Türk makamları 8 Haziran’da gerçekleşen bir olaydaki ihlalleri Ege Denizi’nde kuzeybatı Çanakkale ilindeki Ayvacık’ta çekilen bir video film ile belgeledi. Videoda Avrupa Sınır ve Sahil Güvenlik Ajansı’nın (FRONTEX) deniz unsurları ve Yunan Sahil Güvenlik Komutanlığı’nın birlikte AB yasalarını, yönetmeliklerini ve insan haklarını ihlal ettiklerini gösteriyor. Görüntülerde Yunan/FRONTEX güçleri Yunan karasularına ulaşan sığınmacıların canını kurtarmak yerine boğulmak üzere olan mültecileri tekneyle geri itiyorlar. Türk yetkililer, FRONTEX’in aslında Yunan Sahil Güvenlik Komutanlığı’nın uluslararası hukuku ihlal etmesine yardımcı olan bir meşrulaştırma aracı olduğunu kanıtladığını söylüyorlar. Özellikle, NATO’nun bölgedeki mevcudiyetini düzensiz göçü engellemek isteyen stratejisinin parçası olduğuna devriye gezen bir Alman gemisi de tanık oldu. Olay sırasında, Türk Sahil Güvenlik durumu Yunanistan Sahil Güvenlik Komutanlığı’na telsiz üzerinden Türkiye’nin konuyu uluslararası platformlarda gündeme getireceğini söyledi. Sığınmacıları karadan veya denizden geri itmek, sığınmacılara işkence yapmak ve kötü muamele etmek, kişisel eşyalarını çalmak, hayatlarını riske atmak ve ölümlerine neden olmak gibi yasa dışı eylemler daha önce Türk makamlarca belgelenmişti. FRONTEX’in de ilk kez bu suçlamaların merkezine geldiği kanıtlandı.
FRONTEX’in Ege’deki Poseidon Operasyonu’nda bir Danimarkalı personeli Jens Moller, görüntülerin uluslararası medyada ortaya çıkmasından sonra gerçekliğini doğruladı. Moller, Poseidon yetkililerinin “mültecileri lastik tekneye geri koyma ve Yunan sularından çıkarma” emrini verdiği bir başka olayla ilgili uzun uğraşlardan sonra bu emrin reddedildiğini çünkü insan hayatlarını tehlikeye atacağını belirtti. Ancak, FRONTEX sözcüsü Chris Borowski basına yaptığı açıklamada, FRONTEX görevlilerinin sahada karşılaştıkları insan hakları ihlallerini bildirmek zorunda olduklarını, ancak hiç bu tür raporlar almadıklarını iddia etti.