Birkaç gün önce Kur’ân kavramları üzerinde çalışan komşumuz bilge kardeşimiz Fatih Orum’u ziyaret etmiştim.
Kardeşimiz Kur’ân kelimeleri ve kavramları için Kur’ân’ın bütüne değil de sözlüklere bakmanın oluşturacağı derin yanılgıya dikkatimizi çekti.
Kardeşimiz üzerinde çalıştığı iki fiili de örnek verdi.
Mazi sığasyla söylersek Adde/saymak fiili ile aynı anlamda tercüme edilen Ehsa fiili arasında ki farka değindi; İbrahim 34’den verdiği örneği , Cin 28 ve Kehf 49’dan sunduğu örneklerle pekiştirdi.
Ehsa fiilinin “bir şeyi en ince ayrıntılarına kadar inceleyip kavrayarak saymak “ anlamında karar kılmakta olduğunu söyledi.
Kardeşimiz Keh süresinin 49. ayeti ile iradeli sözlerimiz davranışlarımız ve işlerimizi içine alan amel kitabımızın Ehsa fiiliyle her bir amelimizi en ince ayrıntılarına kadar tek tek sayacağını açıkladığına da dikkatimizi çekti. Bu arada Kehf suresinin 45 ile 49. ayetlerini okurken heyecanlandığı gibi beni de ürpertti.
Varlığıyla iftihar ettiğimin hafızlığımın bereketiyle yüreğime çöken bu ayetleri yeniden okurken dünyanın geçiciliğini, kıyamet gerçeğini, bir tek kişi bile bırakılmaksızın bütün insanlığın mahşer alanında toplatıldığını, günahkârların feryat edişlerini ve hiç amelini yargı dışında kalmayacağını görür gibi bildim, duydum ve anladım.
Kur’an’ı kendi özgün diliyle okurken hissettiğim duyguları keşke sizlere de aktarabilseydim.
Gelin bir de sizinle okuyalım:
“ DÜNYA hayatının gökten indirdiğimiz suya benzediğini onlara anlat: Öyle ki, yerin bitkileri onu emerek zengin bir çeşitlilik içinde boy verip birbirine karışırlar; ama bütün bu canlılık, çeşitlilik sonunda rüzgarın savurup götürdüğü çer çöpe döner. İşte bunun gibi, her şeye karar veren (yalnızca) Allah’tır.
Mal mülk ve çocuklar dünya hayatının süsleridir; ama ürünü kalıcı olan İslam ile uyumlu sözler, davranışlar, işler ve ilişkiler ise, karşılığı bakımından, Rabbinin katında daha değerli ve bir ümit kaynağı olarak daha verimlidir.
Dağları ortadan kaldıracağımız Kıyamet Günü yeryüzünü boş ve çıplak görürsün; (o Gün) bir tek kişi bırakmaksızın kimseyi bırakmaksızın herkesi (diriltip) bir araya toplayacağız.
Dizi dizi Rablerinin huzuruna çıkarıldıklarında (Rableri onlara şöyle diyecek:) “İşte, sizi ilk kez yarattığımız günkü gibi (bütünüyle yapayalnız ve boyun eğmiş olarak) huzurumuza geldiniz; oysa, sizin için böyle bir buluşmayı gerçekleştirmeyeceğimizi sanıyordunuz hep!”
Ve (o Gün, herkesin dünyada yapıp-ettiklerine dair) amel kitapları önlerine konduğunda, suçluların orada yazılı olanlardan feryat ettiklerini görürsün; “Vah bize! Nasıl bir Kitapmış bu! Küçük, büyük hiçbir şey bırakmamış, her şeyi ayrıntılarıyla sayıp hesaba geçirmiş!” derler. Ve yapıp-ettikleri her şeyi (kaydedilmiş olarak) önlerinde bulurlar; ve Rabbinin kimseye haksızlık yapmadığını (anlarlar). (Kehf 18/45-49)
Şimdi bütün bu gerçeklere iman ettikten sonra Allah ve ahiret, Cennet ve Cehennem yokmuş gibi gel de nefsini ilahlaştırarak ahmakça yaşa.
Ali Rıza Demircan
yaşım 45. Çocukken ramazanda alkol satan dükkan kapatırdı. Ortak yayında değil önündeki kitabı okuyarak mikrofonsuz vaaz verirdi Cami hocası. Hatırımda kalan. Erkek altın künye takamaz diye başlamıştı… Asıl söylediği ise şu idi altın saat takan tuccardan alış veriş yapmayın. Sene 2022 oldu. Yakın zamanda çok yozlaşma oldu. Ortada bir vaka var.