islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
34,4838
EURO
36,2362
ALTIN
2.960,88
BIST
9.367,77
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
18°C
İstanbul
18°C
Parçalı Bulutlu
Cuma Yağmurlu
19°C
Cumartesi Az Bulutlu
9°C
Pazar Çok Bulutlu
10°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
10°C

Çocukları Yuvaya Kavuşturan Model: Koruyucu Aile

Çocukları Yuvaya Kavuşturan Model: Koruyucu Aile
27 Ocak 2022 14:29
A+
A-

Doğal yollarla çocuk sahibi olamamaları nedeniyle koruyucu ailelik sistemi sayesinde 3 haftalıkken aldıkları kızlarıyla evlat hasretlerini gideren 19 yıllık evli Bingöl çifti, çocuk bakmanın meşakkatlilerine rağmen asla bu durumdan şikayetçi değil. Bingöl çifti, yeni evlendiklerinde kaplumbağalarına verdikleri ismin şimdi kızlarının adı olmasının ilahi bir işaret olduğuna inanıyor.

19 yıl önce evlenen Elçin Nalan ve Volkan Bingöl,  aileyi genişletmek istedi. Yaklaşık 14 yıl boyunca çocuk sahibi olmak için mücadele veren çift, daha sonra evlat edinmek üzere başvuru yaptı. Çift henüz 19 günlük olan kızlarıyla tanıştı. Çift, evlat hasretini giderdikleri kızlarıyla anne ve babalık duygusunu tatmanın mutluluğunu yaşıyor.

Elçin Nalan ile Volkan Bingöl, isminin kendilerine koruyucu ailelikle geçen 6 ayını şöyle anlattı.

“Kendi torunları, yeğenleri gibi hepsi çok seviyorlar kızımızı”
Yaklaşık 12 yıl finans, bir süre de televizyonculuk sektöründe çalıştıktan sonra iş yaşamını bırakan 44 yaşındaki Elçin Nalan Bingöl, koruyucu aile olma kararını alma sürecini aktardı. Evlat edinmeye karar verdiklerinde eşinin ve kendi ailesinin kararlarını olumlu karşıladığını anlatan Bingöl, şöyle devam etti:

“Annem zaten baştan beri bizim çocukla ilgili mücadelemiz sırasında hep bize bu yönde telkinde bulunup, Allah’a verdiğim sözü hatırlatıyordu, sağ olsun. Ama insan zaman zaman hırslarına kapılıp öteleyebiliyor bazı şeyleri. Kendisi yapmak istiyor ya da işte ‘Bir tane öyle olsun, bir tane böyle olsun.’ diye düşünüyor. Zamanla buraya doğru yöneldiğimiz için şimdi çok mutluyuz. Ailemiz destekledi. Hatta ailede karşı çıkacağını düşündüğümüz insanlar bile çok mutlu oldular, yanımızda oldular. Hiç kimse itiraz etmedi ve bu da bizi çok memnun ediyor. Gerçekten kızımızı kendi torunları, yeğenleri gibi hepsi çok seviyorlar. Çok mutluyuz. İyi ki böyle bir şey yaptık.”

Başvuru için gerekli evrakların, tahkikatın ve bazı testlerin tamamlanmasının ardından kuruma görüşmeye gittiklerini kaydeden Bingöl, ilk gelen bebeği kabul etmek gibi bir hissin içlerinde var olduğunu anlattı. Bingöl, “İyi ki sunulan ilk bebekti kızım ve onu hemen aldık evimize getirdik, çok şükür.” ifadelerini kullandı.

Eşinin küçük yaşlarda kız bebek arzusu olduğunu dile getiren Bingöl, “Ben de onu kırmadım. Çünkü bebek özlemimiz vardı. Yoksa büyük bir çocuk almak da bizim için güzeldi, hiçbir problem yoktu ama bebek hasretini giderebilmek için ‘Hem kız hem de bebek olsun’ dedik. Aslında kızda da çok diretmedik ama yine orada da eşim babalık içgüdüsüyle kız olsun istedi. Yoksa benim çok da net bir tercihim yoktu aslında. Ama gönlümüz kız dedi, kız oldu.” dedi.

“Gözlerini açıp gözlerimin içine baktı, o an her şey başlamıştı”
Koruyucu anne Bingöl, kızıyla ilk tanışma anlarını gözyaşlarıyla anlatarak, “İlk gittiğimizde zaten çok minikti, uyuyordu. Bakıcısının kucağında getirdiler. Camın arkasından gördük. Gözlerini açıp gözlerimin içine baktı. O an zaten her şey başlamıştı.” diye konuştu.

Başta biraz zorlandıklarını ifade eden Bingöl, “Gece uyku yok. Tam bir annelik yani, hiçbir farkı yok. Annelik bence emek zaten. Anlık bir şey olduğu için doğurduğunu herkes bir süre sonra unutuyor ama esas olan emek. Onu da çok şükür kendimizden vererek, yemeyerek, uyumayarak -zaten kilo verdim bu süreçte- ona bakmaya çalışıyoruz. İnşallah layık olabiliyoruzdur.” diye konuştu.

Bingöl, kızları geldikten sonra hayatlarının değiştiğini, onun uyku ve beslenme saatine göre her şeyi planladıklarını, ona göre yaşamlarını sürdürdüklerini söyledi. Bingöl Çifti,  koruyucu aile olmak isteyip tereddüt duyanlara seslenerek, “Doğal yolla evlat sahibi olamayanlar hiç beklemesinler. Yani hiç boş yere zamanını harcamasınlar. Koruyucu aile olabilirler, evlat edinebilirler. Dünyanın en güzel şeyi.” değerlendirmesinde bulundu.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.