Afganistan Taliban’ın Hükmü Altında: G20 ‘Ülkeyi İnsani Bir Felaketten Korumak’ İçin 1 Milyar Euro Taahhüt Etti
Taliban heyeti Avrupalı ve Amerikalı yetkililerle birlikte, Afganistan hareketinin hâkimiyetinden bu yana üç taraf arasında ilk kez Salı günü Doha’da gerçekleşen ve G20’nin ülkeyi insani bir felaketten korumak için verdiği taahhütle eş zamanlı yapılan bir heyet gerçekleştirdi.
Amerika dışişleri bakanı sözcüsü Ned Price yapılan görüşmeleri “faydalı ve olumlu” olarak niteleyerek, görüşmelerde güvenliğe, terörle ilgili korkulara, yabancı uyruklularla beraber ABD’nin Afgan müttefikleri için ülkeyi terk etmelerini sağlayacak bir güvenlik geçidine ve insan hakları konularına değinildiğini söyledi.
Diğer taraftan da Almanya başbakanı Angela Merkel Roma’da toplanan G20 sanal zirvesinde, ülkenin ‘kaosa batmasına’ izin verilmemesi gerektiğini söyledi.
Birleşmiş milletler dünya liderlerini Afgan ekonomisine milyarlarca dolar dökmeye çağırdığı sırada Avrupa birliği de 1 milyar Euro insani yardım yapacağının sözünü verdi.
Katar Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdu’r- Rahman Al-Thani Çarşamba günü yaptığı açıklamada; Doha’nın, şu anda Taliban hükümetini tanımanın bir öncelik olmadığı ancak kendileriyle yapılacak uluslararası bir iletişimin daha önemli olduğu konusundaki tutumunu yineleyerek, Afgan hükümetinin fonlarının dondurulmasını iptal etmek için net bir yolun olmadığını söyledi.
ABD ise Taliban hareketinin başkent Kabil’in kontrolünü ele geçirmesinden sonra ülkenin merkez bankası varlıklarındaki 10 milyar doları dondurdu. 20 yıllık savaşın ardından ABD ve diğer uluslararası güçlerin geri çekilmesi ve Taliban’ın iktidara dönmesiyle beraber Afganistan’a yapılan uluslararası yardımlara yasak getirildi. Ülkenin yurt dışındaki varlıkları dondurulduğu gibi de gıda fiyatları ve işsizlik yükselmeye başladı, bu da kış gelir gelmez insani felaket uyarılarının verilmesine neden oldu.
G-20 zirvesi sırasında ABD Başkanı Joe Biden ise yapılacak yardımların doğrudan hükümetteki Taliban hareketine değil, bağımsız-uluslararası kuruluşlar aracılığıyla sağlanması gerektiğini vurguladı. İtalya Başbakanı Mario Draghi de G20 ülkelerinin Taliban ile temas halinde olmaları gerektiğini ancak bunun böylesi bir hareket hükümetini tanımak anlamına gelmediğini söyledi. Avrupa Birliği ülkeleri ise tıpkı 2015 yılında Suriyelilerin ülkelerindeki savaştan kaçmasında olduğu gibi, talepte bulunan Afganlı sığınmacı sayısında artış olması ihtimalinden endişe duymakta.
TALİBAN MEŞRUİYETİ TANINMADI
Taliban, Afganistan’daki otoritesinin meşruiyetinin uluslararası alanda tanınması, ülkeyi insani bir felaketten kurtarmak ve içinde bulundukları sıkıntılı ekonomik krizi hafifletmek için yardım almaya çalışıyor. Ancak şu ana kadar hiçbir ülke Afganistan’daki Taliban hükümetinin meşruiyetini tanımadı. Bunun üzerine Doha’da Katar’ın arabuluculuğunda, Taliban ile ABD ve Avrupa Birliği temsilcileri arasında gerçekleşecek görüşmeler için hazırlıklar yapıldı. AB sözcüsü Nebila Masrali da ABD ve Avrupa taraflarının her ikisine de; ayrılmak isteyenler için güvenli geçiş sağlanması, insani yardıma erişiminin sağlanması, kadın haklarına saygı gösterilmesi ve Afganistan’ın terörist gruplar için bir sığınak haline gelmesinin önlenmesi gibi meseleleri düzeltme imkânı veren bir toplantı olduğunu söyledi.
Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Ned Price ise ABD’nin uluslararası tanıma yerine “pragmatik ve pratik bir ortaklıkla” ilgilendiğini söyledi. Taliban’ın dışişleri bakanı Amir Khan Muttaki de ABD’yi mevcut Afgan hükümetini zayıflatmak yerine iyi ilişkiler kurmaya çağırdı.
CİDDİ İNSANİ KRİZ
En son uluslararası hareketlenmeler, Afganistan yardım çalışanları, ciddi bir insani krize dönüşmesinden korktukları şeyle boğuşurlarken geldi. Dünya Bankası’na göre yapılan yardım ise Afganistan’ın gayrisafi milli hâsılasının yaklaşık olarak %40’ını oluşturuyor.
Afganlar karşılaştıkları zorlukları anlatıyor!
Bir emekli, “Hiçbir şey bulmak mümkün değil, bulunsa bile son derece pahalı oluyor. Geçen sene maaşımı almam gerekiyordu ancak hala bekliyorum ve çocuklarımla yiyebileceğim hiçbir şeyim yok” dedi.
Kuzeyde Takhar kasabasındaki başka bir hükümet çalışanı, yetkililerin maaş ödeme konusunda yalan söylediğinden şikâyet ederek şöyle dedi:
Hiçbir şey almadım… Bu nasıl bir hükümet? Eğer çalışan işe gitmese hemen şikâyet ve soruşturmalar yapılır. Peki ya maaşını alamayan bir kimse nasıl geçinebilir?
BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ise geçen ay Cenevre’de düzenlediği bağış konferansında, yoksulluk oranının artmaya başladığı ve kamu hizmetlerinin çöküşün eşiğinde olduğu konusunda uyarıda bulundu.
Çeviren: Songül BAYLU