Middle East Monitor’deki makalede Türkiye ile ilgili çarpıcı detaylara yer verildi. Makalede, Türkiye’nin Afrika kıtasında en büyük payı alan Fransa ve İngiltere’yi bile geride bırakarak nasıl başarılı olduğunun sebepleri kaleme alındı.
Afrikalıların ise ilk defa kendilerini sömürmek istemeyen ve kardeşçe yaklaşan bir ülke ile ortak olmanın tadını çıkardığının altı çizildi.
Türkiye’nin Afrika’daki şahlanışı katlanarak devam ederken, Afrika’lılar ise daha önce yaşamadıkları bir şeyi yaşıyor: Sömürülmeden ortak olmak.
Middle East Monitor’de yayımlanan bir makale, Türkiye’nin Afrika ile geliştirdiği benzersiz ilişkinin temellerini araştırıyor.
İşte Middle East Monitor’da ‘Türkiye Afrika’da kalpleri ve zihinleri kazanıyor’ başlıklı yazı:
Uzmanlara göre Türkiye, Afrika’ya yeni giren bir ülke olsa da, güvene, karşılıklı çıkara ve ortaklık ruhuna dayalı samimi yaklaşımıyla kıtadaki birçok ülkede kalpleri ve zihinleri kazanıyor.
Türkiye Dışişleri Bakanlığı’na göre, bu hafta İstanbul, 17-18 Aralık tarihlerinde Türkiye’nin Afrika Birliği ve bu kıtadaki ülkelerle ilişkilerinde yeni bir aşama başlatması beklenen üçüncü Türkiye-Afrika Ortaklık Zirvesi’ne ev sahipliği yapacak.
Cape Town Üniversitesi’nden bir doktora araştırmacısının verdiği demeçte, “Türkiye, kıtadaki ülkelerle yaptığı dürüst ilişkiler nedeniyle Afrika’da ilişkilerini geliştiriyor. Temiz bir geçmişi var. Türkiye Afrika’yı hiç sömürgeleştirmedi.” ifadelerine yer verdi ve Türkiye’nin kıtada sömürge mirasına sahip olmamasının Afrikalılar ve Türkler arasında güven yarattığını ve iş yapmalarını kolaylaştırdığını söyledi.
Uzman, Türkiye’nin kıta genelinde 40’tan fazla büyükelçiliğe sahip olduğunu da kaydederek, on yıldan az bir sürede birçok devlet kurumu kurduğunu, insani yardım dağıttığını, eğitim bursları sağladığını, okullar kurduğunu ve kalkınma projelerini desteklediğini sözlerine ekledi.
Türkiye’nin Afrika kıtasında faaliyet gösteren tanınmış devlet kurumlarından önde gelenleri arasında Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı (TİKA), Yunus Emre Enstitüsü, Maarif Vakfı ve Diyanet Vakfı da var.
Johannesburg merkezli düşünce kuruluşu Media Review Network’ün kıdemli araştırma görevlisi ve Afrika Masası Başkanı Mustafa Mheta, Afrikalıların Türkiye’nin bir ‘ortak’ olarak yaklaşımını önemsediği için Türkiye-Afrika Ortaklık Zirvesi’nin tam bir başarı olmasını beklediğini söyledi.
Mheta, “Türkiye’nin Afrika’ya yaklaşımı diğerlerinden tamamen farklı. Kazan-kazan politikası ve gerçek bir ortaklığa dayanıyor.” ifadelerini kullandı.
Ankara’nın yaklaşımının bazı Batılı ülkelerde olduğu gibi zorlama ve manipülasyona dayalı olmadığını belirterek, Türkiye’nin yaklaşımının her zaman kazanacağını da sözlerine ekledi.
“Afrika’nın efendilere değil ortaklara ihtiyacı var” diyen Mheta, Türkiye’nin Afrika ülkelerinin içişlerine karışmama politikasının açık bir dost işareti olduğunu söyledi ve ekledi “Sadece istendiğinde müdahale ediyor.”
Türkiye’nin Afrika’ya Saygısı Ona Zemin Kazandırıyor
Bir başka uzman, Türkiye’nin Afrika’ya olan saygısından dolayı kıtada zemin kazanmaya devam edeceğine inanıyordu.
Cape Town Üniversitesi’nden başka bir uzmanın verdiği demeçte, “Osmanlı İmparatorluğu kıtaya onurlu bir miras bıraktı. Türk halkı kıtaya hiçbir zaman ‘Kara Kıta’ demedi, Batı Dünyası ise öyle yaptı” dedi ve Afrika’daki sömürgecilerin beyazlar ve siyahlar için kiliseleri ayırırken, Osmanlı’nın Güney Afrika’ya Türk alimlerini insanlara ten rengine göre ayırmadan öğretmek için gönderdiğini unutmadıklarını ekledi.
Türklerin tarihinin onları Afrikalılarla arkadaş yaptığını söyledi ve ekledi: “Ne yazık ki Batı, Afrika’yı medeniyetsiz, gelişmemiş bir ülke olarak görmeye devam ediyor”