islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
34,5424
EURO
36,0063
ALTIN
3.006,41
BIST
9.549,89
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Çok Bulutlu
10°C
İstanbul
10°C
Çok Bulutlu
Pazartesi Parçalı Bulutlu
11°C
Salı Parçalı Bulutlu
11°C
Çarşamba Az Bulutlu
13°C
Perşembe Az Bulutlu
15°C

En Büyük Felaket Allah’ı Unutmaktır

En Büyük Felaket Allah’ı Unutmaktır
17 Ekim 2017 08:12
A+
A-

Allah’ı Unutmak Felaketi

Bütün varlıklar şanı yüce olan Allah’a yönlendirirken, Yaratan’ı unutmak, Yaratan ve O’nun Kur’ânî yasaları yokmuş gibi bir hayat sürmeye kalkışmak felaketlerin en büyüğü değil de nedir? Allah’a inanmak yetmez. O’nu emirleri ve yasaklarıyla kabullenmek gerekir.

Yaratan’ın varlığı ve yüceliği her bir varlığa kodlanmıştır. Bizler Kur’ân’ın indirildiği Câhiliye toplumunda Allah inancı olmadığını mı sanıyoruz? Ankebût sûresi ayet 61 de şöyle buyruluyor:

Onlara, gökleri ve yeri kim yarattı, güneşe ve aya kim boyun eğdirdi, diyerek sorsan Allah’tır diyecekler. Peki, nasıl oluyor da haktan sapıyor ve saptırılıyorsunuz?”

Nasıl oluyor da Allah ve yasaları yokmuş gibi yaşayabiliyorsunuz? Allah’ı unutup O’ndan uzaklaşma, akıl tutulması, gönül kararması değil de nedir?

Sözün özü, yaratılan âyetler olan her bir varlık ile Kur’ân’ın bize yön veren âyetleri birliktelik içinde bizi Rabbimize yöneltir. Rabbimizi unutmamaya yönlendirir. Rabbimiz bizi Haşr suresinin 18 ile 19. âyetleriyle şöylece uyarmaktadır:

Ey iman edenler! Rabbiniz olan Allah’ın emirleri ve yasaklarına aykırılıktan korunun. Her bir nefis ölümle başlayacak ahiret hayatı için hangi amelleri hazırladı, ona bir baksın. Sakın ha Yaradan’ın emirleri ve yasaklarına aykırı gitmeye kalkmayın. Allah bütün yaptıklarınızdan haberdardır.

Sakın ha Allah’ı unutanlar gibi olmayın. Eğer Allah’ı unutanlardan olursanız, Allah da size kendinizi unutturur.Allah’ı unutanlar doğru yoldan sapanların ta kendileridir.

19. âyeti biraz açalım: Allah’ı unutanlar gibi olmayın ki Allah da size nefislerinizi unutturmasın. Yeryüzünde Allah’ı ve O’nun emirleri ve yasakların unutmadan daha büyük bir zulüm tasavvuru mümkün müdür?

Bakınız Rabbimiz Kehf suresinin 57. âyetinde ne buyuruyor:

Rabbininyarattığı ve indirdiği âyetleri ile Hakk’a yönlendirildikleri halde öğüt almayıp bu âyetlerden sapan ve yaptığı amellerden sorgulanacağı gerçeğini unutandan daha zalim kim vardır…?”

Hangi cüretle Yaradan’dan kopuk yaşanabilir. Yaratan’ın dünyasındayız. Yaradan’ın var ettiği nimetler içindeyiz. Her an Onun rahmeti ve kudreti altındayız. Hayat O’nun, ölüm O’nun, ölüm ötesi O’nun, Mahşer O’nun, Cennet O’nun, Cehennem O’nun.

Senin kendi zatından alabildiğin bir varlığın mı var? Sen yaratılansın. Yaratandan nasıl bağımsız olabilirsin?

Allah’ı unutmak demek Allah’a emirleri ve yasaklarıyla birlikte inanmamaktır. Yaradan’ın insanlığa yönelik son ilahi mesajların bütünü olan Kur’an’a inanmadığın sürece Yaradan’a imanın -İslami sistem içinde- bir önemi yoktur. Neden biliyor musunuz? Yaratan’a iman varlığımıza kodlanmıştır. Akıllı olan bir insan yaratıcı olmadan varlık tasavvuru yapamaz. Aslında yeryüzünde inanmayan kişi yoktur. İnanmadığını söyleyen cüretkârlar vardır. Hiç unutmuyorum, ünlü bir tiyatrocumuza bir tv programında “Sen Allah’a inanmıyor musun?” diye sordular, ürperdi. “Ben elbette, yaratıcı evrensel bir güce inanıyorum,” dedi. Allah diyemezsin ama evrensel yaratıcı bir güç demek zorundasın, demezsen varlığını izah edemezsin, yeryüzüne anlam veremezsin. Güneşi, ayı, yıldızları, galaksileri izah edemezsin, yaşamı izah getiremezsin.

Emirlerini çiğnemek, yasaklarından kaçınmamak Allah’ı unutmaktır. O’nu gereğince, her vesileyle anmamak da bir tür unutmaktır.

Yaratanı Unutmanın Neticeleri

Allah’ı unutmanın iki sonucu vardır. Sen unutursan:

a. Yaradan da sana öz varlığını unutturur.

b. Bir de uğratılacağın azap içinde unutulursun ki bu felaketlerin en büyüğüdür. Rabbimiz;“Beni unutanları ben de uğratılacakları azabın içinde unutacağım, “buyuruyor.

Ümitlerin söndürülmesi, felaketlerin en büyüğüdür. Çünkü insan Yaratan’ı unutmakla bir suç işlemiyor. Evrende var olan varlıkların sayısınca cinayet işliyor demektir. Çünkü her bir varlık bir belge. Kendi nefsin sana unutturulursa anlamsız yaşar ve amaçsız mücadele verirsin. Sana verilen aklı işletemezsin. Mesela kendi nefsinin yaratılışını unutup ahiret gerçeğini inkâra yeltenirsin.

Hatırlayın, Yasin sûresindeki inkârcı prototipini. Şöyle buyruluyor:

İnkârcı insan bize örnek verir ama yaradılışını unutur. Bu çürüyüp toprağa karışan kemikleri kim diriltecek.” der.Ey Peygamber de ki; ilk defa kim yarattıysa o diriltecek.

Evet Yaratanı unutursan, sana nefsin unutturulur, yaratılışını düşünemez olursun. Sana nefsin unutturulursa ahiret gerçeğini büsbütün dışlarsın. Ben kimim, nereden geldim, nereye gideceğim türünden soruları vicdanına yöneltemezsin. Bağımsız yaşamaya kalkarsın, amaçsız hayat sürersin.

Allah’ı Unutursan Nefsin Unutturulur

Allah’ı unutmanın bedeli olan öz canını unutur olmanın Kur’an’da verilen bir örneği de Allah’ın men edilmesini istediği Münker işleri emreder konuma düşmektir. Münker; İslâm dininin, olgun aklın, bilimsel verilerin reddettiği işlerdir. Biz bunlardan men etmekle yükümlüyüz. Ama unuttuğun için sana nefsin unutturulursa Yaradan’ın men edilmesini istediklerini emretmeye kalkarsın. Faizi savunursun, içkiyi savunursun, zinayı savunursun, eşcinselliği savunursun, kapitalizmi savunarak sosyal adaletsizliğe meyledersin ama bunları Marûf diye yaparsın. Tevbe sûresinin 67. Âyeti şöyledir:

Yürekten inanmamış erkekler ve kadınlar olan münafıklar birbirinin benzeridir. Onlar İslâm Dini’nin, olgun aklın ve ilmin ret ettiği Münker’e çağırır ve yönlendirirler. (Münker’in zıddı olan) Marûf’tan ise alıkorlar ve üstelik cimrilik ederler. Çünkü onlar Onlar Allah’ı unuttular. Allah da onları unuttu! Çünkü münafıklar doğru yoldan sapanların ta kendileridir.”

Allah’ı unutursan Münker işleri savunduğun gibi Allah’ın yapılmasını emrettiği Marûf’un da karşısına çıkarsın. Marûf; iyi olan, güzel olan, doğru olan, İslâm’ın, olgun aklın ve bilimsel verilerin onayladığı işlerdir. Marûf işleri men etmeye kalkarsın.

Bir Kur’ân hakikati olarak “Allah’ı unutursan sana nefsin unutturulur” derken sadece belli zümreleri değil nefsimizi de hedef alıyoruz. Örneğin başkalarına öğüt verir, Hakk’a çağırırsın ama kendi nefsini unutursun. Kendi nefsini ateşe atarsın. Allah İsrailoğullarını yererken, Bakara sûresinin 44. ayetinde şöyle buyurur:

Siz nefislerinizi unutuyor da insanlara mı öğüt veriyorsunuz?”

Şimdi seküler dünyanın ahlâkiyatçıları böyle. Yaşamları kapkaranlık. Söylenenler yaşananlar değil, yaşananlar söylenenler değil.

Azapta Unutulmak

Allah’ı unutmanın bir diğer sonucu da uğratılacağın azap içinde unutulmaktır

Rabbimizin rahmetini en ziyade ümit etmeye muhtaç olduğumuz bir dönemde azap içinde unutulmak azapların en büyüğü değil de nedir?

Allah’ı unutursak unutulacağımız bize Kur’ânımızda açıklanıyor. Adil olan Mevlâmız şöyle buyurur:

Allah’ı unutanlar gibi olmayın. O’nu unutursanız O da size nefislerinizi unutturur. Unutanlar fâsıkların/kulluk çizgisini aşanların ta kendileridir.” (Haşr 59/19)
“ Sorgulama Günü’nde Allah’ı unutanlara şöyle denilir: Allah’ın huzurunda sorgulanacağınız bu günü unuttuğunuz gibi biz de sizi unutacağız. Kalacağınız yer ateştir. Hiç bir yardımcınız da olmayacaktır.” 
(Câsiye 45/34. Ayrıca bak. Secde 32/14)

Allah’ı Unutmamak İçin Allah’tan Yardım İstemek

Kasıtlı unutmalarımızdan sorumluyuz. Rabbimizi ve koyduğu yasaları unutmamak; İslami çizgiyi unutmamak için, Rabbimizden yardım talep etmek ihtiyacındayız.

-Allah kendisinden razı olsun- Sahabi Muaz ibn-i Cebel şöyle anlatıyor:

Hazreti Peygamber bir gün bana’Ben seni seviyorum ya Muaz’ dedi.’Ya Rasulallah ben de sizi seviyorum’ dedim. Bana şöyle öğüt verdi:’Namazlarının ardından sakın ha şöyle dua etmeyi unutma: Allah’ım, seni daima anıp unutmamak, verdiğin nimetlerden vererek sana şükretmek, emirlerin ve yasaklarına uyarak sana güzelce ibadet edebilmem için bana yardım et.’

· Sitemizde şu anda Haftanın Sohbeti olarak yayınlanmakta olan “En büyük felaket Allah’ı unutanlar gibi olmaktır” adlı sohbetimizden alıntılanmıştır.

Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.