islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
34,5197
EURO
36,1843
ALTIN
2.962,97
BIST
9.367,77
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
17°C
İstanbul
17°C
Parçalı Bulutlu
Cuma Yağmurlu
19°C
Cumartesi Az Bulutlu
9°C
Pazar Çok Bulutlu
10°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
9°C

KUR’ÂN’IN EDEBİ YÖNÜ 

KUR’ÂN’IN EDEBİ YÖNÜ 
24 Ekim 2022 09:53
A+
A-

Çeşitli yerlerde din adına pek çok masal ve hurafeler anlatılmaktadır. Bu nedenle tekrar tekrar sizlere, “Dinimizi Kur’an-ı Kerim ve Hz. Muhammed’in (sav.) sünnetinden öğrenelim” diyorum. Allah’ın kelamı olan Kur’an-ı Kerim, her yönüyle mucizedir.  O, aynı zamanda dil ve edebiyat yönüyle de ilahi bir mucizedir. Kur’an-ı Kerim indirildiği zaman, Araplar dil, edebiyat, şiir ve edebi sanatlar alanında çok ileri bir düzeye sahiptiler. O dönemde onlar, çocuklarını daha gürbüz, zeki ve Arapçayı en güzel şekilde öğrenmeleri için badiyedeki Araplara para karşılığında sütanneye veriyorlardı.[1][1] O dönemin mahsulü olan ve tarih boyunca üstünlüklerini koruyan muallaka şiirleri, onların şiirve dil üstünlüklerini göstermektedir.[2][2] Şayet o dönemin edip insanları Kur’an-ı Kerim’de belagat ve fesahat alanlarında herhangi bir çelişki ve eksiklik görselerdi, onu susturup bir kenere atacaklardı. Fakat, onlar Kur’an-ı Kerim’in edebi üstünlüğü karşısında susmuşlardı.[3][3] Çünkü Kur’an-ı Kerim, onun bir benzerini veya onsursine, en azında bir suresine benzer bazı şeyleri ortaya koymaları için meydan okuyordu. Bu meydan okuma/tahaddi, Kur’an-ı Kerimi’in çeşitli ayetlerinde dile getirilmektedir:

قُلْ فَأْتُوا بِكِتَابٍ مِّنْ عِندِ اللَّهِ هُوَ أَهْدَى مِنْهُمَا أَتَّبِعْهُ إِن كُنتُمْ صَادِقِينَ {49} فَإِن لَّمْ يَسْتَجِيبُوا لَكَ فَاعْلَمْ أَنَّمَا يَتَّبِعُونَ أَهْوَاءهُمْ وَمَنْ أَضَلُّ مِمَّنِ اتَّبَعَ هَوَاهُ بِغَيْر هُدًى مِّنَ اللَّهِ إِنَّ اللَّهَ لَا يَهْدِي الْقَوْمَ الظَّالِمِينَ ِ

Kur’an-ı Kerim’i inkar edenlere, “Eğer doğru sözlüler iseniz, Allah katından bu ikisindenKur’an ve Tevrattan  daha doğru bir kitap getirin de ben ona uyayım!” de! Eğer cevap vermezlerse, bilki onlar, sırf hevalarına uymaktadırlar. Allah’tan bir yol gösterici olmaksızın kendi hevesine uyandan daha sapık kim olabilir? Elbette Allah, zalim kavmi doğru yola iletmez[4][4]

قُل لَّئِنِ اجْتَمَعَتِ الإِنسُ وَالْجِنُّ عَلَى أَن يَأْتُواْ بِمِثْلِ هَـذَا الْقُرْآنِ لاَ يَأْتُونَ بِمِثْلِهِ وَلَوْ كَانَ بَعْضُهُمْ لِبَعْضٍ ظَهِيراً

De ki: And olsun, bu Kur’ân’ın benzerini ortaya koymak üzere insanlar ve cinler bir araya gelseler, birbirlerine destek  de olsalar, O’nun benzerini getiremezler.”[5][5]

Bu ve benzeri ayetlerde, inanmayanlara, Kur’an-ı Kerim’in bir benzerini meydana getirmeleri için meydan okunmaktadır. Aşağıdaki ayette de aynı şekilde meydan okunmakta ve uydurulmuş on sureyi meydana getirmeleri istenmektedir:

أَمْ يَقُولُونَ افْتَرَاهُ قُلْ فَأْتُواْ بِعَشْرِ سُوَرٍ مِّثْلِهِ مُفْتَرَيَاتٍ وَادْعُواْ مَنِ اسْتَطَعْتُم مِّن دُونِ اللّهِ إِن كُنتُمْ صَادِقِينَ

Yoksa, onu/Kur’an’ı kendisi uydurdu mu diyorlar? Onlara de ki: Eğer doğru iseniz, Allah’tan başka çağırabileceklerinizi yardıma çağırın da siz de onun gibi uydurulmuş on sûre getirin.”[6][6]

Haliyle  inanmayanlar, Yüce Allah’ın bu meydanokumasına da cevap verememişlerdir. Bir de Yüce Allah onlara, Kur’an’ı- Kerim’in sûrelerine benzeyen bir sûrenin benzerini meydana getirmelerini istemektedir:

وَمَا كَانَ هَـذَا الْقُرْآنُ أَن يُفْتَرَى مِن دُونِ اللّهِ وَلَـكِن تَصْدِيقَ الَّذِي بَيْنَ يَدَيْهِ وَتَفْصِيلَ الْكِتَابِ لاَ رَيْبَ فِيهِ مِن رَّبِّ الْعَالَمِينَ أَمْ يَقُولُونَ افْتَرَاهُ قُلْ فَأْتُواْ بِسُورَةٍ مِّثْلِهِ وَادْعُواْ مَنِ اسْتَطَعْتُم مِّن دُونِ اللّهِ إِن كُنتُمْ صَادِقِينَ

Bu Kur’an, Allah’tan başkası tarafından uydurulmuş bir şey değildir. Ancak kendinden önceki kitabı doğrulayan ve  o  kitabı açıklayandır. O’nda şüphe yoktur. O, alemlerin Rabbindendir. Yoksa “O’nu Muhammed uydurdu mu?” diyorlar. De ki: Eğer sizler doğru iseniz Allah’tan başka çağırmaya gücünüzün yettiklerini çağırın da hep beraber onun benzeri bir sûre getirin.[7][7]

وَإِن كُنتُمْ فِي رَيْبٍ مِّمَّا نَزَّلْنَا عَلَى عَبْدِنَا فَأْتُواْ بِسُورَةٍ مِّن مِّثْلِهِ وَادْعُواْ شُهَدَاءكُم مِّن دُونِ اللّهِ إِنْ كُنْتُمْ صَادِقِينَ فَإِن لَّمْ تَفْعَلُواْ وَلَن تَفْعَلُواْ فَاتَّقُواْ النَّارَ الَّتِي وَقُودُهَا النَّاسُ وَالْحِجَارَةُ أُعِدَّتْ لِلْكَافِرِينَ

Eğer kulumuza indirdiklerimizden herhangi bir şüpheye düşüyorsanız, haydi onun benzeri bir sûre getirin. Eğer iddianızda doğru iseniz Allah’tan gayrı şahitlerinizi de çağırın. Bunu yapamazsanız ki elbette yapamayacaksınız, yakıtı insan ve taş olan ateşten sakının. Çünkü o ateş kafirler için hazırlanmıştır.”[8][8]

Kur’an-ı Kerim, her yönüyle mucizedir. Yeter ki onu öğrenelim ve ona uyalım.

Selam, saygı ve hürmetler.

Prof. Dr. Nurettin Turgay 

 

[9][1] ed-Diyarbekri, Tarihu’l-Hamis, I, 251 vd; Köksal, İslam Tarihi, Mekke Devri, s. 55 vd.

[10][2] Ahmet Emin, Fecru’l-İslâm, Daru’l-Kutubi’l-Arabî, Beyrut 1969, s. 39 vd.

[11][3]  Şevki Dayf, el-Belâğa, Dâru’l-Meârif, Mısır 1965, s. 9.

[12][4]  el-Kass 28/49, 50.

[13][5]  el-İsrâ 17/88.

[14][6]  Hüd 11/13.

[15][7]  Yûnus 10/37, 38.

[16][8]  el-Bakara 2/23, 24.

 

 

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.