Geçen hafta Namazla Diriliş kampımızda, Namaz Gönüllüleri Platformu‘nu kurduğumuz 19 Ağustos 2006’dan beri, insanımıza namazı sevdirip benimsetmek, “namaz bilinci” kazandırmak, böylece millet ve ümmet olarak namazla dirilişimize vesile olmak amacıyla yaptığımız çalışmaları değerlendirdik. Yapabildiklerimizi, yapamadıklarımızı, iki yıllık Covit-19 arasından sonra önümüzdeki dönemde neler yapabileceğimizi, üzerimizdeki rehaveti nasıl atabileceğimizi, namaza-camiye azalan ilgiyi yeniden nasıl artırabileceğimizi, faaliyetlerimizi nerelerde yoğunlaştırabileceğimizi vb. konuştuk. Anadolu’nun çeşitli yörelerinden sırf Allah rızası için gelip, “namazı ikâme” ederek milleti-ümmeti ayağa kaldırma davamıza hizmet amacıyla taşın altına ellerini koyan “gönüllü” öncülerimizle heyecanımızı, azim ve kararlılığımızı bir kez daha tazeleyip pekiştirdik hamdolsun.
“Namazla Diriliş Seferberliği” dediğimiz uzun soluklu çalışmamızda üç aşamalı bir plan öngörmüştük:
-%70-75’i beş vakit namaz kılmayan/kılamayan insanımızı beş vakit namazla buluşturmak;
-Beş vakit namaz kılanların huşû ve tefekkürle devamlı namaz kılmalarını sağlamak;
-Odak ibadet olan namaz üzerinden hayatın bütün alanlarını İslâm’a göre şekillendirmek.
Bu yöndeki çalışmalarımızı yürütürken hep iman kardeşliğimizi öne çıkardık; mektep ve meşrep farklılıklarımızı ise bir sorun değil zenginlik olarak gördük…
Namaz, bizim için vesîle-i vahdet, vesîle-i rahmet, vesîle-i nusret oldu elhamdülillah.
Namazı anlatırken ortak bir dil, söylem ve seviye, ortak ama zengin bir içerik yakalamaya çalıştık…
Bıkmadan, usanmadan, yorulmadan, samimiyetle omuz omuza 17 senedir yürüdük, yürüdük…
Para-pul istemedik… Hizipçilik, meşrepçilik yapmadık… Politik, ideolojik mesajlar vermedik… Namazı, hep namazı anlattık… Müslümanlar arasındaki ihtilaflı konulara girmedik; enerjimizin kendi içimizde tüketilmesine izin ve prim vermedik. Be-tahsis namaz bilincimizi besleyecek ayetleri, hadisleri, sahabe ve ilim-irfan ehlinin örnekliklerini, ayrıca güncel yaşanmışlıkları ve anekdotları paylaşmaya özen gösterdik…
İlk yedi yıl salonlarda binlerce panel, konferans, seminer ve sohbet yaptık. Son on yılda ise, ağırlıklı olarak okullarımızdayız; Covit-19 öncesine kadar her yıl bin küsur okulda namaz programı icra etmişiz…
Covit-19 sürecindeyse sosyal medya mecralarında programlar yaptık. NAMAZ GÖNÜLLÜLERİ YouTube kanalımızı kurduk. Sizden abone konusunda destek bekliyoruz. 2022’de pandemi tedbirlerinin kalkmasıyla yüzlerce okulumuzda binlerce gencimizle yeniden buluşmaya başladık hamdolsun.
Kamptaki istişarelerimizde, Namaz Gönüllüleri olarak şimdiye kadar yaptığımız çalışmalara ilaveten gerçekleştirmeyi planladığımız yine “namaz merkezli” yeni etkinliklerin bazılarını paylaşalım:
-Büyük yerleşim birimlerine ek olarak küçük ve ihmal edilen ilçe ve kasabalarımıza ulaşalım istiyoruz.
-İlk yıllarda başlattığımız “Haydi Camiye” kampanyamızı yeni dönemde de sürdürmeyi arzuluyoruz. Bu çerçevede Diyanet İşleri Başkanlığımızın Cuma Gecesi akşam ile yatsı namazı arasında yapılmasını öngördüğü, “Kur’ân tilaveti, sohbet ve dua” programlarına ailece iştiraki teşvik etmek istiyoruz.
-Halkımızın sevdiği hocalarımızın sunumlarından da istifade etmeyi düşünüyoruz.
-Geçtiğimiz yıllarda hanım konuşmacılar ve genç konuşmacılar konusunda yetersiz kaldığımızı biliyoruz. Bu eksikliğimizi gidermek için arayış içindeyiz.
-Sohbetlerimizde; hızla yıpranmakta olan aile yapımızı ve ahlaki hayatımızı tahkim edecek, namazın ikiz kardeşi zekâtı ve infakı teşvik edecek ve selamı yaygınlaştıracak tavsiyelere de yer vermeyi istiyoruz.
Mehmet Akif İnan merhum; “Her eylem yeniden diriltir beni“ der. Her faaliyetle daha da bilenerek, heyecan ve umudumuzu tazeleyerek yolumuza/yolculuğumuza devam ediyoruz elhamdülillah…
Anlatılır ki, bir üstadımız iyice ihtiyarlamış; sohbetlere bastonla, sonra da birilerinin kolunda gelir olmuş…
-“Hocam, zahmet ediyorsunuz” denilince:
-“Ne demek evladım! Ben gelemezsem, bilin ki ölmüşüm demektir!” cevabını vermiş.
Son nefesimize kadar davet ve irşada devam edeceğiz inşaallah…
Bir atasözünde; “akmayan su kokar” denir… Rabbim namaz pınarımızı kurutmasın, namaz ırmağımızın çağıl çağıl akmasına bizleri vesile kılsın inşaallah…
Namazla Diriliş Kampı programımız, Ömer Karaoğlu üstadın “Yol mu dayanır” marşının terennümüyle hitama erdi:
Yağmur düştü yolumuza, dolu, kar vurdu
Yiğit yiğide yanaşmak, yine kâr oldu
Gönül gönüle değince, yol mu dayanır
Arif olan söylemişti, bu yol çetindir
Gözümün nuru peygamber, o da yetimdir
Omuz omuza verince, yol mu dayanır
Zaman sevdamıza gebe, asla bükülme
Elbet bu yol düze çıkar, sakın dökülme
Dönüp Hakka yürüyünce, yol mu dayanır
Abdullah Yıldız