Amerikan Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, ABD’nin Yemen’deki Husi isyancılarını terörist grup olarak belirleyeceğini söyledi. Bu karar, Yemen halkının çoğunluğunu yöneten hükümetin terörist ilan edilmesi sonucu ülkeyle ilişki kuran ve ticaret yapan herkesi etkileyeceğinden yardım gruplarının dünyanın en kötü insani krizini daha da kötüleştireceğinden korktuğu geç dönemli bir hareket. Cumhurbaşkanı seçilen Joe Biden’in göreve başlamasına sadece 10 gün kala, Pazar günü yapılan duyuru, yeni ABD yönetiminin Husilerle bağları olan İran’la diplomasiyi yeniden başlatma ve ABD’nin Suudi Arabistan ile olan ilişkisini yeniden değerlendirme çabalarını karmaşıklaştırabilir. Pompeo yaptığı açıklamada, atamaların Husi örgüt Ensarullah’ı sivil halkı tehdit eden sınır ötesi saldırılar, altyapı ve ticari nakliyat da dâhil olmak üzere terörist eylemlerinden sorumlu tutmayı amaçladığını söyledi. Pompeo, 30 Aralık’ta Yemen’in ikinci şehri Aden’deki bir havaalanına düzenlenen 26 kişinin hayatını kaybettiği ve Suudi destekli hükümetin Husiler tarafından suçlandığı saldırıya işaret etti.
İsyancı grup ABD yaptırımları altında,Yemen’in çoğunu kontrol ediyor. Ancak terörist grup olarak tanımlanmanın, dış aktörleri Husi yetkilileriyle banka havaleleri, yiyecek ve yakıt satın alma gibi birçok işlemi yapmaktan men etmesi bekleniyor. Trump yönetimi, son haftalarda İran’la ilgili yaptırımlar üzerinde durması, bazı Biden müttefiklerinin ve dış analistlerin, Trump’ın yeni gelen yönetimin İran’la yeniden ilişkiye girmesini ve uluslararası bir nükleer anlaşmaya yeniden katılmasını zorlaştırmaya çalıştığı sonucuna vardırdı. Hem Husiler hem de İran Pazartesi günü Pompeo’nun açıklamasını kınadı. Husi grubu kuzey Yemen’deki fiili otorite ve yardım kuruluşlarının önemli yardımlar sağlamak için onunla birlikte çalışması gerekiyor. Yardım çalışanları ve malzemeleri de Husi kontrolündeki Sana havaalanı ve Hudeyde limanından geliyor. Birleşmiş Milletler Husiler ile Suudi-Emirlikler liderliğindeki askeri koalisyon arasındaki savaşı sona erdirmek için siyasi görüşmeleri yeniden başlatmaya çalışıyor. ABD’nin kararı, başkent Sana’yı ve çoğu şehir merkezini kontrol eden Husiler ile müzakereler için yasal engeller yaratabilir.
Uzmanlar, Husileri Yemen’in meşru hükümeti olarak tanımıyor, ancak onlar ülkedeki çatışmanın çok önemli bir tarafı. Husilerle görüşme olmazsa ülkede barışı sağlamak çok zor olacaktır. Yardım grupları ve Biden’ın Demokrat Partisi üyeleri, hareketin BM’nin durumu ele alma çabalarını ciddi şekilde engelleyeceği konusunda uyarıda bulundu. Kasım ayında BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, ABD’nin Husileri kara listeye alma tehdidinde bulunması nedeniyle Yemen’de dünyanın on yıllardır gördüğü en kötü kıtlık tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu söyledi.
Yemen Orta Doğu’da, Umman Denizi, Aden Denizi ve Kızıl Denizi kıyısında, Umman’ın batısında Suudi Arabistan’ın güneyinde yer alan bir ülke. Başkenti Sana. Ülkenin toplam nüfusu yaklaşık 29 milyon kişi civarında olup, nüfus Araplardan oluşmakta. Yemen jeopolitik konumuna bağlı olarak farklı devletler tarafından yönetilmiş. Osmanlı devleti hâkimiyetinden sonra İngiliz sömürgesi olup 1962-1970 yılları arasında Kuzey- Güney Yemen olarak ikiye ayrılmış. Kuzey Yemen Komünist cumhuriyet olarak, Güney Yemen küçük bir krallık olarak yönetilmiş. İki ülke 22 Mayıs 1990 yılında birleşti ve cumhuriyet rejimi ile yönetilmeye başlandı. Gayri Safi Yurtiçi Hasılası önceden 26,91 milyar USD olup, kişi başına düşen milli geliri savaştan önce bin dolarken şu an neredeyse yok gibi.