Dünya öyle bir hal aldı ki, bir yanda devletin başına çöreklenmiş müstebit/baskıcı, devlet terörü uygulayan küresel güçler, diğer tarafta da bu ülkelerde yaşayan vicdanları bozulmamış, merhamet ve adalet duygularını kaybetmemiş selim fıtrat ve vicdan sahibi insanlar…
Yüce Allah, Âdemoğlunu selim fıtrat ve vicdan sahibi olarak yaratmıştır. Yani biz, “İNSAN” olarak dünyaya geliriz. Bu “insan”ın kendini kontrol eden iki jandarma veya karakolu vardır. Bunlar da “Fıtrat” ve “vicdan”dır. Fabrika ayarları bozulmadığı sürece bu iki karakol, insanoğlunu çeşitli kötülüklere ve zulme karşı koruyucudur. İşte bu bizim “insanlığımızdır.” İslam, bozulan bu insanlığımızı tamir etmek için vardır. Onun için Müslümanlığımızdan önce insanlığımız gelir. Bugün kalpleri iman etmese de doğuştan Allah’ın verdiği selim fıtrat ve vicdan köreltilmemişse insanoğlu, bu iki karakol sayesinde dünyada olup biten haksızlıklara, zulümlere, soykırımlara karşı seyirci kalmaz ve sesini yükseltir.
Terör devleti İsrail’in, Filistin’de yaptığı zulme ve soykırıma karşı Batı başkentlerinde ve üniversitelerinde gösterilen tepkiler, İsmail Haniye’nin şehadetinden sonra 3 Ağustosta dünyada yapılan yürüyüş ve mitingler, fıtratı ve vicdanı bozulmamış insanlığın çığlığı idi. Kalpleri iman etmese de fıtrat ve vicdanları dejenere olmamış/insanlığını kaybetmemiş kitlelerin ve duyarlı Müslümanların ortak hareketi idi.
Hz. Ali; “Zalimin zulmü ısrarla devam ediyorsa, bilin ki sonu yakındır. Mazlum ısrarla zulme direniyorsa, bilin ki zaferi yakındır” demiştir. Buna, “Karanlığın en koyu ânı, aydınlığa en yakın olduğu ândır” denir. Mum alevinin en parlak olduğu zaman, biterkendir. Anlaşılan o ki, İsrail-ABD ortak yapımı olan bu küresel zulüm de son dönemini yaşamaktadır. İcraatları zulüm, kan, işkence, sömürü ve soykırım üzerine kurgulanmış olan devletlerin bu zulümlerine son vermeyecekleri anlaşılmaktadır. Bu devletlerin zulmüne ancak, bu ülkelerde yaşayan selim fıtrat ve vicdan sahibi halkların –Bangladeş’te olduğu gibi– sokaklara taşmaları ve zalimlere haddini bildirmeleri sayesinde olacaktır. Şu anda bunun ayak sesleri gelmektedir. İnsanlık bir gün buna dur diyecektir. Bugün olmazsa yarın, yarın olmazsa bir gün mutlaka!!! Çünkü “Zulm ile âbâd olmaz, küfür devam eder ama zulüm devam etmez.”
Allah, bazı suçların cezasını ahirete ertelemekle beraber, zalim -ahiretteki ceza hakkı baki kalmakla beraber- zulmünün karşılığını dünyada da görecektir. Gaye İnsan, Ufuk Peygamber Nebiyyi Muhterem (sav); “Mazlumun bedduasından sakın. Çünkü onunla Allah arasında perde yoktur.” (Buhârî, Zekât, 63; Müslim, İman, 29);
“Üç dua vardır ki bunların kabul olunacağında şüphe yoktur. Bunlar Mazlumun duası, misafirin duası ve anne babanın çocuklarına olan duasıdır.” (Tirmizî, Birr,7) buyurmak suretiyle mazlumun duasının bu dünyada kabul edilip ahirete ertelenmeyeceğini bildirmektedir.
Artık Amerika ve ona destek veren tüm müstekbir zalim güçlerin sonunun yaklaşmış olması lazımdır. ABD, kurulduğu günden beri terörist bir devlettir. Medeniyetler Diyaloğu kitabında Roger Garaudy şunları ifade ediyor. “Batılılar, Amerika’nın asıl yerlisi olan 100 milyonu aşkın Kızılderili’yi öldürerek, dünyada daha önce benzeri görülmemiş bir soykırım yaptı. Bunun ardından üç yüz yıl süren köle ticareti sırasında en az yüz milyon Afrikalıyı da öldürerek bir başka akıl almaz soykırımı gerçekleştirmiştir. Tüm bu soykırımların altında Amerika’ya yerleşen ve bugünkü ABD’nin temelini atan Batılılar vardır.”
İşte ABD, kurulduğu günden beri soykırım yaparak, gittiği her yere bela, kan, şer, şiddet, gözyaşı sömürü götürmüştür. İnsanlığın başına belâ virüsü olmuştur. Hangi taşı kaldırsanız altından büyük şeytan Amerika çıkmaktadır. Hiroşima’ya gidiyorsunuz; “Bunları kim yapmış?” diyorsunuz ve taşı kaldırıyorsunuz, altından Amerika çıkıyor. Afganistan’a gidiyorsunuz; “Bu yıkımlar kime aittir?” diyorsunuz, taşın altından Amerika çıkıyor. Irak’a, Suriye’ye gidiyorsunuz, “İki milyon masum insanı kim öldürdü? Ülkeyi üçe kim parçaladı? Buradaki terör örgütlerini kim kurup destekliyor?” diye soruyorsunuz, taşın altından yine Amerika çıkıyor. Dolayısıyla ABD, insanlığın baş belası, medenî görünümlü vahşî, kuzu postuna bürünmüş vampir bir devlet!!!
Bugün de Gazze, 7 Ekim 2023’ten beri, Hiroşima’ya atılan bombaların yaklaşık beş katı olan 70 bin ton bomba ile harabeye çevrilerek kan gölü haline getirilmişse, bu vahşetin arkasında yine Amerika vardır. İsrail’in şımarıklığı kendi gücünden kaynaklanmıyor. Bu gayri meşru babasına güveniyor.
Eli kanlı katil ve hayvandan daha aşağı, alçak yaratık Netanyahu, Amerikan halkını yerden yere vuruyor, aptal diyor, kongredeki elbise giydirilmiş kütüklerden oluşan satılmış karakterler de Amerika’ya davet ediyor ve kongre binasında konuşturup alkışlıyorlar… Netanyahu denen alçak şerefsizi de utanmadan bütün dünyanın gözü önünde, kongre üyelerine; “Bir tane bile sivil öldürmedik” diyor yine alkışlıyorlar… İnanın bunlar kafayı yemiş akıl fukarası mahlûklar, mankurtlaşmışlar, ne yaptıklarının farkında olmayacak kadar zulüm sarhoşluğundalar. Yalan söylenir de, bütün dünyanın şahit olduğu binlerce masum sivilin ve çocukların Gazze’de öldürüldüğü bir vasatta yüz kızarmadan bu kadar açık yalan söylenmez ki… En azından insan olan söylemez… Madem “onur”(!) konuğu olarak ABD’ye çağrıldın, onurluca, kıvırmadan; “Evet, sivil de öldürdük. Gelin durdurabiliyorsanız durdurun” der adam… Ama bunlar insan olmadığı, maymundan bozma mahlûklar olduğu için her yalan ve iftirayı hayâsızca söyler, bunların gayri meşru babaları ABD’nin kongre üyeleri gorilleri de ayakta alkışlar. Kongrenin kütükleri, Netanyahu denen çukur herifi tam 79 kez alkışlamıştır.
Bunlar insanlığın ve insanlık erdemlerinin dibe vurduğunun belirtisi, ayrıca zulmün sönmeye yakın en karanlık günlerinin ve arkasından gelecek olan aydınlık günlerin habercisidir.
Elhamdülillah Ümitvarız. “İnşaallah İstikbal inkılabâtında en gür seda Müslümanların ve selim fıtrat ve vicdan sahiplerinin sedası olacaktır.” Biz inanıyoruz ki, “Allah mühlet verir ama ihmal etmez.” Gerisi lafı güzaf.
Musab SEYİTHAN
MİRATHABER.COM -YOUTUBE-
Allah razı olsun hocam..