İngiltere parlamentosunun bugünkü oturumunda İngiltere’nin PKK’yi “terör örgütü” olarak kabul etmesi ile Türkiye’nin Kürtlere ve başta HDP olmak üzere Kürt partilerine yönelik politikalar ele alındı.
Oturumda söz alan İşçi Partisi Milletvekili Lloyd Russell-Moyle, “Terör örgütlerini listeleyen sistem eskidi” dedi ve genel olarak örgütlerin “terör listesi”ne nasıl eklendiğinin gözden geçirilmesi için çağrıda bulundu.
Moyle, İngiliz hükümetinin “terör örgütleri listesi” hazırlanırken dikkatli davranmadığını belirterek, “PKK, Türk Hükümeti’nin talebiyle, başka kontroller ve güvenceler olmaksızın terör örgütü listesine alındı” diye konuştu.
İngiltere listeye 2001 yılında ekledi
İngiltere, 2001 yılında PKK’yi “terör listesi”ne eklemiş ve örgütü, “Türkiye’nin güneydoğusunda bağımsız bir Kürt devleti arayan ayrılıkçı bir hareket” olarak tanımlamıştı.
PKK ayrıca Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa Birliği’nin de “terör örgütleri listesi”nde yer alıyor.
“Türkiye açıkça PKK ile barışa giden bir yol bulmaya çalışmıyor” diyen Muhafazakar Parti Milletvekili Crispin Blunt da İngiltere’nin Türkiye ile ilişkilerini gözden geçirme zamanının geldiğini söyledi.
Parlamentodaki tartışma, Tüm Partiler Parlamento Grubu’nun (APPG) Haziran ayında yayınlanan ve hükümeti Türkiye ile ilişkilerini ve PKK’yi “terör örgütü” olarak tanımlamayı “yeniden düşünmeye” çağıran “Kürdistan raporu” nedeniyle yaşandı.
İşçi Partisi Milletvekili Kim Johnson, 2020’de bir Belçika mahkemesinin PKK’nin “terör örgütü” olmadığına yönelik verdiği karara atıfta bulunarak, “PKK’nın terör örgütü değil, meşru bir savaş yürüttüğüne dair karar veren Belçika Yüksek Mahkemesi’ndeki davanın sonucuna bakıldığında, bu tarihi kararın kendi hükümetimizin tutumu açısından önemli sonuçları olmalıdır” diye konuştu.
Johnson, hükümetin PKK’nin “terör örgütü” listesine alınmasını bu deliller ışığında yeniden gözden geçirmesi gerektiğini söyledi.
Muhafazakar Parti Milletvekili Amanda Milling de Türkiye’nin bir NATO müttefiki olduğunu ve yakın çalıştıklarını belirterek aynı fikirde olmadığını kaydetti. Milling, “Savunma, ticaret, bölgesel istikrar konularında ortak çıkarlarımız var. PKK’nin terör örgütü olarak kabul edilmemesi için gerekçeler olduğu görüşünü paylaşmıyoruz” diye konuştu.
“Yüzlerce Kürt tutuklandı”
İngiliz milletvekilleri, Türkiye’nin Kürtlere yönelik politikalarını da tartıştı. Russell-Moyle, “Yüzlerce Kürt aktivist, gazeteci, milletvekili ve belediye başkanı tutuklandı. Aktivistlerin ve gazetecilerin tutuklanması, özellikle Türkiye’nin ifade özgürlüğünü korumamasıyla ilgilidir. Milletvekilleri tutuklandığında genellikle insan hakları ihlallerine maruz kalıyorlar, ancak buna ek olarak dokunulmazlıkları da kaldırılıyor” dedi.
Türkiye doğumlu bir Kürt olan İşçi Partisi Milletvekili Feryal Clark da kişisel deneyimlerini anlattı: “Benim ailem baskılardan kaçmak zorunda kaldı. Ben çocukken Kürtçe konuşmak ya da öğrenmek yasa dışıydı ve Türk hükümeti Kürtçe konuşmayı önlemek için hala çeşitli yöntemler kullanıyor, bu utanç verici.”