Tarihi kayıtlarda binden fazla Ijebu askerinin öldürüldüğü tahmin ediliyor. Daha sonra Nijerya genel valisi olan Frederick Lugard, 1893 tarihli The Rise of Our East African Empire (Doğu Afrika İmparatorluğumuzun Yükselişi) isimli kitabında, “Batı Sahili’nde, Hükümet tarafından üstlenilen ‘Jebu’ savaşında, bana Maxim silahları ile ‘birkaç bin kişinin’ kurşunlarla biçildiği söylendi.” şeklinde hatırlattı.
1895’te İbadan, Oyo ve Abeokuta da dahil olmak üzere Yoruba krallıklarının çoğunu ele geçiren İngiliz kuvvetleri, Bini halkının eski krallığına – Benin İmparatorluğu’na doğru içeri girdi.
1897 yılının şubat ayında İngiltere, 1.200 deniz askeri ve 5.000 sömürge askeri kullanarak diğer bir “cezalandırma seferi”ni başlattı. Katliam 10 gün sürdü ve Benin yakılarak kül oldu. Bu sefer, Benin kralının adamlarının, palmiye yağı ve kauçuk ticareti üzerinde kontrol talep eden bir İngiliz konvoyundan içlerinde lider Kaptan James Phillips’in de bulunduğu yedi yetkiliyi öldürmesine bir yanıttı.
O zamanlar, güney Nijerya’daki Benin krallığı – günümüzde Edo eyaleti olan – Avrupa işgalinin kuşatması altında parçalanan eski uygarlıklarla çevrili, kendi kendini idame ettiren bir ulustu.
Siollun’un araştırmasına göre, 12. yüzyılda kurulan Benin şehri, dünyada sokak aydınlatmasına sahip ilk yerlerden biriydi. Afrika’yı Çalmak: İngiltere Kıtanın Sanatını Nasıl Yağmaladı? – 7Obanın sarayına giden 120 fit genişliğindeki yollar, geceleri birkaç fit yüksekliğindeki palmiye yağıyla beslenen metal sokak lambalarıyla aydınlatılıyordu. Hafriyat duvarları arkeologlar tarafından mekanik çağdan (1450-1840) önce dünyanın en büyük duvarları olarak tanımlandı.
Benin köleleştirilmiş insanlar için – büyük ölçüde savaş esirleri – müreffeh bir tüccar idi. Resmi söylem, sömürge kayıtlarından alınan belgelere göre, askerlerin Bini halkını bir “kölelik” ve “barbarlık” cennetinden kurtardığıydı. İngiliz kayıtları, Benin’in ona “kan şehri” adını veren, insan kurbanlarıyla yoğun bir şekilde meşgul olduğunu öne sürüyor. Parlamento kayıtlarına göre, askerler “cesetlerle doldurulmuş birkaç derin çukur” ile karşılaştılar.
Fakat Nijeryalıların aktarımları, ölenlerden bazılarının kuşatılmış şehirden kaçmadan önce köylüler tarafından aceleyle gömüldüğünü ifade ediyor. Olası bir açıklama, İngiliz askerlerinin “Benin’e girmeden önce saatlerce ve günlerce uzun menzilli toplar, roketler, makineli tüfekler ateşlemiş olmalarıdır.” diyen Siollun, Al Jazeera’ya yaptığı açıklamaya şöyle devam ediyor, “Oldukça çok sayıda olan cesetlerin kendi saldırılarının kayıpları olduğunu görmeleri ihtimali bulunuyor.”
Sekiz İngiliz’in ölümü Parlamentoya bildirilirken, Benin ölümleri sayılmadı. Kraliyet sarayından ve çevresindeki evlerden en az 3.000 eser yağmalandı – gerçek sayı ise bilinmiyor. Yangından kaynaklanan yanma izleri, yağmalanan bazı eserlerde hala açıkça görülüyor. Ödül olarak alınan bu eserler, tarihçilerin önceden planlanmış bir yağma olduğuna inandıkları şekilde Londra’da, batıda bulunan özel koleksiyonculara ve galerilere açık artırma ile satıldı.
Çeviren: Zehra Kaya
Kaynak: https://www.aljazeera.com/features/2021/10/12/stealing-africa-how-britain-looted-the-continents-art