islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
34,5366
EURO
36,1636
ALTIN
2.956,01
BIST
9.367,77
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
17°C
İstanbul
17°C
Parçalı Bulutlu
Cuma Yağmurlu
19°C
Cumartesi Az Bulutlu
9°C
Pazar Çok Bulutlu
10°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
10°C

EBEDÎ CEHENNEM ZULÜM DEĞİL ADALETTİR? | 1

EBEDÎ CEHENNEM ZULÜM DEĞİL ADALETTİR? | 1
30 Mayıs 2022 14:34
A+
A-

Bismillah…

Bir dönem İslamî  cenahın önemli yazarlarından biri olan bir kardeşimiz felsefeye yoğunlaşıp Kur’ânî Vahy’in yardımını almadan “Niçin ve Neden”ler üzerinde yoğunlaşınca ve Gayb’a imanın temel itikadî şart olduğu hakikatini unutunca  İslâm’dan  sapmalar başladı.

Bu gibi kardeşlerimizi dışlamak yerine onlarla fikren ve fiilen yardımlaşmalıyız.

Cehenneme İnanmak İman Esasıdır

Anılan kardeşin açığa vurduğu şüpheleri vesilesiyle “Kâfirlere Ebedi Cehennem Azabı Zulüm Değil midir?” konusu tekrar gündeme getirildi.

Âhiret hayatına ve sorgulamasına; Cennet ve Cehennem’e iman bütün peygamberler ve kutsal kitapların ortak tebliği olan İslam’ın iman esaslarından biridir. Son ilahi kitap olan  Kurân’da  ayrıntılı olarak açıklanmaktadır. Bu sebeple biz Müslümanlar Kur’ân’da  bildirilen şekliyle Cehennem’e  inanırız.

Cehennem’e iman yalnızca soyut akıl ve duyu organlarıyla kavranılamaz Ğayb’a iman konusudur.

İnsanlık tarihi boyunca  “Allah’ı veya insanlar arasından seçtiği peygamberleri aracılığıyla bildirdiği  yasalarını tanımama olan kâfirliğin” ana sebebi âhiret hayatına inanılmayışı olmuştur.

Kâfirlik olgusunu ve Cehennem’in varlığını kabul  eden kişi, örneğin Kur’ânî vahye inanmış olacağından, onun bu vahyin açıklaması olan Cehennem’in ebediliğine  ve inkârcılar için adil bir ceza olduğuna inanması da İslam’a imanın gereğidir.

Aslında “Kâfirler için Cehennem var ve ebedi midir?”  şeklindeki  soruları biz de nefsimize yöneltmiyor değiliz. Bu tür sorular sorulup kendimizi  bir ölçüde olsun tatmin edici cevaplar verilemezse gerçek iman oluşturulamaz. Ne var ki bir yerden sonra Kur’ânî vahyin bildirilerine  teslimiyet gösterilmeli, -sorumlu kul olmamızın  sebebi olsa da-  aklımıza kaldıramayacağı yükü  taşıtmaya kalkışmamalıyız.

Allah’a İman Yetmez Ona Şirk Koşmamak Gerek

Allah, denemeye uğrattığı insana kendi zatına ve birliğine iman yeteneğini kodlamıştır. Bu sebeple  Kur’ânda, Allah’a imandan çok, inanıldıktan sonra Ona ortak koşma konusu olan Şirk işlenmektedir. Daha açık bir anlatımla Allah’ın varlığına inanıldıktan sonra Allah’ı yasalarıyla kabul etmek ve Âhiret hayatına ve sorgulamasına inanmak konusu üzerinde durulmaktadır.

Kurân ifadesiyle Allah’a şirk koşmak, semadan düşerken kuşlara yem olmak veya rüzgarların sürüklediği ve bilinmedik uçurumlara savrulmaktır. (Hac 22/31) Bir diğer açıklayıcı anlatımla hayatı konumlandırıp  amaçlandıramamanın  doğurduğu dindirilemez  bunalımlara sürüklenmektir.

Bunun için Hak olan Allah’a   yönelemeyen insan kendi şirkine  mazeret üretmeye kalkar.   İnkârıyla ruhî istikrara eremediği  için kâfirliğini doğrulayacak argümanlar oluşturmaya çalışır. Bunlardan biri de “dünya hayatında işlenen inkâr yani kâfirlik günahı/suçuna Ebedî Cehennem cezası” verilmesidir.  Onlara göre bu ceza zulümdür ve bu cezayı onaylayan Kur’ân da Allah’ın Kitabı  olamaz.

Biz, gerçeğe ulaşmak amacını taşımayan insanların aklını tatmin edici cevaplarla hidayetine vesile olunamayacağını biliyoruz:

{“ Onlara gökten bir kapı açsak da oradan yukarı çıksalar,

“Gözlerimiz boyandı, daha doğrusu bize büyü yapılmıştır” derler.” } (Hıcr 15/14-15)

Ne var ki biz  ilmî deliler ve güzel öğütlerle hakkı tebliği görevimizi yapar ve en güzel yöntemlerle tartışmaya girersek hidayet  kapıları aralanabilir. (Nahl 16/125)

Cehennemin Varlığı ve Azab Türleri

Ebediliği konusunu incelemeden önce söz ve ma’na olarak Allah’ın kitabı olan Kur’ân’a göre Cehennem’i tanıtalım:

a.) Allah, zerre miktarı imanı ve iyilikleri zayi etmeyeceği için Cehennem, ateş ve dondurucu soğuklar dahil maddî ve manevî, bedenî ve ruhî kişiye göre farklı azap türlerinin uygulanacağı yerdir. Vücutlar ebedî hayatın gerektirdiği şekilde Cennet gibi Cehennem hayatına da uyumlu ve dayanıklı olacaktır.

Cehennem, gerçek mahiyetini bilemesek de tadılması ve devam etmesi  için, yanan ve eriyen derilerin yenileriyle değiştirileceği  azaplar yurdu olan yerdir. (Nisa 56; Hac 20)

Cehennem, her biri bir azap türü olan; besleyici olmayıp açlığı gidermeyen yiyeceklerin yenileceği, derileri eritici içeceklerin içileceği ve ateşten mamul  elbiselerin giyileceği yerdir. (Ğaşiye 7: Vakıa 52. Hac 19)

Cehennem Cehennemliklerin Cehennem görevlileri ile ilişkiye girip aracılık isteyebilecekleri ve Cennetliklerle konuşup  yardım isteyebileceği yerdir.(Zuhrüf 77…)

Cehennem, güzel kul olmak için tekrar dünya hayatına döndürülme türünden kabul edilmeyecek duaların yapılacağı ve  azapların hafifletilmesi için yakarılacağı yerdir. (Secde 12; Mümi49)

Cehennem, yüzlerin ıstıraptan kararacağı  ve Cehennemlikler arasında birbirlerini suçlamaların yaşanacağı yerdir. ( Tekvîr 40-41; Mümin 47-48; Araf 38-39))

Cehennem, Cehennemliklerin  yok olmak isteyecekleri fakat ölemeyecekleri, ölüm ile hayat arası  bir yaşamın süreceği yerdir. Yaratanı unuttukları için azap  içinde unutulacakları yerdir. (Furkan 13-14; Fatır 36; Secde 14)

Cehennem, azaplar yanı sıra Allah’ın cennetleri ve güzellik tecellilerinden yoksun kalmanın hasretlerinin derinden duyulacağı yerdir. (Meryem 39)

Ve Cehennem, içinde Cehennem görevlilerinin de yaşadığı, kendine özgü, tadılacak azaplı bir yaşam yeridir. (Tahrim 6; Mülk 7)

b.) Azapların yaşanacağı Cehennem hayatı, Kur’ân’da işaret edildiği üzere insanların ebedilik olarak anlayacağı şekilde ve Allah’ın  dileyeceği zamana kadar bir yaşam tarzı olarak devam edecektir. (En’am 128; Hûd 107; Nebe’ 23; Zuhruf 77)…)

Bir önceki maddede vasıfları verilen Cehennemlikler, öldürmeyecek azaplar içinde yaşayacakları için umulur ki Cehennem bekçileri gibi yaşamları tabiileşecektir ve  Allah’ın dilemesiyle sonlanacaktır

Bu konuda doğruları en iyi bilen Allah’tır. Biz onun rahmetine de, azabına da inanırız. Zatına merhameti görev kıldığına da iman ederiz. (Hıcr 49-50, En’am 12)

Cehennem Azabına Mahkum Değiliz

Cehennem, Allah’ın yarattığı bir varlık olarak Onun yarattığı yeryüzünde, Onun verdiği nimetler ve tabiat kanunları içinde ve ölümün kaçınılamaz olduğu bilgisi içinde yaşarken, Allah ve ölüm ötesi bir hayat yokmuş gibi yaşayarak ölmenin düşüreceği azap yeridir.

Bir diğer anlatımla örneğin Kur’ânî vahyin bildirilerine kulak vermemenin ve aklı kullanmamanın mahkum ettiği azap yeridir. Bu gerçek Kur’an’da şöylece dile getirilmektedir:

Rablerini tanımayan veya yasalarını  inkâr ile Cennet ve  Cehennemi içeren âhiret hayatını inkâr eden kâfirler için Cehennem azabı vardır. O, ne kötü bir dönüş yeridir.
Oraya atıldıklarında, neredeyse öfkesinden çatlayacak Cehennem’in  kaynarken çıkardığı uğultuyu işitirler.
Her ne zaman oraya bir topluluk atılsa, Cehennem görevlileri onlara: Size,
bu azap ile korkutucu bir peygamber gelmemiş miydi? diye sorarlar.
Onlar da şöyle cevap verirler: Evet, doğrusu bize,
bu azap ile korkutan bir peygamber gelmişti; fakat biz onu ve bildirilerini yalan saymış ve: ‘Allah’ın bir şey gönderdiği yok; siz olsa olsa büyük bir sapıklık içindesiniz!’ demiştik.
Ve şöyle  ilâve ederler: Şayet biz,
bize e bildirilen gerçeklere kulak vermiş veya aklımızı kullanmış olsaydık, şimdi şu alevli Cehennemin mahkûmları arasında olmazdık!  Allah’ın rahmetinden uzak olasıca Cehennemlikler böylece günahlarını itiraf ederler.” (Mülk -11)

Ali Rıza Demircan

 Devam edecek

ETİKETLER: ÜSTMANŞET, yazarlar
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.