Kur’ân’a ve yer yer ona açıklık getiren Aziz peygamberimizin uygulamalarına dayanılmadığı sürece aşırılıklara düşmekten ve İslâm adına İslâm’la çelişmekten korunulamaz. Mesela birileri İslâm’ın temel kaynağı olan Kur’ân’da tesettür emrİ/başörtüsü buyruğu yoktur derken diğer bir grup da kadının yüzünün bile örtülmesi gerekir, demektedir. İki görüş de aşırılıktır ve Peygamberimiz “Dinde aşırılıktan kaçınınız,” buyurmaktadır.
Yüzün örtülmesi gereğini dile getirenlerin ictihadî görüşleri, -dinimizin bağlayıcı bir emri olmadığı halde- Müslümanların bazılarınca asırlardır uygulanmaktadır. Günümüz Afganistan kadınları da buna misal oluşturmaktadır.
Yukarıda yüzleri de örtülü olduğu için kimlikleri de meçhül burkalı Afgan kadılarının bir kısmını görüyorsunuz.
Medeni denilen dünyada açığa vurdukları vücut organları örtülü yerlerinden çok olan kadınların teşhirci piç uygulamaları çağdaşlık adına kabul ve teşvik görürken Müslüman kadınların burkalarına karşı çıkacak değiliz. Ama bunun İslâm Dininin bir emri olmadığını dile getirmek mecburiyetindeyiz.
Aslında geleneksel bir kültürel olgu olan Cübbe ve Sarık da böyledir. Yani dini bir gereklilik değildir.
Şimdi sizleri İslâm’a Göre Cinsel Hayat isimli eserimizin Kur’ânî ve Nebevî İlkeler Işığında Örtünme bölümünden aldığımız iki paragrafı sunmakla yetiniyoruz:
“ Yüce Rabbimiz tarafından:
Yüzün örtülmesinin gerekli olmadığının yani kendiliğinden görünür kabul edilebileceğinin Kur’ânî işaretleridir. ((en-Nûr 30; el-Mümtahine 12; el-Kasa 23)
Allah şanını artırsın Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed’in:
Ali Rıza Demircan