İlk bölümde şiddetin ilk dört sebebini açıklamıştık . Devam edelim:
VII. Medyamızın Yıkıcı Etkileri
Yazılı ve özellikle görsel medyada (sinama/televizyon dizileri) cinsel özgürlüklere davet çıkarılmakta, geleneklerimiz ve İslâmi inançlarımızla çelişen ilişkiler biçimi doğalmış gibi ısrarla ve özendirici bir şekilde aktarılmaktadır.
Karma Eğitim Ve Çalışma Sisteminin Katkı Verici Tesirleri
Karma eğitim ve çalışma sistemi de bu olumsuzluğa zemin oluşturmaktadır. Bu durum erkekler yanı sıra kızları-kadınları çevrenin ve ailenin onaylamayacağı bir şekilde sözlü ve fiili ilişkilere itmekte, bu da yukarıda açıklanan sosyal baskının oluşmasına ve şiddete yol açmaktadır.
Çare: Medyamızın sorumlu kültür politikaları izlemesini sağlamaktır.
VIII. Kıskançlık Anlayışımız
Kıskançlık insan doğasında var olan ve bilinçle kullanılması halinde bir erdemdir; Peygamberimizin diliyle “Kıskançlık imandandır.” Ancak varsayımlara ve hak ihlaline dayanan ve sonuçta eşe haksız baskı kurulmasına neden kılınan kıskançlık muhatabını bunaltıcı ve yıkıcıdır. Mesela eşlerden birinin diğerine;
Bütün bunlar dinimizin de kabul etmediği; “Allah’ın razı olmadığı” kıskançlık türleridir. (İbn Mace Hn.1446)
Olumsuz kıskançlığın ruhsal şiddet yanı sıra fiili şiddete dönüşebildiği de bir gerçektir.
Çare: Kıskançlık anlayışımızı İslâm’la düzeltmektir.
IX. Yanlış veya Bilinçsiz Geleneksel Dîn Anlayışımız
İslâm Dîni’in temel amacı insanları insanların zulmünden korumaktır. İnsan olarak sahip olduğumuz Hakların çiğnenmesini engellemektir. Bu sebeple doğru din anlayışına göre mesela:
Namusu cinayetle temizleme istemi karanlık bir cehalettir ve Cehennem’e götürücü günahtır. İslâm Toplumu’nda bile dört şahitle tespit edilebilecek zinanın Kur’ânî cezası yargı kararıyla yalnızca 100 sopadır.( Nûr 2 )
Adet halinde olmayan ve hastalığı bulunmayan kadının kocasının arzularını erteleme hakkı yoktur.
Çare: Doğru din anlayışını yerleştirerek dinden kaynaklanabilecek şiddeti engellemektir.
X. Aile Hayatının Bir ibadet Hayatı Olduğunun Bilinmeyişi
Aile hayatının kuruluşunun ve eşlerin karşılıklı görevlerinin ibadet olduğu bilincinden yoksunluğun getirdiği sorumsuzluk ve basit problemlere karşı dahi gösterilen sabırsızlık giderek şiddete dönüşebilmektedir.
İbadet Allah’ın Kur’ânî emirlerine itaat ibadet olduğu için Ailenin kurulması ve kocanın nafakayı temin etmesi, dış etkilerden koruması, gereğinde öğüt vermesi, kocalık görevini yapması, eşiyle iyi geçinmesi ve kadının kadınlık görevlerini yapması, cinsel haramlardan korunması ve meşru isteklerinde kocaya saygılı olması Rabbimizin buyrukları olarak İbadettir. İbadet olduğu ve dolayısıyla ebedi hayatın mutluluğunu sağlacak oluşu eşleri daha hoş görülü ve sabırlı yapabilmektedir.
Çare: Aile hayatını güçlendirici kültür politikaları izlemektir.
Yukarıda 10 madde halinde özetlediğimiz kadına şiddet sebeplerinin her biri dinimizde haram kılınan türden işlemlerdir. Şiddetten korunmak istiyorsak kulaktan dolma dine değil Kur’ân’a ve Peygamberi buyruklara dayanan İslâm’a yönelmemiz gerekmektedir. İslâm’ın insanı yaratan Rabbimizin koyduğu düzen olduğu unutulmamalıdır.
Ali Rıza DEMİRCAN