Aman Allah’ım 15 Temmuz 2016 gecesinde neler yaşamışız!!!? Seni-i devriyesi münasebetiyle olup bitenleri 15 Temmuz 2017 de bir daha görme imkânı bulduk.
İnsanın inanası gelmiyor, bunlar gerçek olamaz, yoksa bir hayal miydi? demekten kendini alamıyor.
Hûd Sûresi’nin 87’nci ayetinde Şuayb Peygamberin kavmi şöyle dediler:
قَالُوا يَاشُعَيْبُ أَصَلَاتُكَ تَأْمُرُكَ أَنْ نَتْرُكَ مَا يَعْبُدُ آبَاؤُنَا أَوْ أَنْ نَفْعَلَ فِي أَمْوَالِنَا مَا نَشَاءُ إِنَّكَ لَأَنْتَ الْحَلِيمُ الرَّشِيدُ
“Ey Şuayb! Atalarımızın taptığı şeyleri terketmemizi veya mallarımızı istediğimiz gibi kullanmaktan vazgeçmemizi sana namazın mı/ dinin mi emrediyor? Doğrusu sen yufka yürekli, mülayim, halim selim, akıllı bir kimse idin!”
Gerçekten darbe yapmaya kalkışan bu insanlar yufka yürekli, mülayim, halim selim, akıllı kimselerdi. Kimseye kötülük yapmaları düşünülemezdi. Görünürde herkesin iyiliği için çalışırlar, insanlara iyilik yapmak için yarışırlardı.
Onları bu hale isminin anlamı; sulh, selamet ve barış olan islam dini getirmiş olamazdı. 15 Temmuz 2016’da onları bambaşka bir yüzle gördük. Şefkat, merhamet, muhabbet yüklü o insanları bir anda 180 derece değişmiş gördük. Nasıl bir anda böyle değişip zalim, cani, gaddar olabiliyor.
Bu eğitimi onlara kimler veriyor? Nasıl veriyor? Gerçekten anlaşılması güç.
Müslüman milletimizin yardım ve himmetleriyle yetiştirilip kendilerine altın nesil ismi verilen gençlerimizi milletine, vatanına, devletine azılı düşman haline kimler getirmişti!?
Milletimize, milletin meclisine, milletin seçtiği cumhurbaşkanına, devlet binalarına milletin tankıyla, tüfeğiyle, uçağıyla, silahıyla saldıracak kadar canavarlaşan bu nesli hangi eğitim kurumlarında kimler yetiştirmişti!?
Milletin zekat, fitre ve kurban paralarıyla yetişen bu nesli; kadın erkek, yaşlı çocuk demeden milletine silah çekip, onları öldürecek kadar ölüm makinesi haline kimler getirmişti.
Bir Arap atasözünde: “Semmin kelbeke ye’külüke: Besle köpeği yesin seni” denilmiştir. Bir atasözümüzde de benzer bir ifadeyle “besle kargayı oysun gözünü” denilmiştir.
Hangi insafsız, hangi zalim, hangi kanı bozuk bunları köpek gibi milletine, devletine saldırır hale getirdi.
Milletimiz bunları kendilerini yemesi veya gözlerini oyması için mi beslemişti.?
Bunların bu hale gelmesi için fetvayı hangi densiz veriyor? Neye dayanarak veriyor? Bu fetva hangi kitaba, hangi ayete, hangi sünnete dayanıyor?
Şuurunu kaybetmiş, ne yaptığını bilmeyen akıl ve iz’andan yoksun bu zatın etrafındaki kimseler içerisinde, bu çılgınlığa engel olacak, dur diyecek insaflı, merhametli, akıllı, şuurlu birileri yok mu?
Varsa, niye bu çılgınlığa, zulme karşı koymuyorlar, seslerini çıkarmıyorlar, milletin evladının milletine düşman edilmesine seyirci kalıyorlar.!!!?
Bunlar, zulme rızanın zulüm, haksızlık karşısında susanın dilsiz şeytan olduğunu bilmiyorlar mı? Biliyorlarsa niçin susuyorlar?
“Biz hocamızdan ayrılmayız, o cehenneme giderse biz de gideriz” demek bir müslümana yakışıyor mu?
İslami tavır böyle mi olmalı?
Ünlü divan şairi Namık Kemal ne güzel söylemiş:
Muîn-i zalimin dünyada erbâb-ı denâettir
Köpektir zevk alan sayyâd-ı bî-insafa hizmetten.
Anlamı şöyle:
“Dünyada zalimin yardımcısı, aşağılık kimselerdir;
İnsafsız avcıya hizmetten zevk alan ancak köpektir.”
Ne zamana kadar bu insafsız avcının peşinden gidip ona destek olmaya devam edecekler.
Ne diyelim, Allah akıl versin, fikir versin, akıllarını kiraya vermeyip kullanmalarını nasip eylesin.
Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi