islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
34,4838
EURO
36,2362
ALTIN
2.960,88
BIST
9.367,77
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
18°C
İstanbul
18°C
Parçalı Bulutlu
Cuma Yağmurlu
19°C
Cumartesi Az Bulutlu
9°C
Pazar Çok Bulutlu
10°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
10°C

Bir Mahkum İhmalkarlık Sonucu Mu Öldü?

Bir Mahkum İhmalkarlık Sonucu Mu Öldü?
5 Şubat 2022 09:23
A+
A-

Midyat’ta açık cezaevinde yatan Mehmet Salih Aksu bir akşam rahatsızlandı. Gardiyanlar “Bunu iç geçer” diye soda verdi. Gece yarısı durumu ağırlaştı. Cezaevinin önüne gelen ambulanstaki teknisyen tarafından iğne yapılıp koğuşuna gönderildi. Aksu o gece öldü. Ailesi iki ay önce BİMER’e başvurmuş babalarının kalp hastası olduğunu, yaşamsal tehlikesi bulunduğunu söylemiş ancak devleti ikna edememişti.

Mehmet Salih Aksu, Mardin Midyat’ta açık cezaevindeki koğuşunda yerdeki minder üzerinde ölü bulundu. Koğuş arkadaşları sabah kalktıklarında onun soğuk bedeniyle karşılaştı. Savcı kovuşturmaya gerek görmedi, hiç kimsenin bu ölümde sorumluluğu yoktu. Ancak ailesinin başlattığı hukuk mücadelesinde ortaya koydukları gerçek baya şaşırttı. Hukuki süreçte Mehmet Salih Aksu’nun Anayasa Mahkemesi dosyasında biriken belgelere yansıdığı şekliyle hikaye şöyle:

Mehmet Salih Aksu 24 Şubat 2017’de Midyat Açık Ceza İnfaz Kurumu’na başvurdu. Çocukları 17 Şubat’ta o zamanki BİMER, şimdiki adıyla CİMER’e başvurarak babalarının kalp hastası olduğunu ve yaşamsal tehlikesi bulunduğunu yetkililere duyurmaya çalıştı. Aksu hastaneye sevk edildi. İncelendi. Yüksek tansiyon tanısı konuldu. Cezaevinde kalabileceği, ceza ertelemesine gerek olmadığı kayıtlara geçti. Tekrar cezaevine konuldu. Tarih 3 Mart’tı.

Ama Mehmet Salih Aksu iyi değildi. 9 Mart’ta, 6 Nisan’da 13 Nisan’da cezaevi hekimine gitti. Kas ağrısı, omuz ağrısı ve hipertansiyon tanılarıyla bazı ilaçlar için reçeteler yazıldı. Ancak 13 Nisan gecesi hareketli geçti. Akşam 9 sıralarında mide ve sırt ağrısından şikayet etti. Gardiyanlar “iyi gelir” diyerek soda verip koğuşuna gönderdi. Gece yarısı durumu ağırlaştı. 112 arandı ambulans geldi. M.S. Aksu Cezaevinin giriş kapısının önünde bekletiliyordu. Kapı önünde yapılan kontrolde yaşamsal değerlerinin normal olduğuna karar verildi. Bel ağrısı için de bir iğne yapıldı. İğneyi yapan Acil Tıp Teknisyeni aynı zamanda ambulans şoförüydü. Mehmet Salih Aksu tekrar koğuşuna götürüldü. Koğuş arkadaşlarının ifadesine göre kendi isteğiyle yerdeki minderin üzerine yattı. Arkadaşı üzerine bir battaniye örttü. Mehmet Salih Aksu bir daha gözlerini açamadı. Koğuş arkadaşları sabah 7 sıralarında uyandıklarında soğuk bedeniyle karşılaştı. Bu ölümle ilgili dava dahi açılmadı. Bir disiplin cezası dahi verilmedi.

ADLİ TIP: AMBULANS EKİBİ KUSURLU

Adli Tıp Kurumu’nun hazırladığı raporda ambulanstaki teknisyenlerle ilgili tespiti ilgi çekici: Kişiye yapılan [ağrı kesici iğnenin] ölüm üzerine etkisi ve katkısının bulunmadığı, Acil Tıp Teknisyenleri’nin kişiye tedavi verme yetkilerinin bulunmadığı, hastayı sağlık kurumlarına naklini sağlamaları gerektiği kusurlu oldukları oy birliği ile mütaala olunur.

“YARGILAMA GİDERLERİNİN AİLE ÜZERİNDE BIRAKILMASINA…” 

Aile Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulundu. Yüksek mahkeme şu hükme vardı: Yaşam hakkının maddi ve usul boyutlarının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA Celal Mümtaz AKINCI ve M. Emin KUZ’un karşı oyları ve OYÇOKLUĞUYLA, Yargılama giderlerinin başvurucular üzerinde BIRAKILMASINA 19/10/2021 tarihinde karar verildi.
Akıncı ve Kuz’un karşı oy gerekçesinde yazılanlar ise dikkat çekici:

DEVLETİN TEDBİR ALMA YÜKÜMLÜLÜĞÜ VAR:

Devletin, bir kişinin yaşamına yönelik gerçek ve yakın bir tehlikenin bulunduğunun kamu makamlarınca bilindiği veya bilinmesi gereken durumlarda, tedbirleri alma yükümlülüğü vardır.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.