islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
34,4849
EURO
36,2385
ALTIN
2.960,90
BIST
9.367,77
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
18°C
İstanbul
18°C
Parçalı Bulutlu
Cuma Yağmurlu
18°C
Cumartesi Parçalı Bulutlu
8°C
Pazar Çok Bulutlu
10°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
10°C

KUR’AN SİYASETİN KALBİNE İNMİŞTİR

KUR’AN SİYASETİN KALBİNE İNMİŞTİR
20 Temmuz 2022 10:19
A+
A-

Mekke devletinin insanları köleleştiren, dini afyonlaştıran, halkı sömüren, güçlüden yana işleyen, zalime taraf olan, halkı kutuplaştıran sistemini yıkmak ve insanların yaşamlarını iyileştirmek için inen Kur’an günümüzde iniş amacının dışında tutulmakta ve adeta “mevlitlere, mezarlara, mebedlere, ibadetlere” hapsedilmiş durumdadır…

Her ne zaman siyasetteki yalan yanlışlardan, ekonomideki istikrarsızlıklardan, kültürel yozlaşmalardan konuşmaya çalışsak, kalem oynatsak uzmanlık alanında yaz, çiz, konuş diyorlar… Anlamadığım şey bir yanlışı görmek için ille de alanın uzmanı olmak mı gerekiyor? Hz. Peygamber ve diğer peygamberler siyaset akademisi mi okudular, ekonomi, sosyoloji veya hukuk mezunu muydular? Onlar neden bu alanlarda konuştular? Kanaatimce çözüm ve gidişatı idare etmek uzmanlık gerektirse de yanlışı görmek uzmanlık gerektirmemektedir…

Diyorlar ki hoca dediğin siyasetle ilgilenmez, politik konulara müdahil olmaz, dinle, diyanetle, zikirle, abdest-namazla, Kur’an ve sünnetle meşgul olur… Ama bilmiyorlar ki Kur’an ve sünnet siyaseti konu eder, siyasete yön verir, şekil verir, kimi zaman politik konuları gündem eder… Bilmiyorlar ki gelen tüm peygamberler dönemin zalim yöneticilerine, haramzade tüccarlarına, tahrifçi din adamlarına dur demek ve yön vermek için gelmişlerdir…

Nereden bilsinler ki yetim ve maddi açıdan yeterli durumu olmayan Hz. Muhammed’in Kur’an indikten sonra cesaret bulup Mekke yönetimine başkaldırdığını, maddi bir gücü olmadığı halde “tebbet yeda ebi lehebin ve tebbe” diyerek dönemin muktedir ismi Ebu Leheb’e savaş açtığını, Mekke devletinde olan biten haksız uygulamalara karşı durduğunu…

Hz. Peygamber; “en büyük mücahid zalim sultana karşı hak sözü haykırandır” derken sizce hocalara, hacılara siyasetten uzak durun mu diyordu, yoksa kim olursa olsun hakkı haykırın mesajını mı veriyordu?

Hoca dediğin siyasetten el çeker diyenler aslında kafalarındaki “din hayata karışmaz, din hayata bulaştırılmaz” inancını taşıyanlardır… Ne demek ya… Bu kişiler Hz. İbrahim döneminde yaşasalardı ona aynen şunu derlerdi; “haddini bil sen kim Nemrud’a karşı dikilmek kim, karıştırma ortalığı, dinini anlat ama usulünce, etliye sütlüye dokunmadan, kıyısından köşesinden, dikkatleri üzerine çekme, sana iman eden birkaç kişiyi heder etme vs. vs.” derlerdi… Ama bilmezler ki her düşünce ve ideolojinin yaşaması, kök kalması, geleceğe uzanması verdiği ve vereceği bedellere bağlıdır… Zira bedel ödemeyen her dava dağılır, bedeli ödenmemiş her ideoloji yıkılır…

Hz. Musa döneminde yaşasalardı ona mutlaka; “sen kafayı mı yedin, ne bu cesaret triplerin, otur oturduğun yerde, Firavun’u devirmek sana mı kaldı, hayatın tadını çıkar, geleceğe yatırım yap, yapmak istediğin şeyleri Firavun ölümünden sonra gerçekleştirirsin”… Bunlar aslında sana, bana, bize “cesareti bırak esarete bak” diyenlerdir…

Baksanıza gelen elçilerin hepsine… İlk yaptıkları iş namaz kıldırmak, oruç tutturmak mıydı yoksa siyasete, yönetimlere, kültürlere, ekonomilere yön vermek, yol göstermek miydi? Kur’an siyasete alet edilmemeli, din devlet işleri birbirine karıştırılmamalı, Müslüman siyasetten el çekmeli diyenler ne Kur’an’ı ne de peygamberlerin davalarını anlamışlardır…

Kur’an’ı siyasetten koparmak, dini siyasal hayattan uzaklaştırmak isteyenler insanların hayatını etkileyen sosyal, ekonomik ve kültürel konuların siyasilerin eliyle şekillendiğini, toplumların geleceğinin siyasilerin eliyle belirlendiğini bilmiyorlar… Koca kâinatı sorunsuz ve sıkıntısız bir şekilde yöneten Allah hiç dünya hayatına yön vermek istemez mi?

Hoca siyaset konuşmaz, ekonomi konuşmaz, etliye sütlüye dokunmaz peki ne yapar, dua eder, cenaze namazı kıldırır, Cuma namazı kıldırır, hutbe okur kötülüğe, zulme meydan okumaz öyle mi?

Kardeşim! Kur’an siyasetin göbeğine inmiş ve nice devletler, yönetimler yıkmış, devirmiş ilahi vahyin devamıdır, son halkasıdır… Kur’an’ı doğru oku-anla ki kendine gelesin, hayatın düzene girsin…

Unutmayın! Kur’an’ı hayattan, siyasetten, ekonomiden, kültürden, eğitimden koparmak felaketlere yol almaktır…