Sadece Şehr-i Ramazan’da değil, ömür boyu okumamız gereken Kur’ân, iman-küfür mücadelesinin dünden bugüne ve yarına değişmeyen ve değişmeyecek olan yasalarını bütün açıklığıyla ortaya koyar. Muhammed (s.a) suresi, bu yasalardan bazılarına dikkat çeker. Kısa alıntılar ve yorumlarla paylaşalım:
“Rahmân ve Rahîm Allah’ın adıyla.
İnkâr edenlerin ve Allah yolundan alıkoyanların işlerini Allah boşa çıkarmıştır.
İman edip sâlih ameller işleyenlerin, Rableri tarafından hak olarak Muhammed’e indirilene inananların günahlarını Allah örtmüş ve hallerini düzeltmiştir.”
Allah’ın sâlih amel sahibi müminleri destekleyip inkârcıların işlerini bozmasının sebebi ise:
“…İnkâr edenlerin bâtıla uymaları, inananların da Rablerinden gelen hakka uymalarıdır…”
Hak-batıl savaşında “…Allah dileseydi, onlardan intikam alırdı. Fakat sizi birbirinizle denemek istiyor. Allah yolunda öldürülenlere gelince, Allah onların yaptıklarını boşa çıkarmaz. Allah onları muratlarına erdirecek, gönüllerini şâd edecek;onları, kendilerine tarif ettiği cennete sokacaktır.”
Rabbimizin imtihanı olan bu mücadelede biz hakkı desteklersek Allah da bizi destekleyecektir:
“Ey iman edenler! Eğer siz Allah’a yardım ederseniz O da size yardım eder ve ayaklarınızı sabit kılar. İnkâr edenlere gelince, onların hakkı yıkımdır. Allah onların yaptıklarını boşa çıkarmıştır. Bunun sebebi, Allah’ın indirdiğini beğenmemeleridir. Allah da onların amellerini heder etmektedir.”
Şüphesiz, “öncekilerin sonları nasıl oldu”ise, bugünkü “kâfirlere de onların benzeri vardır.Bu, Allah’ın, inananların yardımcısı olmasından dolayıdır; kâfirlerin ise yardımcıları yoktur. Muhakkak ki Allah, inanıp sâlih ameller işleyenleri, altlarından ırmaklar akan cennetlere koyar; inkâr edenler ise (dünyadan) faydalanırlar, hayvanların yediği gibi yerler. Onların yeri ateştir.”
Hayvanlar gibi yaşayan sapıklar; “kötü iş(ler)i kendine güzel görünen ve hevâlarına uyan”lardır…
“Hidayete erenlerin ise, Allah hidayetlerini arttırır ve sakınmalarını sağlar.” (Muhammed, 1-17)
Allah Teâlâ, doğru yoldan sapan inkârcılara şöyle seslenir:
“Demek idareyi ele alınca, yeryüzünde bozgunculuk yapacak ve akrabalık bağlarını keseceksiniz öyle mi? İşte bunlar, Allah’ın kendilerini lânetlediği, sağır kıldığı ve gözlerini kör ettiği kimselerdir. Onlar Kur’an’ı düşünmüyorlar mı? Yoksa kalpleri kilitli mi? Şüphesiz, kendilerine doğru yol belli olduktan sonra gerisingeri dönenleri şeytan sürüklemiş ve kendilerine ümit vermiştir.”
Hak yoldan uzaklaşan münafıklar, İslâm düşmanlarıyla işbirliği yapar, onlara uyarlar: “Bunun sebebi; onların, Allah’ın indirdiğinden hoşlanmayanlara: ‘Bazı hususlarda size itaat edeceğiz’, demeleridir. Oysa Allah, onların gizlediklerini biliyor… Allah onların işlerini boşa çıkarmıştır. Kalplerinde hastalık olanlar, yoksa Allah’ın, kinlerini ortaya çıkarmayacağını mı sandılar?”
İman edenler ile İslâm’a ve Müslümanlara kin duyanlar arasındaki mücadele zorlu bir sınavdır:
“Andolsun ki içinizden cihad edenlerle sabredenleri belirleyinceye ve haberlerinizi açıklayıncaya kadar sizi imtihan edeceğiz.”
Ancak, Hak-batıl savaşının şaşmaz yasası şudur:“İnkâr edenler, Allah yolundan alıkoyanlar ve kendilerine doğru yol belli olduktan sonra Peygamber’e karşı gelenler, Allah’a hiçbir zarar veremezler. Allah onların yaptıklarını boşa çıkaracaktır.” (Muhammed, 22-32)
Biz müminlere düşen ise, şu ilahi talimata sıkıca yapışmaktır: “Ey iman edenler! Allah’a itaat edin, Peygambere itaat edin. Amellerinizi boşa çıkarmayın. İnkâr edip Allah yolundan alıkoyanları ve sonra da kâfir olarak ölenleri Allah asla bağışlamaz… Doğrusu dünya hayatı ancak bir oyun ve eğlencedir. Eğer iman eder ve sakınırsanız Allah sizi ödüllendirir… Eğer O’ndan yüz çevirirseniz, yerinize sizden başka bir toplum getirir, artık onlar sizin gibi de olmazlar.” (Muhammed, 33-38)
Bu mücadelede kâfirlere karşı duruşumuzu da Fetih/29.âyet belirler: “Muhammed Allah’ın elçisidir. Beraberinde olanlar da kâfirlere karşı çetin, kendi aralarında merhametlidirler. Onları rükûa varırken, secde ederken görürsün. Allah’tan lütuf ve rıza isterler. Onların nişanları yüzlerindeki secde izidir. Bu, onların Tevrat’taki vasıflarıdır. İncil’deki vasıfları da şöyledir: Onlar filizini yarıp çıkarmış, gittikçe onu kuvvetlendirerek kalınlaşmış, gövdesi üzerine dikilmiş bir ekine benzerler ki bu, ekicilerin de hoşuna gider. Allah böylece onları çoğaltıp kuvvetlendirmekle kâfirleri öfkelendirir. Allah onlardan inanıp sâlih ameller işleyenlere af ve büyük mükâfat vadetmiştir.”
Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi