Mahmud Efendinin Anısına
Önce cenaze namazı ile ilgili bilmemiz gerekenleri açıklayalım.
İnsan, Rabbimiz tarafından en güzel kıvamda yaratılmış ve ebediliğe erdirilmiş mükellef varlıktır.
İnsan için konulmuş hayat düzeni olan İslâm, insanın dirisini yücelttiği gibi ölüsünü de değerlendirir, öldüğünde yıkanılmasını, kefenlenip kokulandırmasını ve üzerinde cenaze namazı kılınarak dualarla ebedi yolculuğuna çıkarılmasını emreder.
Cenaze Namazı İslam Kardeşliği Haklarındandır
Cenaze namazı Peygamberimizin açıklamasına göre müminlerin birbirlerinin üzerindeki haklarından biridir.
Ebû Hüreyre (r.a.) anlatıyor: Allah’ın Resulü ‘Müslümanın müslüman üzerindeki hakları altıdır’ buyurdu. Bu açıklama üzerine sahabiler sordular:
– Bu haklar nelerdir Ya Resûlallah?
– Karşılaştığın zaman ona selam ver. Seni davet ettiği zaman davetine katıl, öğüt istediği zaman öğüt ver. Aksırıp da Allah’a hamd ettiği zaman ona ‘Allah sana merhamet etsin’ duasında bulun. Hastalandığı zaman onu ziyaret et. Öldüğü zaman da cenazesine katıl. (1)
Müslümanın müslüman üzerindeki haklarından biri olan cenazesine katılma dini ifadesiyle farz-ı kifâye bir görevdir. Yani ölünün içinde yaşadığı toplumun mümin erkekleri veya kadınlarından bir topluluğun veya bir ferdin üstlenmesi gereken bir vazifedir. Aksi takdirde bütün toplum günahkâr olur.
Cenaze Namazında Uhud Dağı Kadar Sevap Vardır
Cenaze namazı, abdest alma, gereğince örtünme ve kıbleye yönelme gibi gerekli şartlara uyularak, erkekler, kadınlar ve çocuklar tarafından kılınabilir bir namazdır. Peygamberimizin açıklamasına göre, kılanlar için bir öğüt ve Uhud Dağı kadar sevap kazanma vesilesidir.
Bir öğütlerinde Allah’ın Resulü (s.a.v.) söyle buyurdu:
– Bir cenazede bulunup da cenaze namazını kılan kimse bir kırat (sevab) kazanır. Cenaze namazını kılıp da kabrine götürülerek defin oluncaya kadar cenaze cemâatine katılan kişi ise iki kırat (sevab) kazanır.
(Ashab-ı Kiram tarafından) soruldu.
– Ya Resûlallah! iki kırat sevab ne kadardır, (anlayamadık, açıklar mısınız?) Allah’ın Resulü söyle buyurdu:
– İki kırat’ın sağlayacağı sevab, küçüğü Uhud Dağı benzeri olan iki büyük dağ gibidir. (2)
Cenaze Namazı Ölüye Duadır
Cenaze namazı, kılanlar için ölümü hatırlama ve sevab kazanma vesilesi olduğu gibi, cenaze namazı kılınanlar için de bir duadır. Bağışlanma sebebidir. Cenaze namazını kılan müminler tarafından içten duygularla hayırla yad edilmesi halinde ise kişinin Cennet’e yolcu edildiğinin bir müjdesidir.
Bu gerçek Enes İbn-ü Malik’in rivayet ettiği hadiste şöylece dile getiriliyor:
Günün birinde Hz. Peygamber’in yanından bir cenaze ile geçtiler. Sahabiler onu –hayırlı bir cemiyet insanıydı– diyerek övdüler.
Allah’ın Resulü (s.a.v.) üç defa ard arda ‘Gerekli oldu’ buyurdu. Sonra diğer bir cenaze ile daha geçtiler. Sahabiler onu da –fena, cemiyete zararlı bir kişi– olduğunu ifade ederek yerdiler.
Allah’ın Resulü (s.a.v.) (aynı şekilde) üç defa ‘Gerekli oldu’ buyurdu.
Hz. Ömer sordu:
– (Anam-babam sana feda olsun. Ya Resûlallah! Haklarındaki görüşlerimizi açıkladığımızda her bir cenaze için ‘Gerekli oldu’ buyurdunuz.) Ne ‘Gerekli oldu?’
– (Ya Ömer!) İlkini hayırla andınız. (Toplumun sevgisini kazandığı için) ona Cennet gerekli oldu; Cennet’e girmeyi hak etti.
İkincisinin fenalığında birleştiniz. (Toplumun nefretini kazandığı için) ona da Cehennem gerekli oldu.
Allah’ın Resulü (s.a.v.) daha sonra sözlerini sahabiler topluluğuna yönelterek söyle buyurdu:
– Ey müminler! Sizler yeryüzünde Allah’ın şahitleri (ve değer ölçüleri) siniz.(3)
Cenaze Namazı Topluca Kılınabilir
Cenaze namazı cemaat halinde kılındığı gibi tek tek olarak da kılınabilir. Peygamberimizin cenaze namazı erkekler, kadınlar ve çocuklar tarafından küçük saflar halinde imamsız olarak kılınmıştır. (4)
Bir anda birden fazla cenazenin bulunması halinde sıra ile önce erkeklerin, sonra kadınların, daha sonra da çocukların cenaze namazı ayrı ayrı kılınabildiği gibi bütün cenazeler bir arada bir defada toplu olarak da kılınabilir. (5)
Cenaze Namazı Definden Sonra da Kılınabilir
Cenaze namazı, hazırlanmış cenaze için definden önce kılınabildiği gibi definden sonra kabir üzerinde de kılınabilir. Ebû Hüreyre Peygamber mescidini süpürüp temizlemekte olan siyahi bir kadınla alâkalı olarak şu olayı anlattı.
Hz. Peygamber (bu kadıncağızı göremeyince) durumunu soruşturdu. Öldü dediler. Sahabiler ölümünü nedense önemsememiş gibiydiler.
Hz. Peygamber: Bana bildirmeniz gerekmez miydi, diyerek serzenişte bulundular. Sonra da: Kabrini bana gösteriniz, buyurdular. Gösterdiler. Kabri basında cenaze namazını kıldılar ve şu açıklamayı yaptılar:
– Bu kabirler yatırları için karanlıklarla doludur. Namazlarını kılmam sebebiyle Allah onların kabirlerini ışıklandırır. (6)
Cenaze Namazı Gıyaben de Kılınabilir
Cenaze namazı dünyanın herhangi bir bölgesinde ölen bir mümin için gıyabında da kılınabilir. Zira Peygamberimiz, Müslüman olarak can veren Habeş Kralı Necaşi’nin cenaze namazını Medine’de, gıyabında kıldırmıştır.(7)
Kâfirlerin Cenazesi İçin de Ayağa Kalkılabilir
Peygamberimizin açıklamalarına göre can taşıdıkları, ölüm büyük bir olay olduğu ve aslında canı alan Allah’a tazim olacağı için Müslüman olsun veya olmasın bütün cenazeler için ayağa kalkılabilir. Değinildiği üzere cenaze için ayağa kalkma Peygamberimizin sünnetindendir.
Abdullah îbn-ü Ömer (r.a.) şöyle anlatıyor.
Bir sahabi Allah’ın Resûlü’ne sordu:
– Ya Resûlallah! Bazan yanımızdan kâfirlerin cenazeleri geçiyor. Onların cenazeleri için ayağa kalkalım mı?
– Evet, kâfirlerin cenazeleri için de kalkınız. Çünkü siz onların ölüleri için ayağa kalkmış olmuyorsunuz. Siz canları alan Allah’ı yüceltmek için ayağa kalkıyorsunuz. (8)
Kâfirin Cenaze Namazı Kılınmaz
İslâm, insanın dirisini ve ölüsünü kuşatan bir hayat nizamıdır. Bu itibarla koyduğu kurallara uyulmasını ister. Bu sebeple cenaze namazının kılınmasını emreder. Ancak cenaze merasiminin feryadı figana boğulmasını, cenazenin müzik esliğinde, resimler taşınarak, sloganlar atılarak ve de alkışlar tutularak kabre götürülmesini şiddetli bir dille yasaklar. İslâm dinine zahiren veya kalben iman etmemiş bulunan insanların cenaze namazlarını kılmak, saygı duyularak kabirlerini ziyaret edip bağışlanmaları için dualar yapmak da İslâm’ın Kur’ân kaynaklı yasaklarındandır.
Rabbimiz Tevbe Sûresi’nin 84. âyetinde söyle buyuruyor:
“Kâfirler ve münafıklardan ölen hiçbir kişinin asla cenaze namazını kılma. (Defin veya ziyaret için) kabri başında durma. Çünkü onlar Allah’ı ve Peygamberini tanımayıp kâfir oldular ve Hak’tan sapmış insanlar olarak öldüler.”
Kadınlar da Cenaze Namazı Kılabilir
İslâm dininde erkeklere veya kadınlara özgü olduğu açıkça belirtilmemiş bütün görevler ve yasaklar, erkekler gibi kadınları da yükümlü kılar. Cenaze namazı da böyledir. Kadınlar da cenaze namazı ile mükelleftirler. Ne var ki periyodik rahatsızlıktan, hamilelik ve emziklilik gibi mazeretler sebebiyle beş vakit cemâat namazlarına ve de cuma namazına olduğu gibi cenaze namazına da katılamayabilirler. Ancak tesettürlü olarak katılmaları asıldır. Mazeretleri yokken özellikle de akrabadan olan fertlerin cenaze namazlarına katılmalıdırlar.
Bes vakit namazlar, cuma namazı ve bayram namazında olduğu gibi cemaat halinde kılınması durumunda cenaze namazlarında da kadınların erkeklerin arkasında veya ayrı bir grup olarak erkeklerin paralelinde saf tutmaları gerekir. Ancak, özellikle büyük kalabalıklarda karmaşık halde kılınması da caizdir.
Cenaze namazlarının erkeklerden sonra imamlı veya imamsız olarak kadınlar tarafından kılınması da caizdir. Hz. Peygamber döneminden beri sürdürülen meşru uygulama budur.
Cenaze Namazı Nasıl Kılınır?
Cenaze namazı ayakta kılınır. Eller kaldırılarak ilk tekbir alındıktan sonra Fatiha Sûresi okunur, onun ardından ikinci tekbir alınarak Allahümme Salli-Allahümme Barik seklinde başlayan salâtlar getirilir ve üçüncü tekbir alınarak Peygamberimizin öğrettiği cenaze duâlarından biri okunur. Dördüncü tekbir alındıktan sonra önce sağa ve sonra da sola selam verilerek namaz bitirilir.(9)
Cenaze duasını bilmeyenler ilk tekbir alındıktan sonra Sübhaneke Duâsı’nı, üçüncü tekbir alındıktan sonra ise Fatiha Sûresi’ni okuyabilirler.
(Peygamberimizin öğrettiği cenaze dualarından biri de şöyledir:
Allah’ım! Namazını kıldığımız bu kişinin Rabbi Sensin. Onu yaratan, İslâm’a yönlendiren ve canını alan da Sensin. Onun gizli ve açık işlerini en iyi bilen de Sensin. Biz onun için aracılık yapmak üzere sana yöneldik. Onu bağışla (Allah’ım!).
Özet
Cenaze namazı dini bir kurumdur. Kılınması bir ibâdettir. Kılan ve kılınan için hayır vesilesidir. Cenazenin hazırlanma, kılınma, taşınma ve defin adabı Peygamberimiz tarafından öğretilmiştir. Müslümanlar olarak görevimiz, öğrenmek ve uygulamaktır. Yüce Mevlamız cümlemizi ölümden ibret alarak, ölüm ötesi için iyice hazırlanabilen ve cenazelerini İslâm adabına göre kaldıran kullan zümresine ilhak buyursun.
Ali Rıza Demircan
1- Mi’şkatül-Mesabîh Hn. 1525
2- et-Tac 1/362
3- Buhâri Cenaiz B. Senâin-Nâsi, et-Tac 1/365 4-1. Hı’sam Es-Siretün-Nebeviye (Cihaz-u Resûlillah ve defnühü)
5- Nesai 1/28O, M. Elbani Ahkâmül-Cenaiz… 132, et-Tac 1/364
6- Bülûgiil-Meram /K. Cenaiz Hn. 23, et-Tac 1/363
7- et-Tac 1/364
8- Müsnet 2/168
9- et-Tac 1/36O. N. Elbani Ahkâmül-Cenaiz sh. 151…
Bu kadar detaylı bir şekilde bilmiyordum Alla; razı olsun