Yüce Rabbimiz Sebe’ Sure’sinin 13. ayetinde: وَقَلِيلٌ مِنْ عِبَادِيَ الشَّكُورُ: Kullarım içerisinde hakkıyla şükreden pek azdır” buyurmuştur. Bu ayetle ilgili Hz. Ömer’in başından geçen tatlı bir hatırası var, okuyucularımla paylaşmak istedim.
Hz. Ömer hilafeti döneminde çarşıda esnafı kontrol etmek için dolaşırken bir adamın yanına uğradı. Şöyle dua ediyordu:
“- Allah’ım beni az kullarından kıl, Allah’ım beni az kullarından kıl!” Dua, Hz. Ömer’in acayibine gitti, dayanamadı:
“- Bu duayı kimden öğrendin?” diye sordu. Adam:
“- Allah kitabında: “Kullarım içerisinde hakkıyla şükreden pek azdır” buyuruyor, oradan aldım” dedi. Bunun üzerine Hz. Ömer’in gözlerinden yaşlar akmaya başladı ve:
“- Ey Ömer! Bütün insanlar senden daha bilgili” dedi ve: “Allah’ım beni az kullarından kıl” diye dua etti.
Peygamber Efendimiz de hadis-i şeriflerinde:
“Aza şükretmeyen çoğa da şükretmez.
İnsanlara teşekkür etmesini bilmeyen Allah’a da şükretmesini bilmez.
Allah’ın vermiş olduğu nimetleri dile getirmek şükür, bunu yapmamak ise nankörlüktür.” buyurmuştur. (Ahmed, Müsned, IV, 275, 278)
Şükür, insanın kendisine yapılan iyiliğin, verilen nimetin kıymetini bilip o iyiliği yapana bu hissini bildirmesi, onu anıp övmesi demektir.
Şükrün zıttı nankörlüktür. İyi kimseler her halükarda Allah’a şükrederler, kötüler ise nankörlük ederler. Şair ne güzel söylemiş:
Ârif ol kimsedir ki her hâle
Şükredip Hakka ittikâ eyler
Cahil oldur ki gark-ı nimetken
Yine Rabbinden iştikâ eyler.
Anlamı şöyle: “Ârif, her hale şükredip kesinlikle Allah’a bağlanan kimsedir. / Cahil ise nimetlere batmışken yine Rab-binden şikâyet edendir.” (Latifeler, s. 170
Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi