islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
34,4764
EURO
36,4423
ALTIN
2.951,48
BIST
9.375,01
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
18°C
İstanbul
18°C
Parçalı Bulutlu
Cuma Yağmurlu
18°C
Cumartesi Parçalı Bulutlu
9°C
Pazar Çok Bulutlu
10°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
11°C

Hz.Muhammed’in Ana Sünneti İnsan Onuruna Saygıydı

Hz.Muhammed’in Ana Sünneti İnsan Onuruna Saygıydı
30 Kasım 2018 09:58
A+
A-

Onun önceki yazılarımızda  sayılan özelliklerini insana saygısı olarak değerlendirebiliriz. Ama biz konuya daha özel bir pencereden de bakabiliriz.

Onun için insanlık onuru (ırzı) korunması, uğrunca can verilmesi gereken bir yücelikti, şehidliğe erdirecek bir erdemdi.[13] İnsan insandı. Onun için zengin fakir, engelli engelsiz ayırımı yoktu. Peygamberliği dönemi öncesinden İslâm toplumuna intikal etmiş biçare köleleri ve cariyeleri etkili hürlerden ayırmazdı. Onun nazarında erdemli siyahlar beyazlardan da üstündü. Çocuklara selam vermesi ve beslediği kuşu ölen Umeyr örneğinde olduğu gibi onlara teselli ziyaretinde bulunması, insana saygısı sebebiyleydi. Abullah İbn Ümm-ü Mektum gibi engellileri Medine yönetimiinde kendi vekili olarak görevlendirmesi, Muza bin Cebel ve Üsame bin Zeyd gibi yirmi yaş gençlerini vali ve ordu komutanı tayin etmesi hep insana saygısının gereğiydi.

Sevgili Peygamberliğimiz, yalnızca kendisine inananların değil, bir peygamber olarak yaptığı çağrılara karşı direnen ve kendi inanç dünyasında ısrar gösteren, Vahye inanmayan Müşrikleri ve Hak çizgiden sapmış Ehl-i Kitap olanları dahil bütün insanların insanlık onurlarına saygılıydı. İnsana insan olduğu için değer veriyordu. Yaratılanı yaratandan ötürü baş tacı ediniyordu. Mesela, huzuruna getirilen pîri-fâni müşrik için biz onun ayağına giderdik, diyordu.. Ayağa kalktığı Cenaze için için yahudiydi, denilince oda bir insan değil miydi, açıklamasını yapıyordu.[14] Yapılan meşru temelli savaşlarda çocuk ve kadın ölülerini görünce yüreği kanıyordu. Böylesi zulümlerden Allah’a sığınıyordu.

Onun insana saygısının arkasında Kur’ân’ın ilkeleri vardı. Kur’ân’a göre insan en güzel kıvamda yaratılmış, yaratılanların büyük çoğunluğuna üstün kılınmış varlıktı.[15] İslâmî inançlarımızdan ötürü bizimle savaşmadıkça, bizleri yurdumuzdan çıkarmak için atılımlar yapmadıkça ve aleyhimize ittifaklar oluşturmadıkça inancı ne olursa olsun bütün insanlara iyilikler yapılabilirdi. Kur’ân güzellikler yapılmasını, hukuki ve sosyal adalet gösterilmesini öğütlüyordu. Allah’ı, iyiliksever, adaletli kullarını sevdiğini duyuruyor, düşmanlığın yalnızca ve sadece insanlık karşıtı zalimlere karşı yürütülebileceğini bildiriyordu.[16] İslâm’a îman ve onun kurallarına uyma için bile yalnızca tebliğ yapılabilir, hak ve özgürlüklerle donatılan insan üzerinde baskı kurulamazdı.[17] Sorgulama hakkı yalnızca Allah’ındı.

Onun İnsan onuruna saygısına, yorumlamaksızın iki örnek verelim:

* Mekke’nin Fethi günüydü. Hz. Ebu Bekir henüz Müslüman olmamış babası

Ebu Kuhafe’yi kucaklayarak Hz.Peygamberin huzuruna getirdi. Saçı-sakalı bembeyaz olmuş bu pir-i fâniyi huzurunda görünce duygulanan Allah’ın Resûlu şöyle buyurdu:

– Ya Eba Bekir! İhtiyara zahmet vermeseydin, biz onun ayağına giderdik.[18]

** Medine’de halk müziği ile ilgili lMü’min kadınlardan biri sevgili Peygamberimize gelerek şöyle der:

-Ya Resûlellah! (Savaşa çıktığımız zaman ben sizin için adakta bulundum; sağ ve salim olarak dönerseniz) huzurunuzda def çalmayı adadım. Şimdi ben ne yapayım?

Allah’ın peygamberi ona şöyle buyurdu:

-Adağını yerine getir.[19]

[13] Tirmizî Diyat 21

[14] Buharî Cenaiz 50

[15] Tîn 5;İsra 70

[16] Mümtehine 8-9; Bakara 193

Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi