Analiz

ÂDİL MÜCADELE NASIL OLMALI?

Çoktan beri ülkemiz üzerinde karmaşık dümenlerin döndüğünü ve yoğun kara bulut kümelerinin dolaştığını bilinmeyen yoktur. Dengesiz hamleler daima yıkıcı olmuştur.

Bir tarafta bir lider, diğer tarafta altı lider açıktan ve yedincisi perde arkası sipere yerleşerek yedi parti birden hedef belirleyerek mücadele sürdürüyorlar. Konu çok önemli olmalı ki, yabancı güçler de yedeğe alınarak mücadele küresel boyutlara taşınarak işi garantiye alma gayretleri de ihmal edilmiyor. Bunlarla beraber bireysel çırpınışlar da ön plana çıkarak lidersiz liderler grubunda yer alarak mücadele alanı genişletilmektedir.

Bunların ayrıca hurdalıktan destek alma umutları ve yedek parça olarak kullanmaya çalıştıkları zümre niteliğinde tufeyliler vardır. Normal insanların akıllı davranmaları, mantığı kullanmaları, dengeli olmaları ve iddialarının sahibi olmaları gerekir. Bunun için de âdil değerlendirme yapmaları şarttır. Bu kıvamda olan ve körü körüne şartlanmamış ve fanatizme kapılmamış olmaları kaydı ile düşünmeleri gerekenler başarı kazanırlar. Tersi yıkım oluyor.

Türkiye’de demokratik düzeninin kurulması ve tek parti yönetimlerinin başlaması ile gelişen sosyopolitik olaylar toplumu kamplara böldü. Dış şer güçlerden yapılan modernizm aldatmacaları ile milleti, millet yapan değerler reddedilerek Batının vahşi kültürü ve İslam karşıtı bir hayat anlayışı yerleştirildi. Yıkım etkinleştirildi. Yıkım etkinleştirildikçe ve İslam toplumunun değer yargıları da unutturulunca toplum tasavvurlarının aslî yerini beşerî hatta Batı tandanslı fikir akımları doldurmaya başladı. Genç nesiller kimi sağcı, kimi solcu, kimi sosyalist, kimi komünist, kimi liberalist, kimi feminist ve daha nice ayrılıkçı fikir akımları göz kamaştırmaya yüz tuttu. Bu arada çokça kalitesiz siyaset kahramanları türedi.

Fakat hemen hemen kimsenin hesaba katmadığı bir gelişme oldu. Hem de önce bir dâhi ve dindar bir lider Erbakan Hoca nice teknolojik projelerle manevi alanda uyarmaya başladı. Kurak bir iklimde teknolojik ve manevi değerler tohumları ekmeye gayret etti.

Bu mevsim, tomurcuklanma döneminde şer güçler tarafından hasadına engel olundu.

Fakat bunun peşinden İmam Hatipli bir genç çıktı. Ve Recep Tayyip Erdoğan, üç aylık hükümetleri çok geride bıraktı. Hatta onları unutturdu. Yirmi senede on bir seçim kazandı. Ülkeyi istikrara kavuşturdu. Bu başarıları ile ülkeye yeniden itibarını kazandırdı. Bununla hemen her alanda güçlü bir Türkiye imajı gerçekleştirdi. Yalnız ülkesinde değil mazlum ve mağdur ülke insanlarına bile ümit ışığı oldu. Rakip ülke liderlerine karşı da denge ve oyun kurucu lider durumuna geçti. Her alanda artarak gelişen büyük projeleri gerçekleştirdi.

Bütün bunların karşısında dünyaca şımarık ve rakip tanımaz güçler hazımsızlık illetine tutuldular. Doğal olarak da Tayyip Erdoğan’ı yıkmak için ne gerekirse yapılmalı idi. Fakat yirmi senede on bir seçim kazanan Erdoğan,  karşısına çıkarılan engelleri aşmasını başardığı için en sonunda karşısına aşılmaz zannedilen bir engel konuldu. Türk parasının değeri düşürülecek, fiyatlar tahammül edilemez hale getirilecekti. Bununla milleti midesinden yakalayıp Tayyip Erdoğan’ı ve yönetimini yıkma çalışmaları hızlandırılacaktı. Türkiye’ye çağ atlatan gelişmeleri durdurma planları ön plana alındı. Hârici ve dâhili işbirlikçiler bu alanda sınır tanımaz olduklarını ortaya koydular. Bu masum milletin besin maddelerini denize dökecek kadar çirkefleştiler, kalleşçe telef ettiler. Güyâ yıkıcılıkta kahramanlık yaptılar!

Aslında millet ve servet düşmanı hainlerin malları müsadere edilmelidir. Süresiz ticaret yasağı ve yaptıklarına karşılık mahkûmiyet cezaları ile tedip edilmeleri gerekmektedir. Kendisine suç isnat edemedikleri ve yüz kızartıcı bir kabahat yaftalayamadıkları Tayyip Erdoğan’ı, sırf “artık O olmasın” saçmalığı ile yıkma teşebbüslerinin altında ya çok düşük seviye zekâ özrü ya da korkunç vatan ve millet düşmanlıkları yattığı endişeleri vardır. Böylesi aşağılıklarla ülke huzur ve güvenine kast edenler hangi enkazın altında kalacaklarını birazcık hayal etmelidirler. Aksi takdirde böylesi ihanet edenler, öncelikli olarak enkaz altında kalanlardır. Samimi olanlar iktidara gelmeleri için hizmette kendilerini ispat etmeleri gerekir.

Ülkemizin ve insanlığın geleceği için yapıcı, dürüst ve ciddi insan ve kadrolar gerek.

Yetersizler yıkarlar, amma asla yapamazlar

Esselamu aleykum İlhan ORAL!  

 

Recent Posts

  • Gündem

Uluslararası Ceza Mahkemesi, Netanyahu ve Gallant İçin Yakalama Kararı Çıkardı!

Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), Gazze'de işlenen savaş suçları nedeniyle İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski…

6 saat ago
  • Gündem

KUR’ÂN ARAŞTIRICISIYDI BEL’AM MI OLDU!

Bu video bize BELAM başlığı ile gönderildi. BEL’AM için Diyanet İslam Ansiklopedisine baktığımızda şu açıklamayı…

7 saat ago
  • Gündem

YALNIZCA VE SADECE MİLLETİMİZİN ASKERLERİNE MUHTACIZ

Seçilmiş Cumhurbaşkanımızın katıldığı merasimden sonra bir gurup teğmenin sonradan korsan yeminle Mustafa Kemal’in askerleriyiz diyerek…

11 saat ago
  • Gündem

İBB Meclisi’nde İstanbul’da Suya Her Ay Zam Yapılacak

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Meclisi’nde alınan kararla su fiyatlarına %17,5 zam yapıldı ve her ay…

12 saat ago
  • Gündem

Marmara’da Lodos: Deniz Ulaşımı Olumsuz Etkilendi

İstanbul' da Şiddetli lodos, Marmara Bölgesi'nde deniz ulaşımını sekteye uğratmaya devam ediyor. İstanbul, Bursa ve…

13 saat ago
  • Makale

Evrensel Bir Kişilik Profili: Ebu Leheb ve Karısı (1)

Ebu Cehil deistti, diğer Mekkeli müşrikler de deistti, Allah’ın varlığına inanıyorlardı ama Hz. Muhammed’in Allah’ın…

13 saat ago