islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
34,5197
EURO
36,1843
ALTIN
2.962,97
BIST
9.367,77
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
17°C
İstanbul
17°C
Parçalı Bulutlu
Cuma Yağmurlu
19°C
Cumartesi Az Bulutlu
9°C
Pazar Çok Bulutlu
10°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
9°C

Seçebileceğimiz İnsanların Sahip Olması Gereken Kur’ânî Vasıflar I

Seçebileceğimiz İnsanların Sahip Olması Gereken Kur’ânî Vasıflar I
19 Haziran 2018 09:25
A+
A-

Vurgulanması Gereken Gerçekler

Önce apaçık olan bir gerçeği vurgulayalım:

a. Ülkemizin hukukî ve ekonomik sistemi, eğitim ve kültürel kurumları vs. İslâm ile çelişkilidir. İslâm ile çelişkili olduğu ölçüde de insan doğası ile çatışmalıdır.

Vurgulanabilecek bir diğer gerçek de şudur:

b. İradelerimizi etkileyen ve engelleyen bilgi ve bilinç yoksunluğumuz ve toplumsal engellerimiz var ise de kullanabileceğimiz hürriyetlerimiz de vardır.

Bu hürriyetlerimiz arasında mesela Dernekler, Vakıflar, Sanayi ve Ticaret Odaları, Barolar, Sendikalar, Muhtarlık, Mahallî İdareler ve Genel Seçimlerdeoy kullanabilir olmamızdır.

Oy Kullanır Olmak da Bir Nimettir

İnançlarımızı ve değer yargılarımızı yansıtabileceğimiz Oy kullanma özgürlüğü büyük bir nimettir. Her nimet gibi bu nimet de şükür ister.

Oy nimetinin şükrü ise oyumuzu, niteliklerini Yüce rabbimizin Kur’ânî buyruklarıyla belirlediği kişilerden yana kullanmaktır

Seçime Katılabilme Şartları

Muhtarlıktan Cumhurbaşkanlığına kadar seçilmek üzere seçime katılacak kişiler genç-yaşlı kadın veya erkek olabilir. Ama bizim oylarımızla destekleyebilmemiz için onların aşağıda açıklanacak Tevbe sûresinin 71. âyetindeki dört vasıf/şart ile Nisa sûresinin 58. âyetindeki liyakat şartını taşımaları gerekir. Biz tövbe sûresinin 71. âyeti ile Nisa 58’in seçilme için gerekli ve yeterli şartları içerdiği kanaatindeyiz.

Şimdi Tevbe 71’in anlamını sunarak içerdiği dört vasfı görelim:

Tevbe 71’in Anlamı

“Mümin erkekler ve kadınlar birbirlerinin Evliya’sıdır: Onlar birbirlerini temsil edebilir ve birbirleri adına tasarrufta bulunabilirler.
Onlar (İslâm dinin, olgun aklın ve ilmin gereği olan sözler, işler, ilkeler, yasalar ve kurumlar anlamına) Ma’rûf olanı emredip gerçekleştirmeye çalışırlar,(Marûf’un zıddı olan)Münker’den de (güçleri ölçüsünde sözlü ve fiilî olarak) sakındırırlar.

Namazı birliktelik içinde kılar ve zekâtı verirler.

(Hayatı düzenleyici emirleri ve yasaklarında) Allah’a ve Resûlü’ne itâat ederler.

Onlar Allah’ın kendilerini merhametiyle kuşatacağı insanlardır. Hiç şüphesiz Allah karşı koyulamayacak güç sahibidir ve neylerse güzel eyleyendir.”
Bu âyetin içerdiği dört vasıf vardır:

1. Mümin Olmak,
2. Maruf’a çağırıcı ve Münker’den Sakındırıcı Olmak
3. Namaz kılar ve şartları gerçekleştiğinde zekât verici olmak,
4. Allah’ın emirleri ve yasaklarına itaati benimsemek

Bu vasıfları tek tek ve kısaca açıklayalım:

I. Mümin Olmak.

Yüce Rabbimiz Kur’ân-ı Kerîm’inin Tevbe sûresinin anlamı verilen 71. âyetinde mümin erkek ve kadınlarının birbirlerinin Evliyası olduğunu açıklamakta ve böylece sahip olunması gereken ilk vasfın Mümin olmak olduğunu beyan etmektedir.

Âyette geçen Mümin ve Evliya kavramlarını kısaca açıklayalım:

Mümin: Hz. Muhammedin Allah’ın Elçisi olduğuna ve tebliğ ettiği Kur’ân’ın içerdiği bütün iman ve hayat ölçülerine inanan insandır.

Evliya:Velî kelimesinin çoğuludur. Kur’ân dilinde velî; seven, dostluk gösteren, yardım eden, istenilen faydaları sağlayan ve de ilgi kurduğu kişinin velâyetini, daha açık bir anlatımla “kişinin işlerini üstlenen ve onu temsil ve adına tasarruflarda bunan kimse”anlamlarına gelir. Sunacağımız konumuzla alakalı âyetlerde ise açıklanan velâyete ilişkin son anlam belirgindir. Bu anlamı güncelleştirerek şöylece ifadelendirebiliriz: Velî, velîsi olduğu kimse adına kültürel, hukûkî, siyasî, ahlâkî ve ekonomik alanlarda temsile ve tasarrufa yetkili kılınan kişidir.

Müminler Yalnızca Birbirlerine Oy Verebilirler

Anlamı sunulan (Tevbe 71) müminlerin kendilerini hukuken temsil ve tasarruf edebilir olma hakkını yalnızca mümin olan erkekler ve kadınlara verebilecekleri açıklanmaktadır. Bir diğer anlatımla mümin erkekler mümin kadınların, mümin kadınlar da mümin erkeklerin velîsi olabilir. Bir diğer anlatımla onlar yalnızca birbirlerine oy verebilirler.

Mümin olma şartı son derece önemli olduğu içindir ki Allah müminler varken Kâfirlerin veli edinilemeyeceğini tekrarlayarak beyan etmektedir.

Kâfirler Evliya Edilip Seçilemezler

Önce Evliya edilemeyecek Kâfir’in anlamını açıklayalım.

Kâfir:Allah’a; O’nun yasal egemenliğine, ölüm sonrası hayata: Cennet ve Cehennem’e inanmayan veya Allah’a ve ebedî hayata inanmakla birlikte bütün içeriği ile birlikte Kur’ân-ı Kerîm’in Allah tarafından Hz. Muhammed aracılığıyla insanlığa gönderilen Kutsal Kitap olduğunu kabul etmeyen kişidir.

Anlamları açıklanan Kâfir ve Evliya sözcüklerini içeren ilgili âyetlerde Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor:

[“Ey iman edeler! Müminleri bırakarak (Allah’a ve Ebedî Hayat’a inanmayan; Kur’ân’ı İlâhî Kitab olarak kabul etmeyen)kâfirleri velîler edinmeyin: (Onları kültürel, hukûkî, siyasî, ahlâkî ve ekonomik alanlarda sizleri temsile ve adınıza tasarrufa yetkili kılmayın.)Suçluluğunuz konusunda Allah’ın önüne açık bir kanıt mı koymak istiyorsunuz?”

“Ey inananlar! Yahûdileri ve Hristiyanları velîler edinmeyin: (Onları… Sizleri temsile ve adınıza tasarrufa yetkili kılmayın.) Onlar yalnızca birbirlerinin velîleridir. Hanginiz onları velî edinirse kesinlikle onlardan olur. Şüphesiz Allah böylesi zâlimlere doğru yolu göstermez.” ][1]

Kâfir Ana-Baba-Kardeş de Olsa

Müminler bırakılarak kâfirlerin evliya edinilemeyeceği: kültürel, hukûkî, siyasî, ahlâkî ve ekonomik alanlarda onlara velâyet yetkisi verilemeyeceğine ilişkin Kur’ânî düstûr öylesine açık ve kesindir ki bu düstûr öz be öz babalar ve kardeşler lehine bile ihlâl edilemez. Çünkü Yüce Rabbimiz; koyduğu bu düstûrun çiğnenmesinin müminleri zâlimlerden kılacağını beyanla şöyle buyurmaktadır:

“Siz ey imana ermiş olanlar! Eğer Allah ve ilâhî yasa tanımaz inanç ve yaşam biçimlerini İslâm’a sevip tercih edebiliyorlarsa babalarınızı ve kardeşlerinizi (bile) velîler edinmeyin. İçinizden kim onları velîler edinirse işte onlar zâlimlerin ta kendileridir.”[2]

İnsanları yöneten ve yönlendiren hiç şüphesiz inançları: dünya görüşleridir.

Devam edecek…

[1] Nisa 144, Maide 51
[2] Tevbe 23

Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.