(Bankalaşan Finans Kurumları)
Bankalaşan Finans Kurumları faizli düzene alternatif ol (a) mamışlardır. Bunda mevduatlarını kısa vadeli olarak yatıran bizlerin de önemli bir payı vardır. Ama çok büyük ölçüde hatalı olan kendileridir.
Asıl görevleri olan Mudarebe Sisteminiişletmemişlerdir. Yani mevduatlarımızı “sermaye sizden, işletme bizden” diyerek almışlar, risk üstlenmemek için ciddi projelere olsun yatım yapmamışlardır. Ne olduğu belürsüz olup uygulamaları İslâm Fıkhı adına caiz dahi görülemeyecek olan Murabaha yöntemine sarılmışlardır. Toplumsal konularda duyarlılığı olmayan Diyanet İşleri Başkanlığı bile yaptıkları Murabaha’yı haramlıkla nitelemiştir.* Diğer işlemleri de Murabahaları gibi onaylanamayacak yapıdadır. Pek tabiidir ki almadan satmayı içeren murabahalarını onaylayacak İslâm âlimleri de bulmuşlardır. Hulâsa örnekleri Osmanlı Devleti’nde para vakıflarının işletilmesinde görülen örtülü faizciliğeyönelmişlerdir.
Mevduat çekmek için verdikleri kâr paylarını banka faizlerine denkleştirmede tam bir maharet(!) göstererek Müslüman halkımızı örtülü faize alıştırmışlardır. Bazılarının edindikleri mevduatı faize yatırdıkları da rivayet olunmaktadır.
30 yılı aşkın mazileri olan bu kurumlar İslâm’a uygun iktisadî enstrümanlar geliştirmek için hiçbir arge çalışması yapmamışlar, bir şirket modeli olsun oluşturamamışlardır. Ama bankalaşmayı becermişlerdir.
Son 15 yıllık dönem kendileri açısından uygun olmakla birlikte ülkemiz ekonomisindeki işlem paylarını yüzde beşin üzerine çıkaramamışlardır. Çünkü milletimizi faiz karşıtı olarak bilinçlendirici tek bir adım bile atmamışlardır. Evet, tek bir adım bile atmamışlardır.
Bankalaşan Finans Kurumlarının oluşturduğu bBirliğin ilgilisine ‘faiz karşıtı bilinçlendirici çalışmalar yapmalıyız’ dediğimde “hocam Müslümanların faiz diye bir problemi kalmamıştır’ cevabını aldım. Bunun üzerine kendilerine şunu söyledim:
Bunun baş sorumlularından biri de sizsiniz. Müslüman milletimizin faizin haramlığı, dünya ve âhiret zararları ve azapları konusunda bilgilenmesi ve bilinçlenmesi için siz ne yaptınız? Milletimiz daha bir bilgilenip bilinçlenmeden siz ekonomideki yüzde beş payınızı artıramayacağınız ortada iken siz ne yaptınız? Kaç doktora yaptırdınız? Kaç sempozyum yaparak dikkatleri çektiniz? Kaç basın toplantısı yaptınız ve kaç miting yaptırdınız? Sizler gibi derin uykuda olan Diyanet’i uyandırmaya mı çalıştınız. Hadi kendiniz yapamadınız. Yapacak yan kuruluşlar da mı oluşturamadınız. İşbirliği yapacağınız sivil örgütler mi bulamadınız?
Ama aleyhinize olabilecek en küçük atılımları bile izlediniz. Yıllar önce Flaş Tv’de program yaparken Asya Finans’ın ödenemeyen kredi kartı faizlerine aylık beş nokta onda yedi faiz uygulaması sebebiyle “Müslümanları sömürmeyin” feryadıyla yaptığım bir program üzerine alelacele yemeğe davet edilerek üç finans kurumunun genel müdürleri tarafından istikbal edildim.
Özetlersek siz de Bankalaşan Finans Kurumları Müslümanları sömürüyorsunuz. Faizli düzene alternatif oluşturmanın ciddi adımlarını dahi atamadınız.
Bunun için de faizli düzene dolaylı olarak destek vermiş oldunuz ve olmaktasınız.
Faizci bankaların ülkemizin kanını emdiğini biliyoruz. Zaten inkâr da edemiyorlar. Peki, sizin farkınız nedir? Gerçekleri saptırmadan anlatın da bir de sizden dinleyelim. Size yardımcı olmak için bazı sorular da soralım:
Bankalaşan Finans Kurumlarının sahipleri kimlerdir?
Mudarebe yapmak üzere aldığınız mevduatları niçin bu alanda kullanmıyorsunuz? Nasıl bir havuz oluşturuyor da verdiğiniz kâr paylarını faizler gibi sabit tutabiliyorsunuz?
Topladığınız mevduatı kimleri desteklemek için kullanıyorsunuz. Faize para yatıranlarınız var mı?
Sakın ha, -Allah razı olsun- diyecek yerde, “sen de paranı bize yatırıyorsun,” niçin alenen uyarı yapıyorsun demeye kalkışmayın. Yıllardır bir türlü duyuramadım. Artık yeter ‘kırılan kol yen içinde kalmasın.’
* http://www.yenisafak.com/politika/diyanetten-faiz-aciklamasi-503186
AÇILIMI: Alınan kredinin faize girmemesi için bir takım işlemlere dikkat edilmesi gerektiğini, aksi takdirde faizli alışverişten hiçbir farkı kalmayacağına dikkat çeken Diyanet, faize girilmemesi için şu yolun takip edilmesi gerekiyor:”Malın satışının ilk önce katılım bankasına gerçekleşmesi, sonra da katılım bankasının bu malı müşteriye satmasıdır. Bu ticarette ev veya araba satan firmanın muhatabı katılım bankası, katılım bankasının muhatabı da müşteri olmalıdır. Buna göre; ev veya araba firması faturayı katılım bankasına kesmeli, daha sonra yapılacak bir alış verişle de ev veya araba müşteriye satılmalıdır. Aksi taktirde faizli işlem yapılmış olur.”
Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi