7.7.2017 tarihi, yedi bağımsız Türk devletinin temsil edildiği TukBirDev kurultayında, her ülkede Türk Birliği Bakanlığı kurulması için devlet yetkililerine ortak taleplerin arz edildigi bir tarih olarak hatırlanacaktır.
Üç gün boyunca devam eden DevTürk Kurultayı renkli, coşkulu ve bir o kadar da heyecanlı geçtsitemizin yazarlarından i. www.mirataber.com Yunus EKŞİ”nin de vakfın BilgeDev Akademik Kurulu”nda yer aldığı, iktisadi ve ekonomik incelemelerin yapıldığı kurultayda “Taban Ekonomisi” çalışmamız uygun görülmüş ve sonuç bildirgesinde yer almıştır.
Yıllarca İslam”ın hamiliğini yapmış ecdadımızın, üzerine bina ettiği kültür coğrafyamızda zulmün sonlandırılması gerekliliği kadar doğal bir şey olamazdı. Her koşulda değindiğimiz, Borca Dayalı Para Sistemi zulmün esas merkezidir. Kapitalizmin yuvalandığı, emperyalizmin zırh olarak, makro düzeyde muhafaza ettiği mevcut sömürü düzeniyle hem faiz türevleri, hem de munzam karşılık marifetiyle milletlerin kanını emen bir iktisadi anlayışın Türk”ün ve tüm insanlığın defterinde yazmaması gerekirdi. DEVTÜRK KURULTAYIsonuç bildirgesinde yayınlanan maddeler BilgeDev Akademik Kurulu”ndaki tüm iktisatçılar tarafından onay aldı. Bu gelişmenin, Türk Devletleri”nin iktisadi ve ekonomik bağımsızlıkları üzerindeki önemi yadsınamaz.
DevTürk Kurultayı”nın Sonuç Bildirgesi”nde yer alan iktisat ve ekonomi ilgili maddeler aşağıdaki gibi sıralanmıştır.
“Madde 10.Türk devletleri arasında hali hazırda uygulanan borca dayalı para kredi sistemine alternatif olarak, bir ekonomik zihniyet değişimi ile ‘’Taban ekonomi sistemi ve Doğal İktisat döngüsü’’ uygulanmalıdır. Bu yeni ekonomik model, Türk devletlerinin ve milletinin sürdürülebilir borca bağımlı halden kurtaracaktır.
Madde 11. Ortak bir ekonomik model olabilecek ‘’Taban Ekonomisi ‘’modeli benimsenerek; yeni iktisat politikaları geliştirilip, ekonomik iş birliği çerçevesinde Ortak Pazar kurulmadır. Kurulan ortak Pazar ‘’sekiz deniz yaylası’’ projesi ile lokomotif örnek bir proje olarak uygulanabilir.
Madde 12. Türk devletleri arasında iktisadi ve ticari ilişkilerin yaygınlaştırılması için, (1) Ortak Para Birimi ve (2) Tercihli Ticaret Alanları oluşturulmadır.
Madde 13. Ortak Para Birimi Düzenleme ve Denetleme Merkezi oluşturulmalıdır. Bu merkez, 12. Maddenin işlerini ve işleyişini ikmal etmelidir.”
Ayrıca, yapılan çalışmalarının toparlanacağı kurultay sonuç kitabında da Türk Cumhuriyetleri”nin iktisadi bağımsızlığının kazanılması, bankaların işgali altındaki kaynaklarının kurtuluş reçetesi olan “Taban Ekonomisi” geniş bir şekilde yer bulacaktır.
Bu vesile ile başta Vakif Başkanı Sefer ÖZDEMİR ve TurkBirDev ailesini attıkları bu dev adim için özellikle tebrik ediyorum.
“Borca Dayalı Para Sistemi” olarak literatüre geçecek mevcut iktisadi anlayışa karşı farklı bir ekonomi modellemesi, kadim Türk hinterlandında karşılık buluyor, bulacaktır. Yeni bir iktisadi paradigmanın ilanı olan Taban Ekonomisi modellemesi; dil, din, ırk demeden insanlığın gırtlağında düğümlenmiş tek taraflı BDPS zulmünün “rızık çekvalfini” ters yüz etme cazibesiyle gerçek bir özgürlük mazbatası hükmündedir. Bu nedenle, Türk Cumhuriyetlerimiz”in yetiştirmiş olduğu iktisatçı, ekonomist ve diğer akademisyenlerin Taban Ekonomisi modeline ilgiyle sarılmalarını müşahede etmenin onuruyla geleceğe yönelik umudum daha da artmıştır.
Uzun zamandır, dünyanın çeşitli coğrafyalarında uygulanmakta olan sosyal olaylar, terör, iktisadi-politik ve askeri operasyonlar birbirinden bağımsız değildirler. Borçlandırma, başlı başına bir işgal unsuru olmuştur. Tarihimize baktığımızda, gerek Selçuklu, gerekse; Osmanlı Devletleri”mizin gelişme ve yükselme dönemleri borçlanmanın henüz söz konusu olmadığı dönemlerdir. Tarihi derinliklerimizden bu güne dek gelmiş eserler ve destansı stratejik yatırımların temelinde de bu ahval vardır. Yüzlerce cami, köprü, çeşme, han, hamam vs eserler kadim devletimizin kendi iç dinamikleriyle imar edilmiş ve bugüne değin varlığını sürdürmüş eserlerdir. Bulunduğu zamanın teknolojik koşulları içerisinde imarı oldukça zor olan bu eserler, faiz ve bankacılık türevi sistemlere ihtiyaç duyulmadan kamuya kazandırılmıştır.
Bu bereketli yapıların ortak özellikleri, borçsuz, faizsiz, uzun ömürlü ve tamamen milli kaynaklarla yapılmış eserler olmalarıdır. Dolayısıyla, bu eserler, finansman giderlerinden de muaftır. Devletlerine zarar vermedikleri gibi içinde bulunduğu topluma da en yüksek katkıyı sağlamıştır/sağlamaktadır. Tarihi mirasımızdaki bereket hali, borç ve faize bulaşmadan, iktisat ve ekonominin fıtrata uygun şekliyle topluma ve devleti aliye nüfuz halidir.
Tıpkı; Fatih Sultan Mehmet Han”ın, İstanbul”u fethi sırasında, gemileri karadan yürütürken faizli kredi kullanmaması gibi… Ecdadımız, o günlerde nasıl ki; faiz ve türevlerini kullanmadıysa, bugünlerde de denizleri aşmak için yapılan/yapılmakta olan köprü ve tüneller, bankalara mahkum olmadan imar edebilme arayış ve potansiyelini yaşatabilmelidir. Zira misyonumuz, tarihi bağlarımız, vizyonumuz ve inancımız bunu gerektiriyor.
DevTürk Kurultayı”nın sonuç bildirgesine yansıyan, Doğal İktisat Döngüsü, Türk Birliği Ortak Pazarı, Türk Birliği Ortak Parası ve Taban Ekonomisi iktisadi modellemesi bu misyon açısından önemlidir.
Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi