Hikmetyar, ABD’nin barış konferansını Doha’dan Avrupa ülkelerine taşımak istediğini kendilerinin ısrarı üzerine ve Türkiye’nin barış konusundaki etkisi düşünülerek barış konferansı için İstanbul’un seçildiğini belirtti.
Afganistan’daki Hizb-i İslami partisinin lideri Gülbeddin Hikmetyar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye’nin Afganistan’daki olaylardan bağımsız ve tarafsız bir ülke olduğunu belirtti.
Türk ve Afgan halkları arasında çok eskiden gelen bir dostluk bağının bulunduğunu ifade eden Hikmetyar, bu nedenle Türklerle Afganların birçok ortak yönünün bulunduğunu kaydetti.
Hikmetyar, “Türkiye, Afganistan barış konferansı için en uygun ülkedir.” dedi.
ABD’nin barış konferansını Doha’dan Avrupa ülkelerine taşımak istediğini anlatan Hikmetyar ancak kendilerinin ısrarı üzerine ve Türkiye’nin barış konusundaki etkisi düşünülerek barış konferansı için İstanbul’un seçildiğini vurguladı.
Bonn konferansını hatırlatan Hikmetyar, son 20 senedir ülkede yaşanan sorunların Bonn konferansının sonucu olduğunu söyledi.
Hikmetyar, bazı Avrupa ülkelerinin Afganistan’daki olaylarda parmağının olduğunu ifade ederek bu nedenle barış konferansının o ülkelerde yapılmasının uygun olmadığını belirtti.
Afganistan’ın zor günlerden geçtiğini vurgulayan Hikmetyar, İstanbul barış konferansının çok hassas bir dönemde yapılacağını ve ülkedeki savaşın sonlandırılması için bu konferansın önemli olduğunu kaydetti.
Hikmetyar, “Türkiye, barış konferansı için çok iyi bir hazırlık içerisinde. Bu konuda taraflar arasında ve etkili kesimlerle de istişare halinde. Ankara yönetimi bu konferansın açık bir şekilde sonuca ulaşmasından yana olduğunu gösterdi.” diye konuştu.
Türkiye’nin barış konferansının iyi sonuçlanması, Doha ve Moskova konferanslarının akıbetine uğramaması için ciddi çalıştığını dile getiren Hikmetyar, konferansın olumlu sonuçlanmasını umduklarının altını çizdi.
Gülbeddin Hikmetyar, İstanbul barış konferansına kimlerin davet edileceğinin çok önemli olduğunu, Doha veya Moskova’da yapılan görüşmelere giden heyetlere benzemeleri halinde konferansın olumlu sonuçlanacağını zannetmediğini söyledi.
Afganistan meselesinde etkili olan kişilerin konferansa davet edileceğine inandığını vurgulayan Hikmetyar, ülkedeki krizi sonlandırmak amacıyla herkesin bu konferansa açık bir planla katılmasını beklediğini belirtti.
Hikmetyar, Afganistan’da barış istemeyenlerin hem yurt içinde ve hem yurt dışında çok fazla olduğunu, barış görüşmelerinin olumsuz sonuçlanması için pusuda bekleyen bu çevrelerin gerekli önlemlerin alınması halinde amacına ulaşamayacağını ifade etti.
Doha müzakeresinin sadece Afganistan hükümeti ve Taliban arasında yapılması ve kapsamlı olmaması nedeniyle başarısızlıkla sonuçlandığını kaydeden Hikmetyar, barış ve savaş konusunda etkili olan kişilerin bu müzakerelere davet edilmediğini vurguladı.
İstanbul konferansına Cumhurbaşkanı Eşref Gani’nin bizzat katılması gerektiğine işaret eden Hikmetyar, sözlerine şöyle tamamladı:
“İstanbul konferansına Taliban’dan etkili kişilerin olduğu bir heyet, parti liderleri ve etkili şahsiyetler katılmalı. Konferansta ele alınacak konular da kesin ve net olmalı. Geçici hükümetin kurulması, yabancı güçlerin ülkeden çekilmesi, yönetimin herkes tarafından kabul bulan birilerine devredilmesi, devlet yüksek konseyinin kurulması, yeniden şeffaf ve adil seçimin yapılması, parlamento ve il şura seçimlerinin yeniden yapılması gibi konular ele alınmalı ve iyi bir şekilde sonuçlandırılmalı.”
Afganistan’da en büyük yabancı askeri varlığa sahip ülke ABD, eski Başkan Donald Trump döneminde, Taliban ile Katar’ın başkenti Doha’da anlaşma imzaladı.
Trump yönetimi, NATO içinde istişare etmeden ve müttefiklerine danışmadan 29 Şubat 2020’de yaptığı anlaşmayla 1 Mayıs 2021’e kadar Afganistan’daki tüm yabancı güçlerin ülkeden ayrılacağı taahhüdünde bulundu. Taliban da buna karşılık çekilmeye kadar yabancı güçlere saldırmamayı taahhüt etti.
Geçen bir yılda, Afganistan hapishanelerinden yaklaşık 5 bin Taliban mahkumu tahliye edildi, Taliban’ın rehin tuttuğu 1000 kişi serbest kaldı ve ABD de asker sayısını önemli ölçüde azalttı.
Anlaşma, yalnızca yabancı güçlere saldırmama şartı getirdiği için Taliban, Afgan güvenlik güçlerine yönelik eylemlerine devam etti. Ülkede Taliban’ın üstlenmediği çok sayıda şiddet olayları da yaşandı. Birleşmiş Milletler Afganistan Yardım Misyonuna (UNAMA) göre, ABD ile Taliban arasında barış anlaşmasının imzalanmasının ardından 3 binden fazla sivil hayatını kaybetti.
Afgan yönetimi ve Milli Uzlaşı Yüksek Konseyi Başkanı Abdullah Abdullah gibi aktörlerin de içinde bulunduğu bir kesime göre ise Taliban, Doha anlaşmasına uymuyor.
Afgan tarafları, Doha’da Eylül 2020’de başlayan ve ocak ayında ilk turu tamamlanan müzakerelerde usul ve yönteme ilişkin uzlaşı sağladı.
Ancak 22 Şubat’ta tekrar başlayan müzakerelerde içerik kısmına geçilemedi.
Kabil yönetimi, öncelikle Taliban’ın eylemlerini sonlandırmasını ve kapsamlı ateşkese gidilmesini şart koşuyor.
Taliban ise ABD ile yaptığı Doha Anlaşması’na uyarak yabancı güçlere saldırmadığını vurgulayarak takviminin işletilmesini istiyor. Yabancı güçlerin 1 Mayıs 2021’e kadar ülkeden ayrılması, bir geçiş yönetimi kurulması, mahkumların serbest bırakılmasını talep eden Taliban, lider kadrolarının BM Güvenlik Konseyinin terör listelerinden çıkartılmasını bekliyor.
Afganistan müzakerelerinde tıkanıklığın aşılamaması ve ABD’nin taahhüt ettiği yabancı güçlerin çekilme tarihinin yaklaşması, uluslararası toplum açısından Afganistan’da tehlike çanlarının çalmasına neden oldu.
Afganistan’da askeri güç bulunduran çok sayıda NATO ülkesi, belirsizliğin giderilmesini bekliyor.
Halihazırda Afganistan’da ABD askerlerinin sayısı, diğer ülke askerlerinin toplamının altında bulunuyor.
ABD ve NATO’nun Afganistan’dan çekilmesi durumunda, bu ülkede askeri güç bulundurmaya devam edecek ülkelerin Kabil yönetimiyle ikili anlaşmalar yapması gerekecek.
Böyle bir dönemde, Türkiye’nin görüşmelere ev sahipliği yapması gündeme geldi.
Diplomatik kaynaklar, Türkiye’de buluşma önerisinin ABD yönetiminden önce Afgan taraflarınca Ankara’ya birçok kez iletildiğini belirtti.
Türkiye, Birleşmiş Milletler (BM) ve Katar ile eş güdüm halinde Afgan taraflarla temaslar yürütüyor.
Dışişleri Bakanlığı, İstanbul’daki toplantı için katılımcı ülkeler, temsilcilerin düzeyi ve katılım düzeni üzerinde çalışıyor ve katılım konularını ilgili taraflarla yoğun şekilde istişare ediyor.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Afgan ve Katarlı mevkidaşlarının yanında ilgili taraf ülkelerin yetkilileriyle de telefon görüşmeleri yapıyor.
Diplomatik kaynaklar, Afgan taraflarıyla görüşmelerin tam bir şeffaflık içerisinde götürüldüğünü, Türkiye’nin her iki tarafın da güvenine sahip olmasının önemli bir avantaj olduğuna dikkati çekiyor.
Kaynaklara göre Türkiye, taraflara ara buluculuk ya da kolaylaştırıcı rol dayatma arayışında değil.
Doha sürecini tamamlayıcı ve destekleyici nitelikte görülen İstanbul toplantısı için Taliban ile temaslar, grubun Doha’daki siyasi ofisi üzerinden gerçekleştiriliyor.
Türk yetkililer, toplantıdan verimli sonuçlar elde edilebilmesi açısından, dar katılımlı görüşmelerde Afganların karar alma yeteneği haiz isimlerle temsil edilmesini arzu ediyor.
Türk Dışişleri, süreçle ilgili çalışmaları Ankara’da güvenlik bürokrasisi başta olmak üzere ilgili tüm kurumlarla koordinasyon içerisinde yürütüyor.
Türkiye’nin Afganistan Özel Temsilcisi olarak atayacağı isim üzerinde ise değerlendirmeler devam ediyor.
Diplomatik kaynaklar, İstanbul toplantısının gelecek haftalarda yapılabileceğini belirtiyor.
Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), Gazze'de işlenen savaş suçları nedeniyle İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski…
Bu video bize BELAM başlığı ile gönderildi. BEL’AM için Diyanet İslam Ansiklopedisine baktığımızda şu açıklamayı…
Seçilmiş Cumhurbaşkanımızın katıldığı merasimden sonra bir gurup teğmenin sonradan korsan yeminle Mustafa Kemal’in askerleriyiz diyerek…
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Meclisi’nde alınan kararla su fiyatlarına %17,5 zam yapıldı ve her ay…
İstanbul' da Şiddetli lodos, Marmara Bölgesi'nde deniz ulaşımını sekteye uğratmaya devam ediyor. İstanbul, Bursa ve…
Ebu Cehil deistti, diğer Mekkeli müşrikler de deistti, Allah’ın varlığına inanıyorlardı ama Hz. Muhammed’in Allah’ın…