General’in Sarayı’na Giden Yol…

Sudan’da Perşembe Alaylarında Öfke, Bomba Ve Ölüm

Hartum–

Sudan başkenti göstericiler ve güvenlik güçleri arasında tekrarlanan çatışmalarla saatler boyunca şiddetli bir savaş alanı gibiydi. Binlerce kişinin göz yaşartıcı gaz, tazyikli su ve ses bombası kullanılarak başkanlık sarayına ulaşmasını engellemek için verilen karşılıklı mücadele, şehir merkezine kadar geniş bir alana yayıldı. Bu sırada 3 kişi hayatını kaybederken, onlarca protestocu da yaralandı.

Direniş komiteleri tarafından bu ocak ayında belirli günlerde düzenlenen bir dizi protestonun bir parçası olarak Perşembe günkü geçit töreninden saatler önce, askeri araç konvoylarının geceleri başkentin doğusundan ordunun genel komutanlığına ve merkezi Hartum bölgesine doğru geçtiği görüldü. Ayrıca askeri teçhizat ve askerlerle tam donanımlı olan bu konvoylar ölümcül bir çatışma korkusu yayan bir görüntü sergilemekteler.

Ocak ayının altıncı alayı, geçen pazar ve salı günkü geçit törenlerinden sonra bu haftanın üçüncü alayıdır. Aynı zamanda ordu komutanı Abdül Fettah Al-Burhan’ın “Özgürlük ve Değişim Kuvvetleri- İktidar Koalisyonuyla yapılan ortaklığa izin vermesinden bu yana gerçekleştirdiği icraatlar 14. sırayı almaktadır.

Geçtiğimiz Ekim ayında bakanlar da tutuklandı ve hükümet feshedildi.

Geçtiğimiz aylarda Sudan’ın büyük bölgeleri, ordunun önlemlerini reddetmek ve ordunun kışlaya geri dönmesini ve iktidarın sivil bir hükümete devredilmesini talep etmek için barışçıl protestolar düzenliyor.

Perşembe günkü saat 13:00’te planlanan geçit töreninden önce, merkezi “Paşadar” noktası olan Hartum’un çeşitli noktalarında çok sayıda protestocu cumhurbaşkanlığı sarayına doğru yola çıkmaya hazırlanırken toplandı ve ordunun iktidardan ayrılmasına yönelik sloganlar attı.

Siyasi güçlerin desteğine ve profesyonellerin bir araya gelmesine rağmen, direniş komitelerinin ve Sudan bayrağının herhangi bir parti sloganından uzak bir şekilde geçit törenine hâkim olduğu dikkat çekti. Aynı zamanda, cesaret verici bağırışlar ve “otorite halkın otoritesidir… ordu da millet içindir.” şeklindeki sloganlarla yürüyüşte kadınların varlığı da dikkat çekmekteydi.

Perşembe günkü konvoy, Omdurman ve Hartum Kuzey’deki diğer kadrolarının yanı sıra, Shagara, Hartum 2 ve Hartum 3 bölgelerindeki direniş komitelerinin aktif liderlerinin de bulunduğu, Çarşamba gecesi art arda gerçekleştirilen bir dizi tutuklamadan etkilenmedi.

Muhammed Nasser, Al Jazeera Net’e, başkentte yer alan tutuklama beklentisine sebep olacak düzeydeki komiteler arasında ağ oluşturma ve üst düzey koordinasyonun, “yetkililerin misilleme kampanyalarına rağmen” kalabalığın başarısına yol açtığını söyledi.

Tahliye Emirleri Ve Takipler

el-Cezire Net, Hartum’un kalbindeki Arap pazarında ordu da dahil olmak üzere müşterek kuvvetlerin yoğun bir güvenlik kontrolünün yayıldığını izledi. Ordu insanlara değişiklikleri ve hemen çıkmalarını bildirmek üzere hoparlör kullanıyordu. Bu da askeri konvoyun ortaya çıkmasından hemen önce yapılıyordu.

Her zamanki gibi, yetkililer Çarşamba gecesinden bu yana başkentin üç şehrini birbirine bağlayan ana köprülerini, devasa nakliye konteynırları ve beton bloklar kullanarak kapattılar. Tıpkı bu sefer Hartum’daki özgürlük köprüsünün de kapatılmasıyla yüzleşmek gibi, ki geçmiş protestolar boyunca kapatılacak olması hiç hesaplanmamıştı.

Yetkililer internet ve iletişim hizmetlerini de erken bir tarihten itibaren kesti, aynı zamanda protestocuların önceki zamanlarda olduğu gibi sarayın çevresine ulaşmalarını engelleyecek şekilde saraya giden yolların trafiğe kapatılmasını geniş çapta uygulamaya aldılar.

Protestocular, vur-kaç alanına dönüşen toplu taşıma istasyonu “Sharoni” çevresinde kuşatıldı. Protestocular ile güvenlik güçleri arasındaki şiddetli çatışma, şiddetli kovalamacaların da yaşanmasıyla saatlerce sürdü.

Al Jazeera Net, protestocular arasında çeşitli yaralanma vakalara şahit oldu. Bu sırada da ambulanslarda eğitimli gruplar alayda aktif bir şekilde faaliyet gösteriyorlardı. Nitekim gençlerin tıbbi aletler ve basit ilk yardım kullanarak hafif yaralanmaları hızlı bir şekilde tedavi etmeleri göstericiler arasında memnuniyetle karşılandı.

Gösterilere hala Devam Ediyorlar

Abdul Hamid Beşir, protestocuların özgürlük, barış, adalet ve medeni yönetim taleplerine ulaşacaklarını umduğunu söylüyor. Devam eden gösterilerin yorucu olduğunu kabul ediyor, ancak mümkün olduğunca uzun süre sokağa çıkmaya hazır olduklarını vurguluyor. Bu sırada Beşir’in yakınında da, yaralılara yardım etmeye gönüllü olan Hind adında bir doktor vardı.

Abdülhamid sözleriyle gaz bombalarına rağmen arkadaşlarının cumhurbaşkanlığı sarayına ulaşmaktaki ısrarını dile getiriyor. Öyle ki gazın etkisini azaltan sıvı karışımlar taşıyan diğerleri gibi bombaları da örtmek için kullanılan plastik kapları taşıyan çok sayıdaki göstericinin varlığına ek olarak, tesirlerinin incelenmesi tamamlanmadan önce patlayıcı malzemelerin polise teslim edilmesi gibi sakıncalarının da bulunduğunu ifade ettiği üç yıllık protestonun kendilerine deneyim kazandırdığını da ekledi.

Ne Hartum Bahri ne de Ümmü Derman’da şiddet sahnesi daha hafif değildi. Merkez Doktorlar Komitesi, Ümmü Derman ve Bahri’de 3 protestocunun öldürüldüğünü duyurdu. Protestolarda öldürülenlerin sayısı da geçen 25 Ekim’den bu yana 60’a çıkmış durumda.

Hartum Bahri basınında yer alan haberlere göre, protestocuların konvoyu aşırı baskıya maruz kaldı ve barışçıl göstericilerle karşılaşmalarında ordu, polis, çevik kuvvet, güvenlik polisi ve yedek merkez üniforması giyen güçler tarafından da gerçek mermilerle ateş edildi.

SONGÜL BAYLU

https://www.aljazeera.net/news/politics/2022/1/6/%D8%A7%D9%84%D8%B7%D8%B1%D9%8A%D9%82-%D8%A5%D9%84%D9%89-%D9%82%D8%B5%D8%B1-%D8%A7%D9%84%D8%AC%D9%86%D8%B1%D8%A7%D9%84-%D8%BA%D8%B6%D8%A8-%D9%82%D9%86%D8%A7%D8%A8%D9%84-%D9%88%D9%85%D9%88%D8%AA