islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
34,4847
EURO
36,2367
ALTIN
2.960,31
BIST
9.367,77
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
18°C
İstanbul
18°C
Parçalı Bulutlu
Cuma Yağmurlu
19°C
Cumartesi Az Bulutlu
9°C
Pazar Çok Bulutlu
10°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
10°C

SOSYAL ALANDA VE EĞİTİMDE KONTROL PRATİKLERİ

SOSYAL ALANDA VE EĞİTİMDE KONTROL PRATİKLERİ
8 Kasım 2022 09:00
A+
A-

Çin’de İslam – 14

Mevcut baskıcı taktikler sadece Müslümanların inançlarını yaşama ve dini, ahlaki ve kültürel değerlerini çocuklarına aktarma haklarını baltalamakla kalmıyor, aynı zamanda Müslümanların Çin hükümetine olan güvenini de sarsıyor. Çin devleti tarafından yapılan ve Batı basınında sıklıkla tekrarlanan Sincan’da radikal ayrılıkçılığın ortak bir arzu olduğuna dair çok sayıda haber olmasına rağmen, Sincan’daki Uygurların büyük bir çoğunluğu, Çin’in politikalarını eleştirerek de olsa, Çin yönetiminin gerçekliğine boyun eğmiştir. Az sayıdaki şiddet içeren protestolar çoğu kişinin öfkesine neden oluyor ve bu protestolar devletin siyasi baskıları ve kontrolü daha fazla meşrulaştırmasına katkıda bulunuyor gibi görünüyor. Uygurlar, Çin vatandaşları olarak sadece dinlerini yaşamalarına, dillerini çalışmalarında kullanmaya devam etmelerine ve geleneksel kültürel uygulamalarını sürdürmelerine izin verilmesi arzularından giderek artan bir umutsuzlukla bahsediyorlar.

Demokratikleşme, Sivil Toplum ve İslami Eğitim

Çin’in farklı bölgelerinde sınırlı köy seçimleri yapılmasına rağmen, aslında Çin gerçek demokratikleşme yolunda çok az ilerleme kaydetmiştir. Köy seçimleri devam etse bile, Müslüman milletler de dahil olmak üzere Çin’deki azınlıkların önemli bir demokratik reform yaşaması pek muhtemel değildir, çünkü Müslüman nüfusun çoğu, siyasi olarak stratejik sınır bölgelerinde veya devletin kontrolünü elinde tutmak istediği büyük doğal kaynaklara sahip bölgelerde yaşama eğilimindedir. Devlet başkanı Mao’nun, “Çin insan, toprak ve doğal kaynaklar bakımından zengindir; ama aslında insan bakımından zengin olan Hanlar, toprak ve doğal kaynaklar bakımından zengin olan azınlıklardır.” ifadelerini kullandığı aktarılmaktadır.

1990’ların başından beri, Çin’de çok çeşitli sivil toplum programları oluşturulmuştur. Bazıları kırsal kalkınma ve halk sağlığı sorunlarına odaklanırken, diğerleri kentle ilişkili sosyal sorunlara odaklanır. Fakat hükümet toplumun büyük bir kesimi üzerinde yüksek düzeyde kontrol sahibi olmaya devam ettiğinden, bu örgütlerin gerçekten hükümete bağlı olmama derecesi tartışmalıdır. Bununla birlikte, bu kuruluşların birçoğu; bazıları devletin desteğiyle, bazıları ise bağımsız olarak, bugün Çin’deki bir dizi kalkınma sorununu ele alacak projeler geliştirme çabalarında, son derece etkili olduklarını kanıtladılar.

Çin’deki Müslüman gruplar, sivil toplum örgütleri kurma konusunda özellikle göz korkutucu bir zorlukla karşı karşıya, çünkü teknik olarak Müslümanları içeren herhangi bir organizasyon ya Diyanet İşleri Bürosu ya da Çin İslam Birliği’nin himayesinde kurulmalıdır. Komünist Parti kadrolarından oluşan bu örgütler, kamusal dini faaliyetin neredeyse tüm yönlerini kontrol edebilmektedir. Sorumluluklarından biri dini uygulamaları korumak olsa da Komünist Parti üyelerinin ateist olması gerektiği için, Çin’deki birçok dini lider, Diyanet İşleri Bürosu’nun dini desteklemekten çok kontrol etmekle ilgilendiğine inanıyor. Müslüman nüfusla ilgili olarak, ülkedeki her camiye imamların atanmasında son söz Diyanet İşleri Bürosu’na aittir ve hangi camilerde Cuma namazı kılınabileceğine karar verir. Aynı zamanda yeni camilerin ve İslami okulların onarımını veya inşasını onaylayıp onaylamamaya karar verirler. Büro ayrıca ülke çapında yayılmış çeşitli devlete ait İslami kolejlerden de sorumludur ve müfredatı, öğretmenleri ve kabul edilen öğrencileri seçer. Eğitimlerine devam etmek için yurtdışına seyahat etmeyi ümit eden Müslüman öğrencilerin, hacca gitmeyi planlayanlar gibi, önce bürodan izin almaları gerekiyor.

Çeviren: Zehra Kaya

Kaynak: Islam in China, Jacqueline Armijo; Asian Islam in the 21st Century kitabındaki bir makaleden hazırlanmıştır.

 

ETİKETLER: Manşet
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.