islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
34,4764
EURO
36,4423
ALTIN
2.951,48
BIST
9.375,01
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
18°C
İstanbul
18°C
Parçalı Bulutlu
Cuma Yağmurlu
18°C
Cumartesi Parçalı Bulutlu
9°C
Pazar Çok Bulutlu
10°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
11°C

MÜSLÜMAN DAVASINA SAHİP ÇIKTIĞINDA…

MÜSLÜMAN DAVASINA SAHİP ÇIKTIĞINDA…
19 Mayıs 2022 11:00
A+
A-

Bir Müslüman için dini, aynı zamanda onun davası olmalıdır. Dini vecibelerini sırf Allah rızası için yerine getirirken “İyiliği emir, kötülükten ise men etme” görevini yerine getirirken, İslam aleminin tekrardan dirilişi için yapılacak olan dua ve fiili dua, zulmün ve şirkin kıtalar dolaştığı günümüzde, Müslüman’ım diyen insanların ilk görevidir.

Eğer bizler hak yol olan İslam davamıza sahip çıkmaz, yüce rabbimizin bizlere gönderdiği dini mübini İslam’ı, sadece belli dini ritüellerden ibaret görme hastalığından vazgeçemez isek, hem bu dünyada hem de ahret yurdunda kaybedenlerden oluruz…

Şirkin, çeşitli şekillere bürünerek Müslümanların hayatına girmesi, Müslüman’ların sağduyudan uzak bir şekilde bunun farkına varamayarak mensup oldukları İslam’ı belli kalıplara hapsetme hastalığına yakalanması, her geçen gün davalarından uzaklaşmalarına sebep olmuştur. Oysa yüce rabbimiz bizlere;

“Hayır, gerçek böyle değildir! Kim, söz ve davranışlarında Allah’ı görüyormuşçasına, en azından Allah’ın kendisini sürekli gördüğünün şuuru içinde iyiliği şiar edinerek bütün varlığıyla Allah’a yönelip O’na teslim olursa, onun mükâfatı Rabbinin yanındadır. Böylelerine hiçbir korku olmayacak, asla bir üzüntü de duymayacaklardır.” Buyurmaktadır. (Bakara 112)

Müslümanlar, Allah’ın (cc) bizlere bahşettiği vahye kemali iştiyak ile sarılıp davaya sahip çıktıkları zaman, günümüz Kisra’larının sarayları yerle yeksan olacaktır.

Müslüman’ım diyen insanlar, gerçek manada canı gönülden İslam davasına sahip çıktıkları zaman, Siyonizm’in Arzı Mevud dahil bütün planları ve programları bozulacaktır.

Müslüman’ım diyen insanlar, yüce rabbimizin “Allahın ipine sımsıkı sarılın” ve “Allah’ın boyası ile boyanın” emrine uydukları zaman; Haçlı zihniyetinin bütün dünyada oluşturduğu  “İslam korkusu”  kendiliğinden son bulacaktır. Çünkü Müslüman yaşayışıyla İslam’ın korkulacak bir din olmadığını, tam tersine İslam’ın huzur ve mutluluk dini olduğunu, çünkü bu dinin, Mal, can, nesil, akıl ve din  güvenliğini teminat altına aldığını cümle aleme göstermiş olacaktır. Bu güzellikleri görebilen  insanların ise İslam ile müşerref olmaları kolaylaşacaktır.

Asrısaadet döneminde ve  sonrasında  belli dönemlerde biz bunu, Müslümanlar olarak gerçekleştirmeyi başarmıştık…

Müslüman’lar davasına sahip çıktığında; Peygamberimizin (sav) doğduğu gece, İran baş kadısı  Mübezan’ın İran topraklarının ellerinden çıktığını görmesi gibi, günümüzde ki İslam düşmanları da korkunç rüyalar görmeye başlayacaktır.

Müslüman’lar davasına sahip çıktığında; Peygamberimizin (sav) doğduğu gece Mecusilerin bin yıldan beri sönmeden yanan ateşi nasıl söndü ise, günümüzde de bütün dünyayı yakan şirkin ateşi sönüverecektir.

Fakat  İslam’ın dünyaya hakim olması ve adalet ile hükmedebilmesi için Müslümanların, “Dünya ve ahiret hayatının yüce rabbimize ulaşmada amaç mıdır, araç mıdır?” sorusuna iç dünyalarında cevap aramaları ve bulmaları gerekir. Günümüzde Müslüman’ım diyen insanların yaptığı ibadetleri dahi araç olarak kullanması, Allah muhafaza gizli şirkin başlangıcıdır.

Yani Müslüman samimi bir şekilde nefsini kendine fısıldadıklarına kulak asmadan ve şeytanın adımlarına uymadan, davasında hasbi mi, hesabi mi buna cevap bulması gerekir. Bu cevabı ararken de şu hadisi Şerifi hatırlamalıdır.

“Bu din kendisine düşmanlık besleyenlere üstün olmaya devam edecektir. Dine karşı duranlar ve onu terk edenler ise ona zarar veremezler.” (İbn Hanbel, V, 100)

İslam’a düşmanlık besleyenler dine zarar veremeyecektir ama davasına sahip çıkmayan Müslüman’lar dünya hayatında da ahret hayatında da zarar ve ziyan içinde olacaklardır.

Evet, tekrar edelim:

“Müslümanlar davasına sahip çıktığı zaman, dünya daha güzel, daha yaşanılabilir olacak ve aynı zamanda da ahret hayatında da kazananlardan olacaklar…”                                     

Selam, saygı ve muhabbetlerimle…

 

    Şaban DOĞAN

 

 

 

 

 

 

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.