Beş İlke: Yaradılışın Korunumu

Çevrecilik, doğanın korunumu, yaratılışın korunumu ancak Yaradan’ın mükemmel yarattığının, her şeyin Allah’ın nizamını takdir ettiği karmaşık hassas ekoloji ve doğa dengeler, üzerinde yaratıldığını ve bu yaratılışın da gözetilmesi gerektiğini bilinmesiyle olur. Çevrecilik ancak “komşum siftah etmedi” Ahilik zihniyetiyle, “sınırsız talan” ruhunun zıddı, tamahkârâne, Allah’ı zikreden bir düşünce tarafından yapılabilir. Ve yapılmak zorundadır da.

Bütün İnsanlığın üzerinde birleşeceği birbiriyle bütünleşik 21. Yüzyıl stratejisi Küresel Barış, İnsan Onuru, Faizsiz Ekonomi, Bilim Gelişimi ve Yaradılışın Korunumuysa, bunların biri olmadan diğerinin elde edilmesi imkânsız diyoruz.

Bugün üzerinde duracağımız Yaradılışın Korunumu ilkesi, Allah’ın mükemmel olarak yarattığıevrenin, özelde yeryüzünün kendi özgün özellikleriyle ve olağanüstü dengesi gözetilerekkorunmasıdır. Yalnızca çevrecilik ve Yeşil Barışdeğildir, bunların muhafazakar uyarlaması değildir. Günümüzdeki Yeşiller hareketi ve Çevrecilik temelde Materyalist, ateist ve evrimci bir zihniyete büründürülmüş, bunlara dayandırılmıştır.

Oysa evrimci ve materyalist bir zihniyet ile çevrecilik birbiriyle çelişmektedir. Evrimcilik evrenin, yeryüzünün, doğanın ve canlıların kazalar, tesadüfler sonucu oluştuğunu, en mükemmel durumu bir yana bırakın, mutlaka hareket ederek sürekli evrimleşmek, değişmek zorunluluğunda olduğunu, bunu yapan mekanizmanın da diyalektik, çatışma ve güçlünün zayıfı ezmesi ve zayıfın yok olması gerektiğidir. Örneğin kurucusu intihar eden Petra Kelly olan ve bugün başlarında Cem Özdemir adında, Türklerin katil ve soykırımcı bir ırk olduğuna inanan bir Alman siyasetçinin bulunduğu Alman Yeşiller hareketi, kuvvetle Materyalist ve Evrimci bir sosyalist siyasi partidir.

Evrime inanan bir materyalistin, doğayı ve canlıları bütün özellikleriyle olduğu gibi korumaya çalışması çelişkidir ve olanaksızdır. Çünkü doğayı yok eden, insanoğlunun ve onun oluşturduğu yapıların kibri, tekebbürüdür. Ormanları kesen, ovaları yok eden, Orta Asya’nın göllerini kurutan, Afrika’nın bitki yapısını yok eden, Kuzey Afrika ve Orta Doğu’yu kuraklığa itecek siyasetlere zorlayan, tabağında yemeğinin hemen hepsini bırakıp etleri çöpe atan Amerikanlara yüzlerce kilometrelik hastalıklı domuz ve tavuk fabrikaları kuran, nükleer patlamalar ve nükleer reaktörlerle ucuz enerji elde edip radyoaktivite yayan, verimli olsun diye dünyadaki adaların, kıtaların faunasını florasını karmakarışık eden kapitalizmdir, komünizmdir, sosyalizmdir, anarşizmdir, faşizmdir, emperyalizmdir.Yani Evrimci ve Maddeci ideolojilerdir.

Bu nedenle Çevreciler gizli gizli ve münferit olarak bir yandan Animizm, Şamanizm, Satanizm, Spiritüalizm, Doğa Anacılık gibi Yeni Çağ dinlerinden birine abone olur, yakalanmadan Evrene mesaj yollar. Tabii içinden. Yoksa siyasi çevrecilikten aforoz edilir.

Sorunun parçasıyla sorunun çözülemeyeceği açıktır. Çevrecilik, doğanın korunumu, yaratılışın korunumu ancak Yaradan’ın mükemmel yarattığının, her şeyin Allah’ın nizamını takdir ettiği karmaşık hassas ekoloji ve doğa dengeler, üzerinde yaratıldığını ve bu yaratılışın da gözetilmesi gerektiğini bilinmesiyle olur. Çevrecilik ancak “komşum siftah etmedi” Ahilik zihniyetiyle, “sınırsız talan” ruhunun zıddı, tamahkârâne, Allah’ı zikreden bir düşünce tarafından yapılabilir. Ve yapılmak zorundadır da.

Ancak hedefleri Materyalist çevrecilerin de benimseyeceği hedeflerdir. İnsanların benimseyeceği hedeflerdir.

Ekonomi, barış, insanlık ve ilim alanındaki diğer dört ilkeyle bütünleşen ve ancak onların olduğu hedeflerdir.

Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi