AK Partisi dahil Ülkemizdeki bütün partiler yasal düzeyde olduğu gibi fiilen de laiktirler. Hem de jakoben türden. Yöneticileri namaz kılsalar ve alkol almasalar da bu böyledir. Çünkü İslam’a bir hayat düzeni olarak inanacak bilgileri de amaçları da yoktur. İslam’a kapalıdırlar. Ondan ilham da almazlar. Uyarılara da sağırdırlar.
Gitti Gül , geldi Bozdağ kardeşimiz. Kafa aynı kafa. Değişen bir şey yoktur. Ülkemizde zulme /işkenceye dönüşen boşanma sonrası nafaka düzeni buna en canlı örnektir. Rabbimizin buyruğundan ilhamla boşanma sonrasında bir defaya mahsus olmak üzere nafaka verilebileceği, bazı şartlarda buna Devletin de katkı verebileceğini dile getirdik. Ama düşünce yeteneklerimiz de körelmiş. Bir taraftan evlilikleri engelleyip boşanmaları çoğaltmak, diğer tarafından kadına şiddeti körükleme için ne yapılması gerekiyorsa yapılıyor.
Adalet Bakanlığının düşündüğü çözüme ! bakar mısınız:
2 yılın altındaki evliliklerde 5 yıl, 5 yılın altındaki evliliklerde 7- 8 yıl, 5 ila 10 yıl arasındaki evliliklerde 12 yıl nafaka verilmesi planlanıyor. Süre sonunda nafaka alan eşin maddi olumsuzlukları devam ediyorsa ‘ara süre’ uygulanacak ve 2-3 yıl daha nafaka alabilecek.
İslam ile ayarlanmamış akıllar hangi alanda insan doğasıyla örtüşen alternatif çözümler üretebilmiş?
Eğitimi materyalizme, ekonomiyi borca dayalı dayalı ve faize müstenid para düzenine, hukuku da -bir topluğu öldüren katile bile bir süre sonra özgür kalacağı- ilkel ceza sitemine bağlayan kafalardan ne bekleyebiliriz? Bize de jokeben laikler arasında demokratikleşenlere bel bağlamak düşüyor. Bu vesile ile nafaka konusunda getirdiğimiz teklifi ve gerekçelerini içeren makalemizin linkini veriyoruz:
HÜKÜMETE NAFAKA ZULMÜNÜ BİTİRECEK TEKLİFİMİZ VE İSLAMİ GEREKÇELERİ
Hocam bir de haksız yere iftiraya uğramış ve memuriyetlikden atılan feto kurbanı kardeşlerimizin dertlerini ele alsanız. Bu konuda da hukuka ihtiyacımız var diye düşünüyorum. Selâm ve dua ile