geçilmesi çağrısının ilk kez 11 Eylül’deki protesto eylemiyle yapıldığı hatırlatıldı.
Açıklamada, tüm aktivistlere, ülkede anayasaya darbe olarak nitelendirilen duruma karşı tavır alınması için cumartesi günü başkent Tunus’ta protesto eyleminde yer almaları çağrısında bulunuldu.
Hareket, yaptıkları çağrının, “25 Temmuz’da yapılan anayasaya karşı darbeyi reddetme ilkesine ilişkin tavır almaya olan bağlılıktan” kaynaklandığını vurguladı.
Açıklamada, Almanya’da yaşayan Tunusluların da cumartesi günü Berlin ve Bonn kentlerinde aynı eylemlerde bulunacakları duyuruldu.
– Tunus’ta Cumhurbaşkanı Said’in olağanüstü kararları
Cumhurbaşkanı Kays Said, 25 Temmuz’da, ülkenin tehlikede olduğu sırada kendisine olağanüstü yetkiler tanıyan Anayasa’nın 80. maddesini hayata geçirdiğini duyurmuştu.
Said, Meclisin çalışmalarını 30 gün boyunca durdurduğunu, tüm milletvekillerinin dokunulmazlığının kaldırıldığını, başbakanı azlettiğini ve yeni bir başbakan atayacağını, ayrıca yolsuzluk dosyaları için kendisini başsavcı olarak görevlendirdiğini açıklamıştı.
Ülke içinde bazı kesimler, Said’in bu kararını desteklerken partilerin çoğunluğu Cumhurbaşkanı’nın, bu kararlarıyla “anayasayı ihlal ettiğini” belirtmiş, bazıları da Said’i anayasal bir darbe girişiminde bulunmakla suçlamıştı.
Tunus’ta dokunulmazlıklarının kaldırılmasının ardından bazı milletvekilleri ifadeye çağrılmış, bazıları gözaltına alınmış ve aralarında üst düzey bürokratların da yer aldığı bazı isimler hakkında ev hapsi kararı verilmişti.
Said, bir aylık sürenin dolmasının ardından, Meclisin çalışmalarının durdurulması dahil olağanüstü yetkileri elinde topladığı kararların “ülkedeki tehlike durumu geçmediği gerekçesiyle ikinci bir emre kadar uzatıldığını” bildirmişti.