Barok sanatı; 16. yy’da İtalya’da Katolik Kilisesi’nin de etkisiyle, Rönesans ve Maniyerist dönemlerine tepki olarak doğmuştur. Barok kelimesi kökünü Portekizce’deki “barocco” ve İspanyolca’daki “barucca” sözlüklerden alır. Kelime “şekli bozulmuş inci” anlamına gelir.
Rönesans döneminde kuralcı ve mükemmeliyetçilik ön plandadır. Tam ve kusursuz olana ulaşma arzusunu tüm sanat dallarında kendini gösterir. Barok sanatı ise bu algıyı bozarak mükemmel olan yerine dinamik, hareketli olanı önemser. Anlatım oldukça abartılıdır.
“İnci Küpeli Kız” Tablosu, 1665, Johannes Vermeer
Tüm Avrupa’ya yayılan akım; mimari, resim, edebiyat, tiyatro ve heykel gibi pek çok sanat dalında etkisini yoğun bir şekilde göstermiştir. Barok resminin konuları; din (çarmıha gerilme, göğe yükselme, azizlerin hayatı), efsaneler, kahramanlık hikayeleri, mitoloji, savaşlar ve günlük hayattan seçilir.
İtalya’nın Roma’sında ilk örnekleri tasarlanan barok yapılar Katolik din adamlarının insanları mezheplerine çekmesi amacıyla ortaya çıkmıştır. Dini amaçlar çerçevesinde şekillenen barok binalar, İncil’den alıntıların resmedildiği iç duvarlara ve tavanlara sahiptir.
Ayazma Camii, 1760, İstanbul
Ülkemizde barok sanatı Nuruosmaniye Camii ve Ayazma Camii’nde net şekilde görülmektedir. Barok dönemi mimari yapılarında tavan ve kubbeler gökyüzü resimleri ile süslenmiştir. Yapılarda taş işçiliği, süsleme, oyma sanatları abartılı şekilde göze çarpar. Sıkça altın ve varaklı süslemeler kullanırlar. Sarayların ve diğer büyük yapıların cephelerine çok önem verilmektedir. Düz hatlar yerine yuvarlak hatlar kullanılmaktadır.
Versay Sarayı, 17.yy., Paris
Versay Sarayı Tavan Süslemeleri
Barok dönemi 1789’daki Fransız İhtilali’nin getirdiği özgürleşme hareketi, endüstriyel gelişim, dünyanın paraya verdiği önemin artması, modernleşme ve rasyonelleşmenin bir getirisi olarak sona ermiştir. Mühendislik, makineleşme gibi alanların gelişimi sanayiyi hızlandırmıştır. Bu rasyonelleşme, üretim ve tüketime dayalı toplumsal yapılaşma arttıkça sanat değerini yavaşça kaybetmiştir. Artık toplum yalnızca işlevselliğe önem vermeye başlamıştır. Bu değişim modernizm akımını doğurmuştur.