Gündem

AĞABEY DİYOR Kİ POLİTİK SAPKINLIKTAN VAZGEÇMELİYİZ

Deprem uzmanı olmamakla birlikte, her vatandaş gibi bizim de söylenecek sözümüz var. Milletler ve ülkeler, zaman zaman acaba neden cezalandırılıyor, neden sellerle, depremlerle baş başa kalıyor? Neden Nuh tufanı oldu? Lût kavmi, Semûd kavmi, Âd kavmi, Eyke kavmi niçin helak oldu? Roma imparatorluğu, eski Mısır medeniyeti, Osmanlı İmparatorluğu niçin ve neden yıkıldı? Niçin mücadeleye güçleri yetmedi, perişan oldular?
Anladığımız kadarıyla bu yıkımlar, dinsizlik, ahlaksızlık ve adaletsizlik zirve yaptığı için vuku bulmuştur. Allah buyuruyor ki: “Biz bir şehri helak etmek istediğimizde, o şehrin şımarık elebaşlarını yönetici yaparız da onlar orada kötülük işlerler. Böylece ona (şehir halkına) azap sözü gerçek olur; orayı darmadağın ederiz.” (İsrâ/16)

Bu ayet, emretme yetkisine sahip olan idarecilerin, mal varlığı ile şımaranların akıbetlerini, ülkelerinin ne hale geleceğini izah etmektedir. Yöneticilerin hak yoldan sapmalarının müsebbibi olan onları destekleyenlerin akıbetleri de önümüzde tablolaştırılmaktadır. Bunlara örnek olarak firavunları ve icraatlarını, Karunlar gibi gayrı meşru mal yığmalarını, derebeylerin insaf dışı uygulamalarını, ülkelerini uygulamalarıyla perişan eden Hitler’i, Mussolini, Lenin, Stalin vs kişileri gösterebiliriz. Bu ayetten ibret almayanların yönettiği ülkelerin akıbetleri de tarihen bilinmektedir. Bunlar abad olma yerine berbad oldular.

Muktedirlerin, yönetimi altında bulunanları idarede zaaf göstermesi, müstebidane hareketlerle vatandaşına azap etmesi halinde, akıbeti de elbet hüsran olur. Ancak nedamet duymaz, aklını başına devşirmez, haksızlıklarına devam ederse, Allah bu idarecileri ve onlara destek olanları koruma altına almaz. Çünkü Allah: “Size merhamet edecektir (ama) bozgunculuğa dönerseniz, biz de (sizi cezalandırmaya) döneriz. Cehennemi kâfirler için bir kuşatma yeri yaptık.”(İsrâ/8) buyurmaktadır.

Bugünün idarecileri ve onlara oy verenlerin, tövbe edip, dönecekleri yerde inadi tavırlarına devam etmeleri halinde, akıbetleri elbette rezilane olur. 7.7 ve 7.6’lık depremlere maruz kalınır. Nitekim Allah’a ve ayetlerine; “… İnanmayanlar için elem verici bir azap hazırlamışızdır.” (İsrâ/10)
Vuku bulan sellerden, depremlerden, hortumlardan, şiddetli rüzgârlardan, kuraklıktan ibret alarak, tedbirlerimizi almazsak, ülkenin selamete erişmesi mümkün olamaz. Onun için Allah: “Kim doğru yola gelirse, sadece kendisi için gelmiş olur, kim de saparsa sadece kendi aleyhine sapmış olur. Hiçbir (günah) yüklüsü başkasının (günah) yükünü yüklenmez. Biz bir elçi gönderinceye kadar (kimseye) azap edici değiliz.” (İsrâ/15) buyurmaktadır. Allah, elçiler geldikten sonra riayet etmeyenleri cezalandıracağını, emanete ihanet edenleri, aklını kullanıp, tedbir almayanları da muaheze edeceğini bildirmektedir.

Yani depremlerden önce, binaların, yolların kurallara, buyruklara göre yapılması için dikkat göstermeyen yetkililerin mesuliyetten kurtulması düşünülemez. Resmi buyruklara uymadan bina yapanlar mutlaka cezalandırılmalıdır. Aksi halde insanlar enkazın altında kalacaklar, nitekim de kaldılar. Onun için: “Yemin olsun ki biz bu Kur’an’da (gerçeği) hatırlasınlar diye (her şeyi) türlü şekillerde sayıp dökmüşüzdür. (Fakat bu) onların sadece nefretini artırıyor.” (İsrâ/41) buyrulmaktadır.

Ama bu emirlerin muhtevasını anlayanlar ziyade değildir. Onun için buyruklara uyulmuyor. Kanaatimiz, buyruklara uyulmadığı, olaylardan ibret alınmadığı ve gerekli tedbirlere tevessül edilmediği için, yıkıcı afetlere maruz kalıyoruz. İbret alınmaz ve herkes bildiği gibi hareket etmeye devam ederse, bu nevi felaketler de, Allah’ın beyan ettiği gibi devam edecektir. Çünkü aklımızı kullanmıyoruz. Politik sapkınlık içinde dolaşıp duruyoruz.
Son dönemlerdeki sel felaketleri, depremler de aklımızı kullanmadığımızı, buna mukabil her türlü ahlaksızlığa prim verdiğimizi, adaleti siyasallaştırdığımızı, kul hakkına riayet etmediğimizi maalesef göstermektedir. Buna rağmen, her konuda rezaletler diz boyu, zirve yapmış durumdadır.

Nitekim Allah’ın ve meşru yöneticilerin emrettiklerine değil, bir nevi yasaklananlara riayet ediliyor. Onunu için tufanlar, seller, depremler her tarafı yıkıp, geçiyor. Böyle bir ortamda dağların yürümediğine, denizlerin alt üst olmadığına, ölülerin mezardan dışarıya fırlamadığına, yıldızların üzerimize düşmediğine şükretmeli ve adam gibi işler yapmalıyız.

İnanan insanların Allah’ın buyruklarına, meşru yoldan işbaşı yapan idarecilerin emirlerine uyması gerekir. Aksi halde hem rezaletlere, hem de her türlü yıkımlara muhatap olunur. Bu konularda siyasilerin yalanlarına, fütursuzca konuşmalarına asla iltifat etmemeliyiz. İyi vatandaş olduğumuz zaman, milli ve manevi huzura kavuşabiliriz. Ancak maalesef meydana gelen olayların sadece bilgi ile alakalı olduğu şeklinde değerlendirildiğini görüyoruz. Manevi boyutunun hiç düşünülmediğini anlıyoruz.
Rahman ve Rahim,
Kadir ve Muktedir,
Gaffar ve Settar olan Allah’a emanet olunuz.
“Ya Rabbi bu haftayı bize hayırlı ve bereketli kıl. Hayırlara yakın, şerlere uzak eyle.”
Selam doğru yola uyanlara olsun. (Taha/47).

Recent Posts

  • Gündem

Uluslararası Ceza Mahkemesi, Netanyahu ve Gallant İçin Yakalama Kararı Çıkardı!

Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), Gazze'de işlenen savaş suçları nedeniyle İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski…

6 saat ago
  • Gündem

KUR’ÂN ARAŞTIRICISIYDI BEL’AM MI OLDU!

Bu video bize BELAM başlığı ile gönderildi. BEL’AM için Diyanet İslam Ansiklopedisine baktığımızda şu açıklamayı…

7 saat ago
  • Gündem

YALNIZCA VE SADECE MİLLETİMİZİN ASKERLERİNE MUHTACIZ

Seçilmiş Cumhurbaşkanımızın katıldığı merasimden sonra bir gurup teğmenin sonradan korsan yeminle Mustafa Kemal’in askerleriyiz diyerek…

10 saat ago
  • Gündem

İBB Meclisi’nde İstanbul’da Suya Her Ay Zam Yapılacak

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Meclisi’nde alınan kararla su fiyatlarına %17,5 zam yapıldı ve her ay…

11 saat ago
  • Gündem

Marmara’da Lodos: Deniz Ulaşımı Olumsuz Etkilendi

İstanbul' da Şiddetli lodos, Marmara Bölgesi'nde deniz ulaşımını sekteye uğratmaya devam ediyor. İstanbul, Bursa ve…

12 saat ago
  • Makale

Evrensel Bir Kişilik Profili: Ebu Leheb ve Karısı (1)

Ebu Cehil deistti, diğer Mekkeli müşrikler de deistti, Allah’ın varlığına inanıyorlardı ama Hz. Muhammed’in Allah’ın…

12 saat ago