Bütün insanlar için ortak akıl ve akıl ile duyu organlarının oluşturduğu ilim/bilim bilgi kaynağıdır. İslam Dini’ne iman edenler için üçüncü bilgi kaynağı da, Yüce Rabbimizin Kurânî bildirileri, emirleri ve yasaklarıdır. Biz merhameti sonsuz olan Rabbimizin bütün yasaklarını zararlı görürüz. Manen pis buluruz. Her hal ve şartta kaçınılması gereğine inanırız. Bu sebeple fikri baskı ve fiili zorlama olmasa da örneğin eşcinselliği ve zinayı red eder, toplumu çökertici şer kaynağı biliriz. Temel bilgileri oluşturduğu için aşağıda değineceğimiz olay vesileyle bu bilgileri yeniden aktarma gereğinin duyduk.
Meğer Zina ve Eşcinsellik de Koronaya Bulaştırıyormuş!
16 Mart 2020’de Habertürk’te Veyis Ateş ile yaptığımız programda, korona ile ilgi kurmaksızın İslam’ın öngördüğü korunma önlemlerini yedi başlık altında sundum. Bilinen bir gerçeği de vurgulayarak mikropların cinsel temas yoluyla geçebileceğine değindim. Rabbimizin koyduğu haram kılıcı eşcinsellik ve zina yasağını dile getirdim. Eşler arasında adet dönemi ilişkisi ile anal ilişkinin de haram kılındığını hatırlattım.
https://www.dailymotion.com/video/x7squqr
Pisliği ve piçliği içeren ve kutsal tanımaz modern! yaşam bağlıları görsel ve sosyal medyada aleyhime kıyamet etti. Ama ne kıyam. Medya Ombudsmanı denen Faruk Bildirici müfterisi başta olmak üzere hepsine gerekli cevapları verdim.
Medyaya düşen önemli bir haber, koronavirüsü zina ve eşcinselliğe bağladığım ileri sürerek saldırılarda bulunan aşağılık kişileri yeniden gündemime taşıdı. Ürolog Prof. Dr. Ege Can Şerefoğlu’nu Hürriyette yayınlanan açıklamasında özetle şöyle diyor:
Cinsel ilişki sırasında koronavirüsün bir kişiden diğerine damlacık yoluyla bulaşma ihtimali hayli yüksek.
https://www.hurriyet.com.tr/mahmure/korona-covid-19-cinsel-yolla-bulasir-mi-nelere-dikkat-etmeli-uzmanindan-oneriler-41912289
Yalnızca zina ve eşcinsellik konusunda değil, kişisel ve toplumsal hayatın siyasi, iktisadî, hukukî … bütün safhalarında İslam Dini’ni bilgi kaynağı olarak kullanma gereğini duymayan ve onu dinlemeyenler gereğince akıllarını da kullanamıyorlar. Kullanabilselerdi hiç şüphesiz Yaratacımız Rabbimizi de dinlerlerdi.
Biz bu tipleri nasıl tanıyacağınız ve akibetleri ne olacak diye sorulursa biz de sözü yaratıcımız Rabbimize bırakırız:.
“Sen hiç kendi arzu ve heveslerini tanrılaştıran birini görüp de üzerinde düşündün mü? Böyle birinden de sen mi sorumlu olacaksın?
Yoksa sen onlardan çoğunun (senin ulaştırdığın Kur’ân mesajını) dinlediklerini ve akıllarını kullandıklarını mı sanıyorsun? Hayır hayır, onlar koyun sürüsü gibidir, davarlar gibi doğru yoldan hiç mi hiç haberleri yoktur.” (Furkan 43-44)
***
“Rablerine karşı isyankar davranan herkesi cehennem azabı beklemektedir: orası, ne kötü bir varış yeridir!
Onlar, cehenneme atıldıklarında, onun kaynarken çıkardığı sesi duyacaklar,
Neredeyse öfke ile patlarcasına (çıkardığı sesi); (ve) her grup (günahkarın) oraya her atılışında, bekçiler onlara soracak: “Size hiç uyarıcı gelmemiş miydi?” Onlar: “Evet” diyecekler, “aslında bize bir uyarıcı gelmişti, ama biz o’nu(n söylediklerini) yalanladık ve o’na: ‘Allah (vahiy yoluyla) hiçbir şey indirmiş değildir! Siz (kendinizi uyarıcı olarak görenler) büyük bir yanılgı içindesiniz! dedik”.
Ve onlar, “Eğer biz” diye ekleyecekler, “(bu uyarıları) dinlemiş olsaydık veya (en azından) kendi aklımızı kullansaydık, şimdi yakıcı ateşe müstehak olanlar arasında bulunmazdık!” (Mülk 67/6-10)