Geçtiğimiz günlerde Ali Rıza DEMİRCAN hocadan şaşırtan bir fetva dinledik.
Demircan Hoca; Mirathaber’de yayınlanan bir videosunda; doğal olan ürünlerin, yaratılışına, genetik yapısına müdahale edilerek, ürünün çoğaltılması ve bu ürünün ticari bir süreçle tüketilmesinin haram olduğunu ifade etti.
Görünen o ki bir tartışma konusu olacak olan bu fetva, öyle yabana atılıp bir kaç cevapla geçiştirilecek bir durum da değildir.
Doğal tohumların, doğal koşullarda etkileşime açık olarak yetiştiği için standardizasyon sorunu oluştuğu gerekçesiyle , bunun yerine hibrit tohum çalışmaları başlatılması gerekçelendirilmişti. Hibrit tohum GDO’lu tohumların dışına tutulmaya çalışılsada, doğal tohuma müdahale olup tohumları kısırlaştırdığı için bu eylemin helal olduğunu söylemek zordur.
Yani kısır tohum, üreticilere 5553 sayılı Tohum Kanunu ile dayatılmıştır. Küresel şirketlerin gıda terörü diyebileceğimiz tohumlarla oynama gerekçesi, insanların beslenemeyecek kadar çoğaldığı yalanına sığındıklarını, basın yoluylada bu büyük yalanı yaydıklarını da biliyoruz.
Bazı ayetlerin ışığında konuyu detaylandırmadan önce bir şeye dikkatleri çekmek istiyoruz.
Önce bir yanlış ön kabulle, tohumların doğal ortamda etkileşime açık olması yanlış kabul ediliyor. Yeni hibrit tohumların üretilmesi ve tükettirilmesine zemin hazırlanarak bu yanlış üzerinden devam ettiriliyor. Bu tohumlara, bir standardizasyon tanımlaması getirilerek operasyon çekiliyor.
Hibrit gibi tohumlara yapılan bu operasyon, olumlu kavramlar kullanılarak yapılıyor. ” Biz tohumu ıslah ediyoruz” diyerek tohumun doğası bozuluyor. Nitekim bugün Türkiye’de tohum konusunda yapılan aldatmaya yönelik çalışmalar tarım sektörünü mahfetmiştir.
Ayette zikredildiği gibi birileri ekini bozuyor, fesada uğratıyor. Bu fesada göz göre göre sessiz kalıyoruz. Artık tohum verimliliğini kaybetmiş olup, bir kez üretilerek arkası kesik kalıyor.
Biz biliyoruz ki Allah’tan başka birinin adını, ineği keserken üzerine anmak, etin yenmesini haram kılıyor. Dolayısı ile burada yaptığınız bir eylem helal olanı haramlaştırabiliyor. Temiz olma niteliğini kaybettirebiliyor. Bu kesilmiş inekten yemeniz size haram oluyor.
Örneğin bir bardak suya kan akıttığınız zaman, temiz olan su, kan ile pis hale getirilmiş olup, içilmesi haram hale gelmiştir.
Çünkü kan içmek haramdır. Üzüm helal iken, onu sıkarak suyunu sarhoş edici şaraba çevirdiğinizde, temiz olan üzümü pisleştirmiş olursunuz ve haram olur.
Yenmesi helal olan bir ineğin, bir yerden yuvarlanarak ölmesi, onun artık yenilemez olması, üzerinde Allah’ın isminin kesilerek anılmamasındandır.
Helal olan bir şeyin, temiz vasıfları kirletilerek haramlaşabileceğini Ali Rıza Demircan hocanın fetvası ile görüyoruz.
Kuşkusuz Helal haram koymak bir ilahlık , Rablik meselesidir. İşte burada helal olan bir şeyi haramlaştırmak vardır. Bir şeyin haramlaştırılması sadece sözel ifade edilmesi ile değil, tohumların doğasına müdahale edilerek de haramlaştırılabilinir. Çünkü o tükettiğiniz tohum, hem kısırlaştırılmıştır, hemde bir çok sağlık sorunlarına neden olmaktadır.
Bu konuyla ilgili ayetlere baktığımızda;
”Allah’ın size verdiği temiz helal rızıklardan yiyin. Kendisine güvendiğiniz Allah’tan korkun” (maide 88)
”Ey insanlar! yeryüzünde temiz helallerden yiyin. Şeytanın (isyan edip, azgınlaşan, yoldan çıkan) adımlarına tabi olmayın.(bakara 168)
”Eğer Allah’a gerçekten kul iseniz, size verdiği temiz helal rızıktan yiyin. Ve onun niğmetine şükreden olun.(nahl 114)
İnsanlardan öylesi vardır ki, bu dünya hayatı hakkındaki görüşleri senin hoşuna gider. Kalplerinde kine Allah’ı şahit tutar. Tartışmada son derece ustadır. Ancak hakimiyeti eline alır almaz yeryüzünde fesat çıkarmaya, ürünü ve nesli yok etmeye çalışır. Allah fesadı sevmez( bakara 204-205)
Bu ayette zikredilen ürünü ve nesli bozma konusu son derece önemlidir. Beslendiğiniz ürünlerin genetiğine müdahale edilerek, ister gdo tanımlaması yapın ister hibrit tanımlaması yapın, ürünlerin yaradılışı fesada uğratılıyor, ürün yok ediliyor.
% 99 Müslüman olan bir halkın yediği ürünlerin tohumları bozuluyor. Bu tohumlarla oluşan besinler hastalıklar üretiyor. Bunun zamana yayılması, olayın çabuk fark edilmesinin önüne geçiyor.Ali Rıza Demircan hocanın verdiği fetva, bu ayetler ışığında şimdi daha iyi anlaşılıyor.
Halkımızın tüm hibrit tohumları terk ederek, doğal atalık tohumlarla beslenmesi gerekiyor.
Devlet halkın sağlığını korumakla yükümlü olduğuna göre, 2004 yılında çıkartılan Tohumculuk yasası yeniden gözden geçirilerek, halkın doğal beslenmesi sağlanmalıdır. Aksi halde tüm toplum sürekli hasta olacak, hastaneye gidecek ve sürekli ithal ilaçlar kullanacaktır.
Selam ve dua ile…
Yunus EKŞİ
Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi