islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
34,4915
EURO
36,2365
ALTIN
2.952,64
BIST
9.367,77
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
18°C
İstanbul
18°C
Parçalı Bulutlu
Cuma Yağmurlu
18°C
Cumartesi Parçalı Bulutlu
9°C
Pazar Çok Bulutlu
10°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
10°C

Çocuk, Eş ve Ana Olarak İslâm’da Kadın

Çocuk, Eş ve Ana Olarak İslâm’da Kadın
8 Mart 2017 09:55
A+
A-

İlâhi yasaların yönetimini kabul etmeyen insanlık ilk ve orta çağlarda kadının insan hakları ve hürriyetlerini tanımayan sömürücü bir azgınlığın içindeydi. Asrımızda ise kadının fıtrat(yaratılış) düzenini inkâr eden ve onu sömüren korkunç bir bencilliğin ve aşırılığın zulmü içindedir.

Allah’ın insanlığa rahmeti olan İslâm Dini’nin gerçekleştirdiği inkılaplardan biri de hakları ve hürriyetlerini tanıyarak kadınlık camiasını yüceltmek olmuştur.

Fizikî yapıda, vicdanî kişilikte ve hayatın biyolojik vazifelerinde farklı özellikler taşıyan kadını, İslâm erkekten bağımsız bir insan olarak değerlendirmiştir.

“Ey insanlar! Sizi bir erkekle bir dişiden yarattık…”anlamındaki yaratılış onuru, birliği ve eşitliğine vurgu yapan Kur’ân buyruğu, bu bağımsızlığı açıklamakta ve pekiştirmektedir.

Bağımsız ve sorumlu bir insan olduğu içindir ki İslâm Dini’nde namaz, zekât, oruç ve hac gibi ibâdetler, erkeklere emredildiği gibi kadınlara da emre­ dilmiştir. Zina, faiz, kumar ve içki gibi yasaklar ayırım yapılmaksızın her iki cins için konulmuştur. Yatırım yapma, alma­satma, vasiyet etme, vakıf kurma, temsil etme ve edilme gibi hukukî tasarruf hakları erkekler gibi kadınlara da verilmiştir.

Hayat Nizamı’mız olan İslâm Dini’nde sosyal ve ekonomik sebepler, fizik­ sel ve psikolojik nedenlerle, çok eşlilik, mîras, şahitlik ve cihad, giyim kuşam gibi konularda kadınla erkek arasında farklılık vardır.

Ancak bu farklar, sahip oldukları haklar mükellef kılındıkları vazifelere tekabül eden erkekler için üstünlük sağlayıcı nitelikte değildir. Adaleti sağlayıcı güzelliktedir.

Haklarının kısıtlanması bir tarafa kadın, bedeni zaafı ve rûhi duyarlılığı sebebiyle görevleri azaltılarak korunmuştur.

Peygamberimiz daima şöyle buyurmuşlardır:

“Allahım! ­Özellikle­ iki zayıfın; yetim ile kadının haklarına tecâvüzden sakındırıyorum.”1

Yüce Dinimizde kadına verilen değeri kavrayabilmek için onu kız çocuğu, zevce (eş) ve anne olarak incelemek lâzımdır.

a) Erkekle ile kız çocuk arasında ayırım yapan, erkekle onurlanıp kız çocuğunu dışlayan cahiliyye mantığı ve uygulamasını şiddetle yeren İslâm Dini, husûsiyle kız çocuğuna farklı bir şefkat ve alâka göstermiştir.

Peygamberimiz bir hadislerinde şöyle buyururlar:

“Her kimin bir kız çocuğu olur da… Onu küçümsemez ve erkek çocuğunu ona tercih etmezse Allah, o kimseyi Cennet’e koyar.”2

Çocuk terbiyesi üzerinde son derece ilgili ve hassas olunmasını emreden dînimiz, gelecek neslin manevî mimarları olacakları için, bilhassa kız çocuklarının eğitimine ağırlık vermiştir. Aziz Peygamberimizin şu sözü, kız çocuklarına gösterilmesi gereken alâkanın dinimizdeki önemini ve mükâfatını bildirmektedir:

“Bir mümin iki kızını güzelce terbiye eder, ihtiyaçlarını karşılarsa, ben ve o kimse Cennet’te yan yana olacağız.”3

b) İslâm Dini’nde, kadına kız çocuğu olarak önem verildiği gibi, eş olarak da verilmiştir.

Kur’ân­ı Kerîm’de Rabbimiz şöyle buyurur:

“…Kadınlarınızla güzel geçinin…”

İslâm inkılâbı tarihinin en muhteşem nutkunu irad buyurdukları Veda haclarında Aziz Peygamberimiz şöyle buyurmuşlardır:

“Ey insanlar! Kadınların haklarına riayet etmenizi ve bu hususta Allah’tan korkmanızı tavsiye ederim. Siz kadınları, Allah’ın emaneti olarak aldınız. Onların cinselliklerini Allah adına söz vererek helâl edindiniz. Sizin kadınlar üzerinizde hakkınız, onların da sizin üzerinizde hakları vardır.”4

Peygamberimiz, sık sık değindikleri kadın haklarına saygıyı ısrarla emir buyurmuş ve inananlara daima şu öğüdü vermiştir:

“Kadınlar hakkında birbirinize güzellikleri öğütleyiniz.”

Kadınlarımıza verilmesi gereken değeri açıklayan bir diğer hadislerinde ise şöyle buyurmuştur:

“… İnsanın sahip olabileceği nimetlerin en hayırlısı Allah’ı zikreden bir dil, O’na şükreden bir kalb ve de, inancı doğrultusunda yaşamasına yardımcı olacak bir zevcedir.”5

Biricik Peygamberimiz/Önderimiz, kadınlara insanî ve ahlâkî davranışlar göstermenin erkekleri yücelteceğini de şu veciz sözleri ile açıklamıştır:

“… Sizin en hayırlılarınız, kadınlarına karşı ahlâklı olanlarınızdır.”6

Yüce Peygamberimiz, arzuların eşlere yönlendirilerek yalnızca onların sevilmelerinin ibâdet olduğunu da şu hadisleri ile bildirmişdir:

“… Sizden birinizin zevcesi ile sevişmesinde kendisine sevap vardır.”7

c) Kur’ân ifadelerinde yüceleşen, Peygamberimizin ifâdelerinde kudsîleşen anne olarak, İslâm Dini’nde kadına verilen değer ise gerçekten pek büyüktür.

Hayat Yasamız Kur’ân, anne olarak kadını ­Allah’a isyan nitelikli emirleri bir tarafa­ kendisine itaat edilmesi/ilgi gösterilmesi gereken muazzez bir varlık olarak sunar. Kur’an’ın İsra ve Lokman sûrelerinde Yüce Allah şöyle buyurur:

“Rabbin yalnızca Kendisine ibadet etmenizi ve ana­babaya güzelce davranıp iyilikler yapmanızı emreder…”8

“Biz insana annesine babasına iyi davranmasını emrettik. Annesi onu bin bir güçlükle taşımıştır. Sütten kesilmesi iki yıl içinde olmuştur. Bu yüzden biz insana şöyle emrettik:

Bana (şükret,) ana­babana da teşekkür et, dönüşün bana olacağını sakın unutma.”9

Sevgili Peygamberimiz ise, “Ya Resûlallah! İnsanlar arasında iyiliğime/saygı göstermeme en çok lâyık olan kimdir?” şeklinde soru yönelten kişiye” Annendir, annendir, annendir. Sonra baban, sonra sırasıyla yakın akrabalarındır.” cevabını vermişlerdir.10

Anneye gösterilecek ilgisizliğin/saygısızlığın, insanlık omuzlarını çökertecek, ebedî istikbali karartacak kadar ağır bir günah olduğu da açıklayan Peygamberimiz anneyi şöylece taçlandırmıştır:

“Cennet annelerin ayağı altındadır.”11

Sunduğumuz bütün bu mukaddes ölçülerin ışığında düşünelim.

a) Kız çocuğu olarak yetiştirilmeleri Cennet mutluluğuna iletecek olan,

b) Zevce(eş) olarak hakları kutsallaştırılıp ilgi ve şefkat gösterilmeleri, sevilmeleri ibâdet olarak vasıflandırılan,

c) Anne olarak kendilerine saygı gösterilmesi, Allah’a ibâdet şeklinde değerlendirilen ve Cennet, sevgi ayakları altına alınan kadın, hangi düzende İslâm’ da olduğu kadar saygıdeğerdir?

İlâhi yasaların yönetimini kabul etmeyen insanlık ilk ve orta çağlarda kadının insan hakları ve hürriyetlerini tanımayan sömürücü bir azgınlığın içindeydi. Asrımızda ise kadının fıtrat(yaratılış) düzenini inkâr eden ve onu sömüren korkunç bir bencilliğin ve aşırılığın zulmü içindedir.

Tarihî dönemlerde olduğu gibi zamanımızda da kadına gerçek değerini verecek ve onu mesut edecek nizam İslâm Dini’dir. Kat’iyetle bilinmeli ve inanılmalıdır ki, toplumumuzda kadın, İslâm’a göre yaşanıldığı ölçüde değer kazanacaktır.

1 Hucurat, 12, Sünen­ü İbn­i Mace, Hadis No: 3678.
2 Mişkâtül­Mesâbîh, Hadis No: 4979.
3 Sünenüt­Tirmizî, Hadis No: 1915.
4 S.B.M. Tecrid­i Sarih Ter. ve Şerhi, 1. Baskı, 10/432.
5 Müsned, 5/278.
6 Sünenüt­Tirmizî, Hadis No: 1162.
7 Mişkâtül­Mesâbîh, Hadis No: 1898.
8 İsra, 23.
9 Lokman 14.
10 Keşfü’1­Hafa, Harfül­Cim, Hadis No: 1078.
11 İbn­ü Mace, Hadis No: 3658. (İhtisar yapılmıştır.)

Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.