Gerçeği halktan saklamayalım: aşı korona için sihirli bir çözüm değil.
Cemil Ufuk Bakırçay
Pandemi sürecinde ülkemizde hasta sayıları artarken, vaka sayılarını bilmememize rağmen on binleri geçtiğini tahmin ederken, geçtiğimiz hafta dünyayı çok mutlu eden bir haberle karşılaştık. Bu, %90 başarılı olduğu bildirilen Pfizer-BioNTech aşısıydı. Bizim mutluluğumuzu daha da artıran mucize aşının mucitlerinin Türk kökenli olduğu haberini aldık. Toplumlarda Korona’nın belinin kırıldığı inancı yayılmaya başladı.
Ancak durum hiç de göründüğü gibi değil. Öncelikle elimizdeki verilere bakalım.
Pfizer aşısı %90 başarı iddia ediyor ancak bunu kanıtları ortada değil. Fakat bir an için böyle bir şeyin mümkün olduğu zannına kendimizi kaptıralım ve aşının yapılan her on kişiden dokuzuna virüse karşı bağışıklık kazandıracağını kabul edelim. Soru, bunun ne kadar süreye olacağı. Bilindiği gibi Covid-19 virüsüne karşı hastalıklarda geliştirilen doğal bağışıklık, hastalıktan sonra iki ay. Üçüncü ayda yeniden hastalığı kapabiliyoruz. Aşıda da durum benzer, en iyi ihtimalle iki ay veya biraz ötesi. Bu da şu anlama gelmekte, iki ayda bir bu aşıyı yaptırmamız gerekiyor. Yıllar boyu iki ayda bir az veya çok yan etkileri olan bir aşıyı yaptıra yaptıra vücut ne duruma gelir düşünmüyoruz.
Bunun maliyetini de düşünmüyoruz. Hele lojistik maliyetleri hiç düşünmüyoruz. Aşı diyelim ki 400 liraya satıldı. Ancak sadece eksi %60-70 derecede özel korumalı ortamlarda tutulabiliyor. Türkiye’de böylesi ortamlar bulunmuyor. Bunlar inşa ve imal edilecek. Dahası bunlar nakledilirken nakil vasıtalarının da derin dondurucu tesisata sahip olması gerekiyor, basit frigofrik kamyonlarla mümkün değil. Bunların sonucunda aşının maliyeti çok daha yükselecek. Eğer yılda 6 kez alınacaksa burada adam başı 10 bin liralardan bahsediyoruz. Yani ülkemiz için bir trilyona yaklaşacak. Böyle bir para ne devlette ne de halkta var.
Bunu da geçelim, zengin bir amcadan Türkiye’ye miras kaldığını düşünelim. Karşımıza ardı ardına yapılan aşının başarı ihtimali kalıyor. %90 başarıyı gerçekmiş gibi kabul etsek bile bunları yılda 6 arka arkaya yaptırırsak 6 kez 0,9’u kendisiyle çarpınca ortaya 0,53 çıkıyor. Yani yıl boyunca yaptırılan, sürekli ateş ve halsizlik ortaya çıkaracak 10 bin liralık bir aşının başarı ihtimali yarı yarıya. Yazı tura ihtimali. Bunun yıllar boyu süreceğini düşünürsek, örneğin Türkiye bütçesini dört yıl Pfizer’e verirsek, ortaya %8, yani 12’de 1 kurtulma ihtimal çıkıyor. Yani her şey mükemmel olsa bile, mucize aşı bütün paramızı alacak ve %92 ihtimalle bizi korumayacak.
Acı gerçeği itiraf edelim. Aşı Korona için bir kurtuluş değil. Belki ilaç kurtuluş olabilir ama aşı değil. Hiçbir mevcut aşı çalışması bunun yakınında bile değil ve bir kaç yıl da olmayacak. Dolayısıyla hala yegâne kurtuluş vücudumuzdan çıkan mikroskobik su zerrelerini etrafa saçmamak. Yani hijyen bilinci, yeni duruma uyum sağlamak, davranış değişikliği.
Bunun dışında Korona aşısı, halkı teskin etmek için önerilen bir masaldan ibaret. Tembellik etmeyelim, kendi görevimizi yapmadan mucize kurtuluşlar aramayalım.
Cemil Ufuk Bakırçay
Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), Gazze'de işlenen savaş suçları nedeniyle İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski…
Bu video bize BELAM başlığı ile gönderildi. BEL’AM için Diyanet İslam Ansiklopedisine baktığımızda şu açıklamayı…
Seçilmiş Cumhurbaşkanımızın katıldığı merasimden sonra bir gurup teğmenin sonradan korsan yeminle Mustafa Kemal’in askerleriyiz diyerek…
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Meclisi’nde alınan kararla su fiyatlarına %17,5 zam yapıldı ve her ay…
İstanbul' da Şiddetli lodos, Marmara Bölgesi'nde deniz ulaşımını sekteye uğratmaya devam ediyor. İstanbul, Bursa ve…
Ebu Cehil deistti, diğer Mekkeli müşrikler de deistti, Allah’ın varlığına inanıyorlardı ama Hz. Muhammed’in Allah’ın…