Köleliğe karşı kampanya aynı zamanda Britanya’nın kolonileri vahşice toplamasına ve medeniyetlerin eserlerini yağmalamasına izin verdi. Buna, günümüzde Nijerya ve Gana’nın bir parçasını oluşturan krallıklardan gelen zenginlik ve hazineler de dahildi.
Gemi yapımcısı Macgregor Laird, 1831’de African Inland Commercial Company şirketini kurdu. Nijerya’da köleliğin yerini alacak “meşru” ticaret için büyük bir tutkusu vardı ve orada yaşayan birinin Britanya’nın gelişen sabun endüstrisine tedarik sağlamak amacıyla yılda bir ton palmiye yağı hasat etmeye zorlanabileceğini tahmin ediyordu.
Laird ve onunla seyahat eden bir cerrah olan RAK Oldfield, 1830’larda Batı Afrika’daki seyahatleri hakkındaki bir kitapta, “Sağlam bir köle şu anda yaklaşık dört pounda karşılık gelen İngiliz malı değerindedir ve başka bir yere gönderilse de daha fazlasını üretemez. Ancak kendi ülkesinde tutulduğunu varsayarsak, oldukça hafif bir çabayla, yılda sekiz pound veya satın alınacak İngiliz mallarının iki katı değerinde bir ton [palmiye] yağı üretebilir.” diye yazdı.
Keşif gezilerine, Britanya’nın sömürgeleştirme süreci sırasında Nijerya’dan alınan ilk eser olduğu düşünülen şeyi götüren İngiliz kaşif Richard Lander önderlik etti. Bu, şimdi ironi olarak Lander’den sonra adlandırılan ve British Museum’da tutulan, detaylı ve ince bir şekilde oyulmuş bir Yoruba taburesiydi.
Lander’in İngiliz hükümeti tarafından finanse edilen gezisinin, Nijerya’nın iç kesimlerinde gezme noktasında hayati ayrıntılar sağladığı düşünülüyor. Siollun’un kitabına göre, Avrupa’daki keşifler, daha ileri gidenlerin neredeyse tamamı hastalıktan öldüğü için kıyılarla sınırlıyken, sıtmayı tedavi etmek için kullanılan bir ilaç olan kinin maddesinin bulunuşu bu durumu değiştirdi. Maddenin bulunuşundan kısa bir süre sonra, kaşifler, tüccarlar ve köle baskını yapanlar, Lagos kıyılarının ötesine, daha önce “beyaz adamın mezarı” olarak kabul edilen bölgelere girdiler.
Diğer Avrupalı güçler gibi Britanya da Afrika topraklarını sadece hurma yağı için değil, aynı zamanda altın, fildişi, elmas, pamuk, kauçuk ve kömür için de kontrol etmek amacıyla acele etti. 1842’de Britanya’nın parlamento belgelerinde, “Ürün ticareti yavaş yavaş büyüyor ve İngiliz tüccarın girişimiyle orantılı olarak Köle Ticaretinin üzerinde kazanç sağlıyor.” şeklinde belirtildi. 1845’te İngiliz hükümeti, ithalatın “neredeyse dört katına çıktığını” gözlemleyerek palmiye yağı üzerindeki vergileri kaldırdı.
Çeviren: Zehra Kaya
Kaynak: https://www.aljazeera.com/features/2021/10/12/stealing-africa-how-britain-looted-the-continents-art