Ülkelerin kalkınma düzeyleri eğitimli insanların oranıyla doğru orantılı olarak seyreder.
Bir ülkede ki eğitim seviyesinin düşüklüğü o ülkenin fakirliğine delalet eder. Eğitimli insan sayısını çoğaltmak düzenli bir eğitim sistemiyle mümkün olacaktır. Eğitim sisteminde ki bozukluğun kısa sürede giderilememesi demek bir kaç neslin heba olması demektir.
Eğitim kalitesinin artmasında en büyük etmenin alanında iyi yetişmiş öğretmen sayısının yeterliliği ile doğrudan ilgilidir. Fiziki mekanlar ve imkanların eğitime etki oranı öğretmen kadrosu kadar önemli değildir. Kendi alanlarında başarı göstermekten aciz insanlar acziyetlerini “oynayacağım ama yerim dar” misali okulun fiziki imkanlarının yetersizliği gerekçesiyle örtmeye çalışırlar. Okul binaları olarak olsun veya ders kitaplarının ücretsiz verilmesi başta olmak üzere araç ve gereç bakımından bakımından olsun her türlü imkanın bolca sunulduğu son onbeş yıllık dönemde maalesef eğitim kalitesinde ki artış istenilen seviyeye yükseltilememiştir.
Eğitim camiasında eğitimin verimli hale gelmesinde karşılaşılan sorunlara çözüm olabilecek öğretmen ve idarecilerin; kendilerini sistemin sorunlu bir unsuru haline getiren bir eğitim sisteminden bu ülkeyi kurtaramadık maalesef.
Sistemler değiştirdik, değişik yöntemler denedik. Fiziki mekanları yeniledik. Yeterince öğretmen tayin ettik. Devletin kadrolu öğretmenleri özel işletmeci elinde olsa mevcut öğrenci sayısına bir o kadar daha eklense öğretmen sayısını artırma ihtiyacı duymadan eğitim öğretim çarkını döndürebilirlerdi.
Devlet okullarında neden problemler azalacağı yerde artıyor, çözülemiyor?
İmkanlar çoğaldıkca sorunlar azalacağı yerde aksine artıyor. Eğitim kalitesinin yurt genelinde tüm evlatlarımız için yükseleceği yerde yerinde sayıyor içinden çıkılmaz bir karmaşa halini alıyor. Parası olanlar özel okullara yöneliyor ve çocuklarının haklı olarak istikballerini kurtarıyor. Ülke genelinde ki evlatlarımız sistem karmaşasının, idareden kaynaklı öğretmen verimsizliğinin kurbanı olarak heba ediliyor.
Küçük bir ilçede dahi binlerce öğrencisi, yüzlerce öğretmeni, milyonlarca lira bütçesi olan bir kurumu yönetmek için tek bir müdürün yetkisine tevdi edilirse eğitim sorunları en birinci sistemi ve yöntemi de getirseniz çözülmez.
Tek bir Kişi milyonlarca liralık taşımalı bütçesinden pay alma yarışına giren ve zaman zaman mafyalaşmanın yaşandığı sıkıntılarla uğraşmayı mı göze alacak? Okulunun sorunsuz bir öğretmen kadrosuna sahip olması için her türlü caba ve gayretin içerisine giren idarecilerle mi uğraşsın? Şehirdeki tüm öğretmenlerden gerektiği gibi yeterince istifade etmesini engelleyen mevzuat talimatlarıyla mı uğraşsın? Her okulun kendince ders araç gereç malzeme konusunda ki eksikliklerle mi uğraşsın? Yatılı pansiyonların dertleri hakeza öyle.
Yerelde uygulama imkanı bulunmayan geneli ilgilendiren üst kademe yöneticilerinin usandıran yazılı ve sözlü talimatlar sorunları çözme yerine hasır altına süpürülmesine neden oluyor. Sendikaların kendilerince haklı gördükleri hususlarda ki mücadeleleri. Bunların doğuracakları sorunlara çözüm bulmada tek yetkili bir müdürün ne gücü, ne performansı ne de zekası yeterli gelir. Her şehrin eğitim sorunlarına çözüm bulmada karar alıcının tek bir müdür olmaktan çıkarılmalıdır. Her şehrin eğitim kurulları oluşturulmalıdır. Uygulanacak kararlar bu kurullardan çıkmalıdır. Yukarıdan gelen talimatlarla eğitimde kalite değil karmaşa artıyor. Yukarıdakiler şehrin eğitim kurullarından çıkan talimatların uygulanıp uygulanmadığını denetlemekle görevli olmalıdır. Eğitim kurulları şehirde ki okul müdürleri, okul aile birliği başkanları, sendika temsilcilerinden oluşmalıdır. Bu kurul şehrin okullarında ki sorunları tek tek ele almalı çözüm de öncelikle eldeki imkanları özellikle de öğretmenleri en rantabl bir şekilde kullanmak suretiyle ortak akılla çözüme kavuşturmalı ve oy çokluğu ile alınan kararlarda o şehirde uygulanması gereken talimata dönüşmelidir. Kuruldan alınan kararların icrasını uygulama ve takibini de o şehrin eğitim müdürleri yapmalıdır.
Eğitim sistemi; uygulanan yöntem gereği ülke genelinde yapılan sınav sonucunda bir araya toplanılan çalışkan başarılı öğrencileri aynı şekilde başarılı öğretmenlerle destekleyemez hale dönüşüyorsa hem devletin harcadığı paraya hem de ülkenin geleceği olan o çocuklara yazık olmuş oluyor.
Eğitimin verimli hale gelmesinde karşılaşılan sorunlara çözüm olabilecek öğretmen ve idarecilerin kendilerini sistemin sorunlu bir unsuru haline getiren bir eğitim sisteminden bu ülkeyi kurtarmamız şarttır.
Sistem öyle bir karmaşık hal alıyor ki yerelde ortak akılla çözülebilecek bir çok meseleler adeta sorunlar yumağına dönüyor. Okul idarecilerini ve milli eğitim müdürlerini bir çıkmaza sürüklüyor. Bu karmaşa neticesinde eğitim-öğretim dönemleri adeta öğrencilerin eğitiminden çok okulların öğretmen sorunlarıyla geçmeye başlıyor.
Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi