RAMAZAN AYINI ÇOK SEVERİM BEN…

Ramazan ayını çok severim ben. Hem de pek çok…
Her Müslüman’ın da sevmesi, gereği gibi idrak etmesi ve manevi havasını yaşaması gereken bir aydır on bir ayın sultanı Ramazan ayı…
Çünkü Ramazan ayı, “İnsanlığı karanlıklardan aydınlığa çıkaracak olan”[1] yüce kitabımız Kur’an-ı Kerimin indirilmeye başlandığı aydır.
Çünkü Ramazan ayı, içinde bin aydan daha hayırlı olan “Kadir gecesini”[2] barındıran mübarek bir aydır.
Çünkü Ramazan ayı, “Bizi kötülüklerden ve fenalıktan koruyacak olan”[3] oruç ibadetinin haz ve heyecanını yaşadığımız mübarek bir aydır.
Çünkü Ramazan ayı, rahmet ve bereketin bütün insanlığın üzerine sağanak sağanak yağdığı mübarek bir aydır.
Gelin bu Ramazan ayını da sevgimizi, birlik ve beraberliğimizi perçinleyeceğimiz bir atmosferde yaşayalım, yaşamaya gayret edelim.
Sahur ve iftarıyla, mukabele programları ve teravih namazlarıyla, gönüllerimizi coşturalım. Unutmayalım ki kutsi hadiste;

“Oruç bana aittir, orucun ecrini ben vereceğim. Oruçlu için iki sevinç anı vardır. Biri iftar ettiğinde, diğeri de Allah’a kavuştuğunda.” Buyrulmaktadır. İftar vaktinde ki o heyecan ve güzelliği ailemizle ve çevremizle birlikte yaşamaktan mahrum kalmayalım.

“Oruçlu kimsenin ağız kokusunun, Allah katında misk kokusundan daha güzel olduğu”[4]  bilinciyle ve güzelliğiyle tutalım oruçlarımızı…

Peygamberimiz (sav)’in; “Oruç, kalkanın sizi düşmandan koruduğu gibi cehenneme düşmekten koruyan bir kalkandır”[5] hadisi şerifini unutmadan kalkalım sahurlarımıza…

İki Cihan güneşi peygamberimiz (sav)’in “Kim faziletine inanarak ve karşılığını Allah’ tan bekleyerek orucunu tutarsa geçmiş günahları bağışlanır.”[6] Hadisi şerifini unutmadan edelim iftarlarımızı.

“Sakız çiğnemek orucu bozar mı?” ya da “Cinsel ilişkiyle oruç açılır mı” gibi, güzelim oruç ibadetini sulandırmaya çalışanlara inat, muhteşem bir ibadet olan orucun keyfini çıkaralım.
Nefsani arzularımıza gem vurmanın,  “Ramazan ayı girince Cennet kapıları açılır, Cehennemin kapıları kapanır ve şeytanlar zincire vurulur.”[7] Hadisi şerifini düşünerek, şeytanın insan iradesi karşısında nasıl aciz olabileceğini zevkle seyredelim.

Yüce rabbimizin biz insanoğluna verdiği nimetleri kesiverdiğinde, nasıl aciz kalacağımızı, rabbimizin nimetlerine yeri geldiğinde nasıl kurban olabileceğimizi öğrenelim bu Ramazan ayında…
Rabbimiz karşısında nasıl acziyet içinde bir varlık olduğumuzu, bu on bir ayın sultanında idrak etmeye çalışalım….

Açlık ve susuzluğun ne kadar da zor olduğunu, bizler bolluk ve bereket içinde rabbimizin nimetlerinden istifade ederken, dünyanın birçok bölgesinde, insanların sağlıklı suya bile erişemediklerini ve de  açlık çektiklerini, bu yıl tuttuğumuz oruçlar öğretsin bizlere…

Peygamberimiz (sav)’in “Her kim yalan söylemeyi ve yalanla amel etmeyi bırakmazsa, o kimsenin yemesini içmesini bırakmasına Allah’ın hiçbir ihtiyacı yoktur.”[8] Hadisi şerifi, bu Ramazan ayında ve bundan sonra ki yaşantımızda mihmandar olsun bizlere…
Ramazan ayının manevi atmosferinden gereği gibi istifade ederek hayatımızı anlamlandırabilmek duasıyla….

Şaban DOĞAN 

[1] İbrahim suresi 1.Ayet
[2] Kadir Suresi
[3] Bakara Suresi 183. Ayet
[4] Buhari Savm 2
[5] İbn-i Mace Siyam 1
[6] Buhari İman 28
[7] Buhari, Savm 5
[8] Buhari Savm 8