Ülkemizdeki akademisyen ilahiyatçı ve tarihçilerimizin bir bölümü kendilerinden beklenenin aksine Müslümanların Kudüs ve Mescid-i Aksa duyarlılığını darbeleyecek şekilde Mescid-i Aksa üzerine ilmî dedikodular yapmakta, Mescid-i Aksa’nın gökteki Beyt-i Mamur olduğunu iddia etmektedirler.
Soru: İSRA sûresinin ilk âyetinde geçen el-Mescidü’l-Aksa’nın gök ehlinin tavaf ettiği gökteki el-Beytü’l- Mamur olduğu ileri sürülüyor. İsra – Mirac olayının Âyet/Mücize olmadığı da dile getiriliyor. Ne dersiniz?
Cevap:İler sürülen görüşler, bize göre bu görüşleri ileri sürenlerin lehlerine değil aleyhlerine ilmî deliller olacak iddialardır. Kaldı ki Rabbimizin üzerine yemin ettiğiel-Beytü’l- Mamur’un gök ehlinin tavaf mekânı olduğu şeklinde görüş İslâm bilginlerinin ittifakla kabul ettikleri bir görüş değildir. (el-Maturidî,Tevilâtü’lKur’ân Tûr 4)Görüşlerden yalnızca biridir. Biz cevaplarımızı bu görüşün doğru olduğunu varsayarak vereceğiz.
I. İsra sûresinin ilgili birinci âyetinde geçen el-Mesciüdü’l-Haramgibi el-Mescidü’l-Aksada mârifedir. Bir diğer anlatımla muhataplarca bilinmektedir. Oysaki Tûr sûresinin 4.âyetine konu olan ve sıhhati genel kabul görmeyen bir hadise göre her an binlerce Melek tarafından tavaf edilen Gökteki el-Beytü’l-Mamûr,Kur’ânın ilk muhataplarınca bilinmeyen olup Kur’ân ve Sünnet ile açıklanmıştır. (el-Kurtubî Tûr 4) Çünkü nüzül sırası 50 olan İsra sûresi nazil olduğunda iniş sırası 76 olan Tûr sûresi indirilmemişti. Dolayısıyla Beyt-i Mamûr kavram olmak bir tarafa kelime olarak da bilinmiyordu.
II. el-Mescidü’l-Aksa Kudüs’teki Süleyman mabedidir ve Yahûdilerce ve Müslümanlarca bilinen bir yerdir. Çünkü Kur’ân Medine döneminin ilk yıllarında ona yönelik olarak namaz kılındığını bildirmektedir. Kıblenin oradan Mescid-i Harama dönüştürüldüğü de Kur’ânın açıklamasıdır.(Bakara 142-3)
el-Mesidü’l –Aksa ‘nın devr-i saadetde bina halinde bulunmamış olması da önemli değildir. Çünkü Kıble olan bina değildir, yerdir. Bu gün herhangi bir şekilde Kâbe’nin yıkılmış olmasının tavafı engellemeyeceği müsellemdir. ( Hac 26)
III. Kur’ân el-Mescül Aksa nın çevresinin bereketi kılındığını açıklamaktadır. Bereketli kılınan bu yerin Kudüs merkezli bir alan olduğunu Enbiya suresinin 71. âyeti açıklamaktadır. Bu âyette “Barekna” fiili, İsra 1’de olduğu gibi aynen kullanılarak şöyle buyrulmaktadır:
“Biz İbrahimi ve Lût’u kutardıkve âlemler/ insanlık için bereket kaynağı kıldığımız topraklara ilettik.” (Ayrıca bak. Enbiya 81)
Hz.Lût’un kurtarıldığı alanın ölü deniz ve ulaştırıldığı yerin Kudüs ve çevresi olduğu bilinmektedir.
IV. el-Messcidü’l- Haram’dan el-Mesidiü’l-Aksay’a götürülüş yedinci gökteki el-Beytü’l- Mamûr’a olsaydı gece götürme manasına Esrâ fiili kullanılmaz, Kur’ân’da örneklendirildiği gibi göklere yükseltme manasına Refa’a (Meryem 57)veya Arecefilli kullanılırdı. Kaldıki Kur’ân, göğe yükseltilme aracı olan Mi’racın çoğulu olan Me’âric’i de kullanmaktadır.((Me’âric 3)
V. İsra Suresinin 7. âyetinde geçen ve eliflamla Marife olan el-Mescid kelimesi de İlk âyette geçen el-Mescidül-Aksa’yı işaret emektedir. Çünkü işaret edilecek başkaca bir merci yoktur. Bu 7. âyeti kerimede yer alan “ilk defasında girdikleri gibi el-Mescid’e girdiklerinde” şeklindeki kısmın oluşturduğu karine de buna delâlet etmektedir.
VI. İsra 1’de “Linüriyehü min âyâtina” ifadesi Necm sûresindeki “Min âyat-i Rabbihil-Kübra” ifadesi ile irtibatlandırılıyor. Yukarıda Mescid-i Aksa’nın Kur’ân’dan hareketle ilk kıble olan Süleyman mabedi olduğu kanıtlandığından “ gösterilecek âyetlerin” yedinci gökte aranması makul değildir.
VII. İsra-Mirac veya yalnızca İsra olayının Mücize/âyet olmadığı iddiası da Kur’ân ile çelişmektedir. Çünkü Mücizeler Fitne (Kamer 27) ve korkutma (İsra 59) gerekçesiyle gerçekleştirilmektedir. İsra-Mirac veya sadece İsra olayındaki “âyetleri gösterme” amacının hem Fitne ve hem de Korkutma gayesiyle gerçekleştirildiği İsra 60’da kanıtlanmaktadır.
Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi