Ey Hristiyanlar! Hz. İsa’yı Kur’ân-ı Kerîm’den Öğrenin
Hıristiyanlar Allah’ın hiç mi hiç affetmeyeceğini bildirdiği Allah’a ortak koşma günahını işleyerek Hz.İsa’yı Allah’ın oğlu olarak ilahlaştırmışlar, böylece onu yüceltmeye çalışırken batırarak ona ve insanlığa yapılabilecek en büyük kötülüğü yapmışlardır. Bunun içindir ki Peygamberimiz Hz. Muhammed Hristiyanların düştükleri bu aşırılığa/azgınlığa düşülmemesini ve kendisinin yalnızca Allah’ın kulu ve elçisi olarak görülmesini istemiştir.
İslâm bütün peygamberlerin ve onlara indirilen ilahî kitapların tebliği olan dindir. Hz. Muhammed bu dinin son ve evrensel kılınan peygamberi olup tebliğ ettiği Kur’ân da son ilahi kitabıdır
Biz Müslümanlar Hz.İsa’yı Nuh, İbrahim, Musa ve Hz Muhammed gibi diğer peygamberlere üstün kılınmış ululazim peygamberlerden biri olarak görürüz.
Hz. İsa’yı aslî hüviyeti içerisinde görmek ve yücelterek kabul etmek isteyen insan Kur’ân-ı Kerim’e kafa ve gönül kulaklarını açmak durumundadır.
Hz.Muhammed’in tebliğ ettiği Kitap olmasına rağmen Kur’ân’da Hz. Muhammed’in annesinden ve doğumundan bahsedilmez. Oysaki Hz.İsanın doğumundan bir çok ayette bahsedilirken onun annesi Meryem’in ismi Meryem ve İsa bin Meyem şeklinde onlarca kere geçmektedir. Hz.İsa ise İsa ve Meryem oğlu İsa şeklinde Muhamed’in adından çok daha fazla anılmaktadır. Onun tebliğ ettiği İncil -tahrife uğratılmış ve yürürlükten kaldırılmış olsa da- asliyeti itibariyle ilahi bir kitap olarak tasdik edilmektedir.
Hz.Muhammed’in peygamberliğinin kanıtı tebliğ ettiği Kur’ândır. Onun hissi/işitilir,görülürâyeti/mücizesi yoktur. Yazımızı tekrara düşürmemek için Hz. İsa’nın kendi hayatında yer alan mücizelerini, aşağıda sunacağımız Kur’ân âyetlerinde okuyabiliriz.
Melekler Meryem’i Müjdeledi
{ Hani melekler: “Ey Meryem! Allah sana adı, Meryem oğlu İsa Mesih olan, dünyada ve ahirette şerefli ve Allah’a yakınlardan biri olacak, insanlarla hem beşikteyken hem de yetişkinken konuşacak ve iyilerden olacak olan kendinden bir sözü müjdelemektedir.” demişlerdi de (bunun üzerine) Meryem: “Ey Rabbim! Bana hiç kimse dokunmamışken nasıl bir çocuğum olabilir ki? diye karşılık vermişti. O da: “işte böyle; çünkü Allah dilediğini yaratır. O, bir işe karar verince ona sadece “Ol!” der ve o da hemen oluverir.” demişti. Allah, ona kitabı, bilgeliği, Tevrat’ı ve İncil’i öğretecek, onu İsrailoğulları’na elçi olarak gönderecektir. } (Al-i İmran 45-48)
Allah, İsa’ya da Şöyle Buyurdu
[Ey Meryem oğlu İsa! Sana ve annene olan nimetimi hatırla, hani, insanlara beşikte ve olgun iken konuşman için seni kutsal Ruh ile nasıl desteklediğimi, sana nasıl kitabı, bilgeliği, Tevrat’ı ve İncil’i öğrettiğimi, nasıl, Benim iznimle, çamurdan kuş şeklinde bir şey yaptığını ve sonra da Benim iznimle, kuş olması için ona nasıl üflediğini, Benim iznimle nasıl körü ve cüzzamlıyı iyileştirdiğini yine Benim iznimle nasıl ölüleri dirilttiğini, İsrailoğullarına apaçık deliller getirdiğine ve içlerinden inkâr edenlerin (sana): “Bu apaçık sihirden başka bir şey değildir.” diyerek haykırdıklarında onların sana zarar vermelerini nasıl engellediğimi bir hatırla! ](Maide-110)
Bir Peygamber Allah’ın beyanı olan bu ifadelerden daha açık bir şekilde yüceltilebilir mi?
Allah onu gereğince yüceltmiş iken Hristiyanım diyenlerin kahir çoğunluğu onu Allah’ın oğlu olarak niteleyerek Allah’a ortak koşmuşlardır. Şirk yoluyla kâfir olmuşlardır. Kur’ân bu hakikati de şöyle açıklar:
[Andolsun ki: “Allah, Meryem oğlu Mesih’tir,” diyenler, kâfir olmuşlardır. Çünkü o: “Ey İsrailoğlulları! Benim de sizin de Rabbiniz olan Allah’a ibadet edin; zira kim Allah’a ortak koşacak olursa, (çok iyi bilsin ki), Allah ona Cenneti yasaklamıştır ve (bu yüzden) onun varacağı yer Cehennem olacaktır ve (orada) zulmedenlerin hiçbir yardımcısı da bulunmayacaktır,” demişti.
(Yine) andolsun ki tek bir Tanrı’dan başka hiçbir tanrı olmadığı halde, “Allah, üçün üçüncüsüdür,” diyenler de kâfir olmuşlardır. Eğer onlar, söylemekte olduklarını vazgeçmeyecek olurlarsa andolsun ki, içlerinden kâfir olanlara, çok acı veren bir azap dokunacaktır. O halde onlar hala Allah’a tövbe etmeyecek ve O’ndan bağışlanma dilemeyecekler mi?) ] (Maide-72/73)
{ Allah (Kıyamet gününde İsa’ya): “Ey Meryem oğlu İsa! İnsanlara sen mi “Beni ve annemi Allah dışında iki tanrı edinin!” demiştin? diye sorduğunda, o: “Seni tenzih ederim, hakkım olmayan bir şeyi söylemek bana yakışmaz. Eğer söylemiş isem kuşkusuz ki, Sen onu bilirsin: Çünkü bizim idrakimizi aşan gizli konuları ancak Sen bilebilirsin. Ben onlara sadece, senin bana onlara söylememi söylediğin: “Benim de sizin de Rabbiniz olan Allah’a ibadet edin!” sözünü söyledim. İçlerinde bulunduğum sürece onları gözledim. Ama canımı aldığında, onları gözleyen sen oldun; Çünkü Sen her şeye en iyi tanık olansın. } (Maide 116-117)
Biz Müslümanlar…
İşte biz Müslümanlar Hz.İsa’ya tıpkı Hz.Muhammed’e inandığımız gibi Allah’ın elçisi bir insan olarak inanırız.
Aziz Peygamberimiz Hz.Muhammed’in doğumunun ay ve gün olarak tesbit edilemeyeceği gibi onun doğumunun da gün ve ay olarak kanıtlanamayacağını biliriz.
Kur’ân-ı Kerîm’de İsa’ya “doğum günüme selam olsun” söyletildiğine göre onun doğumunu da kutlayabiliriz. (Meryem 33) Doğum tarihinin şu veya bu olmasının önemi yok. Mühim olan ona Allah’ın oğlu olarak değil O’nun elçisi insan bir peygamber olarak inanmak ve insanlık tarihinin bir yıldızı olarak gönül müzemize yerleştirmektir. Çünkü biz Müslümanlar Rabbimiz tarafında ona ve tebliğ ettiği İncîl’in asliyetine inanmakla yükümlü kılındık:
“De ki: Biz, Allah’a, bize indirilene, İbrahim, İsmail, İshak, Ya’kub ve Ya’kub oğullarına indirilenlere, Musa, İsave (diğer)peygamberlere Rableri tarafından verilenlere iman ettik. Onları birbirinden ayırt emeyiz. Biz ancak O’na teslim oluruz.”(Al-i İmran/84)
“Allah, kendisinden başka ilah olmayan, sonsuza kadar diri, hayatın ve varlığın kaynağı ve dayanağı olan, her şeyi hükmüne, iradesine bağlı kılan yaratıcıdır. Geçmişte vahyedilenlerden] bugüne ulaşan doğru haberleri tasdik eden bu ilahî kitap Kur’ân’ı sana safha safha indiren O’dur. Geçmişte insanlığa yol gösterici olarak Tevrat’ı veİncil’ide O indirmişti.”(Al-i İmran 2,3)
Biz böylece inanmakla yükümlü kılındığımız için Hz.İsa’nın Peygamberliğine ve tebliğ ettiği İncîl’in Hak kitap olduğuna inanmayan hiçbir kişi Cenet’e girecek Müslüman olamaz.
Sözü Allah’ın bütün insanlığa son ve evrensel elçisi kıldığı Hz. Muhammed’in açıklamalarıyla bitirelim:
{“Her bir peygamber yalnız kendi milletine peygamber olarak gönderildi. Ben ise bütün insanlara Peygamber olarak gönderildim.”
“Canım kudret ve tasarrufu altında bulunan Allah’a yemin ederim ki kendilerine Peygamber olarak gönderildiğim -Kıyâmet
gününe kadar gelecek- insanlar içinde, Yahûdi olsun, Hristiyan olsun benim Peygamber olarak gönderildiğimi duyup da bana ve benimle gönderilen Kur’ân’a îman (ve bâtıl dîn ve ideolojileri redetmeden ölen her insan Cehennemliktir.”} (Buhari, Teyemmüm 1; Müslim, İman 70, Hn. 153-240)
“Ben, ortağı olmayan ve bir tek olan Allah’tan başka ilâh olmadığına, Muhammed’in O’nun kulu ve elçisi olduğuna, İsa’nın da O’nun kulu ve kadın kulu Meryem’in çocuğu olduğuna; Onu katından Meryem’e üflediğine (inanırım), Cennet’in Hak ve Cehennem’in de Hak olduğuna şehâdet ederim, diyen kişiyi Allah, Cennet’in sekiz kapısından dilediğinden Cennet’e koyar.”(Müslim, İman 28, Hn.46)
Ali Rıza DEMİRCAN
Rabbim böyle güzel açık anlaşılır şekilde söz ve yazılarla tebliğ ve irşad da bulunan ALİ Rıza hocamız dan râzı ve hoşnût olsun, selâmlar.