Peygamberimizin pek çok öğütleri vardır. O, değişik kişilere neden farklı öğütler vermiştir?
Peygamberimiz, Allah’ın eğittiği gerçekçi yüce bir şahsiyetti.
-Allah bağlılarını artırsın- o, kendisine İslâm Dini’nin iman esasları ve yüklediği temel görevlerle ilgili soruları, Allah’a ve Âhiret Hayatı’na iman, namaz, oruç, zekât ve hac’dır şeklinde, İslâm’ın dayandığı temel görevleri açıklayarak cevaplandırıyordu. Ama özel durumlarını aktararak öğüt isteyenlerle hangi ameller/işler üzerinde yoğunlaşmaları gerektiğini soran müminlere farklı cevaplar veriyordu. Zira bedenen güçlülerle yaşlılara, ince ruhlularla sert mizaçlılara, imkânları çok ve değişik olanlarla az ve yetersiz olanlara, bilgili kişilerle kavrayışı kıt ve belleği zayıflara verilmesi gereken cevaplar farklılığı gerektiriyordu. Ruhî hastalıklar ve tedavi önceliklerinin değişik oluşu da farklı tavsiyeleri zaruri kılıyordu.
Bunun içindir ki o, öğüt isteyen bazılarına “öfkelenme” diyordu. Bazılarına “yemek yedir, tanıdığın ve tanımadın herkese selâm ver” diyordu. Bazılarına “hiçbir varlığa sövme” diğer bazılarına “Allah için sevmen, nefsin için istediğini insanlar için de istemendir” şeklinde öğüt veriyordu. “Allah’ı çokça anman ve bildiğin doğruları anlatmandır” şeklinde tavsiye de bulunduğu da oluyordu. “Akrabaya sıla yapman, cihad etmen, dosdoğru konuşmandır” şeklinde cevap verdiği de oluyordu. Çünkü Rabbimizin yasası gereği, insanlar ancak yapabileceklerinden sorumluydu ve herkes hayırlara yönelmeliydi. Bizler de yapamayacaklarımızla oyalanmak yerine, yapabileceğimiz güzelliklere odaklanmalıyız.