MAHMUT EFENDİ İLE İLGİLİ ANILARIM III

MAHMUT EFENDİ SAKALA SÖZLÜ, SİZ DE YAZILI ÇAĞRI YAPTINIZ

İslam’a Göre Cinsel Hayat isimli eserimim 1985’li yıllarda yayınlanmasından sonra konferanslar ve imza günleri için ülke genelinde davetler arttı. Bu davetlerin hepsine gidemediysek de Malatya’dan gelen imza günü davetine icabet ettiğimi iyi hatırlıyorum.

İmza Günü beklenen seviyede alaka görmedi. Buna davetçi kitabevinin sol nitelikli kitapları da satar olmasının rolü olduğu ifade edildi.

İmza Günü akşamı Merhum Said Çekmegil’in başkanlığında, bağlılarının katıldığı sohbete çağrıldım.

Yürekten ilgi gördüm. Ama adını şimdilerde hatırlayamadığım yanılmıyorsam bir diş doktorumuzun daha bir ilgisine mazhar oldum. Kardeşimiz sakallıydı. Rabbim rahmet etlesin Mahmud efendinin müridi olduğu söylenmişti.

Doktorumuz bize yönelerek şu açıklamayı yaptı:

“Hocam ülkemiz sathında Mahmut efendinin sakal konusunda yaptığı çağrı kabul gördü. Zaten müritlerinin alamet-i farikası da sakallı oluşlarıdır.

Malatya‘da Mahmut efendinin yolunu biz izledik. Bunu sizin sayenizde gerçekleştirebildik. Çünkü Mahmut efendi sözlü davet yaparken siz ‘ İslam’da Batıla Benzemenin Hükmü ‘ isimli eserlerinizde 50 sayfa halinde sakal konusunu çok güzel bir şekilde işleyerek yazılı çağrıda bulundunuz.

Biz de sizin bu eserinizi toplamda 500 kadar alarak dağıttık. Pek de verimi oldu.”

Şimdilerde geliştirerek İslamî Kimliğimizi Korumak ismiyle yayınlamakla olduğumuz adı geçen kitabımızda Sakal ve Bıyıkla İlgili Görevler başlığı altında yaptığımız, gerçekten ciddi bir çalışma olmuştu.

MEDİNE ‘DE SOHBET

Yaklaşık otuz yıl kadar önce yaptığımız Haç sonrasında Mahmut efendi ile Mesccid-i Nebi’de bir sohbetimiz oldu. Beraberimde olan 15 yaşlarındaki oğlum Eymen’e sakal bırakması çağrısını yapmayı ihmal etmediler.

Neler konuştuğumuzu tam olarak hatırlamamakla birlikte müritlik daveti aldığımı anımsıyorum.

Ben, hocam İstanbul’da sık görüşemediğimiz için sizden feyz alamıyoruz dediğimde bundan sonra gerçekleştiririz dediler.

Bu görüşmemizde talep etmemiz halinde Şeyhlik-Müritlik ilişkisi kurulabileceği izlenimini aldım. Ne var ki bende böylesi bir arzu oluşmadı.

Ben, İslam’ı bir hayatı düzeni olarak algılayan bir adamım. Jakoben laik düzenle mücadeleci bir tavrım vardı. Az çok bilinen bir insan olduğum için, bağlılık çalışmalarımı engelleyebilir, İsmailağa’yı da ilzam edebilirdi. Oysa ki Mahmut efendi bazı dengeleri gözetmek durumundaydı. Yoksa büsbütün engellenirdi.

Bu arada çok az da olsa kendisini dinlediğimde katılamadığım görüşlere de tanık oluyordum.

Tarikat yolunun doğasında var olması gereken teslimiyeti gösteremezdik. Ama mütekabil sevgi ve saygımız devam etti.

DR. ADNAN HUTOĞLU’NUN MAHMUT EFENDİNİN EMRİ İLE ZİYARETE GELMESİ

Şimdilerde hocamızın bilinen müritlerinden olan köyümüzün ilk hafızı Kemal Hutoğlu ağabeyin kardeşinin oğlu olan Dr. Adnan Hutoğlu kardeşimiz bizi ziyaret etmek istedi.

Mahmut efendi merhumun sağlığı ile yakından ilgilendiğini bildiğim doktor kardeşimizden doğrusu böylesi bir ziyaret beklemiyordum.

Emirgan’daki evimizde yaptığımız görüşmede şöyle anlattı:

Mahmut efendi -rahmetullahi aleyh- aynı köylü olduğumuzu bildiği veya öğrendiği için olacak doktor kardeşe beni sordular. Kendisinden yakın dönemimizle ilgili bilgi alamayınca şahsımızla alakalı malumat istemişler.

Dr. Adnan kardeş telefonla mı, bizzat gidip ziyaret ederek mi bilgi edineyim, diye sorunca ziyaret etmesini emretmişler.

Dr. Adnan kardeşimiz de aldıkları emir üzerine bizi arayıp ziyaret ettiler.

Kendisini uzunca süren hastalığı döneminde bir defa ziyaret edebildim. Bunda ziyaretlerin gereğinden fazla seremoniye boğulmasının da payı olmuştur.

ALİ RIZA DEMİRCAN