1977 sonu ve 1978 yılı başlarında haftalık Yeniden Milli Mücadeledergisinde “Türk-Amerikan İlişkileri Tarihi”üzerine aylar süren hacimli bir araştırmam yayımlanmıştı. Bugünlerde o incelemeyi tekrar gözden geçiriyorum… Bir de ne göreyim!?… Buyurun, şu belgeleri birlikte okuyalım:
‘Yıl 1958. İktidarda Menderesvar. Ekonomik bunalım had safhada. Türkiye borçlarını ödeyemez duruma gelmiş ve «Moratorium» ilânı (vadesi gelmiş borçların ertelenmesi) düşünülüyor. ABD, Batılı ülkeler ve onların baskı aracı olan IMF, Menderes iktidarını, kabulü mümkün olmayan ekonomik tedbirler almaya zorluyor. Menderes baskılar karşısında direniyor, fakat «İstikrar tedbirleri» adı verilen bu “dikte”lerden bazılarını kabul etmek zorunda kalıyor. Mesela, devalüasyona gidiliyor (TL’nin diğer paralara göre değeri düşürülüyor) ve doların değeri 2.8liradan 9liraya çıkıyor.
‘İşin garibi’ diyor Attila İlhan, ‘Menderes Maliyesi bir türlü yanaşmak istemiyordu bu tedbirlere, istemiyordu ama çeşitli baskılar sonucu boyun eğdi. Paris’te alacaklılarımız -başta Amerika- toplandılar. Türkiye’ye hangi ekonomik politikayı izleyeceğini dikte ettiler. Buna karşılık bir miktar hibe ile biraz da kredi açtılar… Amerika, tutumundan hoşlanmadığı Menderes iktidarını kıskıvrak bağlamıştı…’ (Attila İlhan, “Acıklı Bir Yerli Film”, Dünya Gazetesi, 15.5.1977.)
Amerika için Adnan Menderes Hükümeti «uysallığını» yitirmişti… O halde iyice zor durumda bırakılmalı ve ustaca bir operasyonla düşürülmeli idi. Nitekim öyle de olacaktı… Kredi muslukları kısılırken, 4 Ağustos 1958’de Paris’te alınan kararların gereği olarak verilmesi gereken yardımların da çok cüz’î bir bölümü verilmişti. Menderes sonrasındaki 27 Mayıs İhtilâl hükümetinin Maliye Bakanı Ekrem Alican10 Temmuz 1960 tarihli gazetelere verdiği demeçte şunları söyleyecekti:
“4 Ağustos tarihli stabilizasyon programının tatbiki kararlarını müteakip, İhracat ve İthalat Bankasıve Kalkınma İkraz Fonugibi Amerikan resmi finansman müesseselerinin memleketimize vermeyi kabul ettikleri ve iki yıla yakın zamandan beri ancak 900 bin dolarlık kısmı intaç edilebilen 500 milyon dolarlık krediyi kullanmak niyetindeyiz.”(Süleyman Genç, “CIA MİT Kontr-Gerilla / Bıçağın Sırtındaki Türkiye”, Vatan Gazetesi, 28.11.1977.)
Menderes İktidarı bir «ekonomik ambargo» ile karşı karşıyaydı ve son darbe zamanı gelmişti…
8 Mayıs 1960 tarihli New-York Times‘te çıkan bir yorumda şöyle deniliyordu:
«…Menderes, politikasını değiştirmediği takdirde, olayların nasıl gelişeceği bilinmez…»
Bu bir «alarm»dı. ABD ve CIA kolları sıvamıştı ve artık Menderes’in ‘günleri sayılı’idi.
‘CIA, ihtilâlden aylarca evvel Washington’a göndermeye başladığı raporlarda hükümet darbesinin kaçınılmaz olduğunubelirtmişti. Raporlardan biri şöyle son buluyordu: «Menderes’in günleri sayılıdır.» CIA, …ihtilâlin hazırlandığını yakinen biliyordu. İhtilâl hazırlayanların çevreleri ile temas temin etmeye muvaffak olan CIA mensupları durumu günü gününe Washington’a bildiriyorlardı.’ (“27 Mayıs İhtilâlinde Amerikan Gizli Teşkilâtı ClA’nın Parmağı”, Yön Dergisi, 2.1.1963.)
Sonunda, 27 Mayıs darbesi ile Menderes iktidarı alaşağı edilecekti. ABD Menderes’in işlediği ‘suçları’ (!) affetmemişti. Onun ABD’ye boyun eğmeyen şahsiyetli çıkışları, idam sehpasındason bulmuştu. Amerikan iş çevrelerince, Menderes’in ABD’yi kızdıran davranışlarının: ‘…döviz rezervlerinin sıfıra indiği bir dönemde, dış borçları için ilân etmeyi düşündüğü moratoriumile Sovyetlerle kurmayı düşündüğü ekonomik bağların geliştirilmesi ve de Temmuz ayı içinde bu ilişkiyi perçinlemek için Moskova’ya yapacağı gezi olduğu bilinmekte’idi (Attila İlhan, a.g.y., Dünya Gazetesi, 15.5.1977).
Şu belge de, ABD’nin AdnanMenderesHükümetiile Darbe Hükümetikarşısındaki tavır farkını açıkça ortaya koyuyor; bir gazete haberi bu (Cumhuriyet Gazetesi, 5.8.1960):
«…Amerika 1 Milyar Lira Yardım Yapıyor… Hükümetimiz tarafından bu mevzuda yapılan müracaat şimdiye kadar görülmemiş derecede kısa bir zamanda, 24 saat içinde Amerikan hükümetince cevaplandırıldı… Dün Ankara’da mevzu ile ilgili bir anlaşma imzalandı. Bu davranış, Amerika’nın Milli İnkılap Hareketimize karşı beslediği sempatinin bir nişanesişeklinde vasıflandırılmaktadır.»
ABD’nin bugün Türkiye’ye bakışında 60 yıl öncesinden hiçbir fark yok ama Türkiye eski Türkiyedeğil: Menderes’in idamı üzerine ‘bir cam bile kırılmamıştı’; 15 Temmuz 2016’dan beri ise, cesur Başkan’ın çağrısıyla sokağa dökülüp tanklara-toplara-mermilere göğüs geren korkusuz bir Millet var.
Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi