a. Batı Teslis gibi form değiştirerek her şeyi dönüştürürken devrimci tevhidinle ifal ile dış alemi selamete( İslam) çevirmeli, iç aleminde ise infial ile inkılaplar icat etmelisin.
b. Batı din anlayışında Sezara ait dünya krallığı ile İsa Mesihe ait göksel krallığı iyi ayırırken sen, alim bir halife olarak göklerin ve yerin melekutunun Allaha ait olduğunu izhar etmelisin.
c. Batı, ilahi kelamı mahluk ve hatta beşeri (İsa Mesih enkarnesi) olduğunu ispat için harf, cümle ve paragraflar dahil kitabına iat her şeyi “ilahi ilham” ile beşerin bağlam ve zihninin ürünü ( Matta, Markos İncili vs) kabul edip ona göre hermenötik anlam ve yorumlamayı savunurken sen de buna heveslenmekte; baş yorumcu sünneti inkar, hatta Kuran’ı sonunda kaçınılmaz olarak yeni deizme dayayacak veya yeni agnostikler gibi “ben gelenekten farklıyım arkadaş” pozuna gireceksin.
d. Aydınlanmacı Din bilimleri şüpheci bir nötr sürecinde metodolojik agnostizme sürüklenirken teologları ise dindar kalabilmeyi; İznik amentüsünde ellerini kaldırarak form verip uydurdukları dinin iman ikrar ve itirafında bulunmayı, her akademik alanda ve birimde, skandallarla dolu kiliseye mensup olmayı ve sonuçta “kesin, imanlı ama özgün geçerliliği” savunurken sen dinine şekil veren Cibril hadisi başta olmak üzere iman- İslam- ihsan tanım ve alt tanımlarını daha da güncelleyip geliştiremedin aksine batılı din tanım ve kategorilerine boyun eğip sığındın.
e. Batı, kendi kutsallığını İsa Mesih’in hayatına indirgeyip onu İsa Mesihin bedeni saydığı cemaatle özdeşleştirip gelenek ile şekillendirirken tüm bu üç kutsalı ( İsa, kilise ve havarilsel geleneği) gizemler gizemi (sacra-sacrum) görüp tartışmaya bile açmazken senin malının zekanını veya mirasını bile taksimini bile ince ayrıntısına kadar anlatan Rabbinin ayetlerine “tarihselliğin kanıtları” gördün, Halbuki senin Rabbin kendi kutsallığını Kuddüs; O’nun tecelli ve tezahürünü mukaddes; onun çevresel etkisini ise (barekna havlehu) mübarek gibi kelimelerle kategorize etmene yardımcı oluyordu.
f. Rabbinin mukaddesatına olan tavrın, geri dönüşüm olarak Kutsal’ın sana tavrını belirler. İhmal edilip göz ardı edildiğini sanma, sonsuz ve nano basiretle takip ediliyorsun; bu yüzden kendi dini hakikatlerine ihlasla ve ısrarla bağlanmayı bilmelisin
g. Bu da geleceğin için tehlike ve tehditlerin; Batı seküler din bilginleri, organik entelektüelizme yani “dini kurum ve organlara bağlı entelektüel olmaya” dinlerinin yapıları gereği sahip iken her zaman kendi birim, teşkilatlarını kurarlar; sahabe odaklı ümmet bilinçli ve hilafet ufuklu basiretinle kendi disiplinine ait kurum, dernek veya teşkilatlarını inşa etmezsen gelecek nesiller Batı organizasyonlarına gönüllü entegre veya zorla enkültüre ile teslim olurlar.
h. “Kelerin deliği” hadisini, Gazzalinin de ifade ettiği “topraktan yaratılan insanın hazıra konma hevesini”, Batının zihinsel ve malları zorla sömürge etme amacını ve her bakımdan bitmeyecek hakimiyet kurma arzusunu asla unutma.
i. Unutma Müslüman, Allaha teslim olmayan Batıla asimile olur. Unutma Tevhid şehadetinde bu var
1. Dini çoğulculuk, postmodern batılı bir kavram olarak gittikçe artan bir bilinçlilik durumunu yansıtmaktadır. Buna en çok din bilimleri onur duymaktadır ve teoloji ise kendi nihai otoritesine yönelik niyetleri için tüm öteki dini alanları görmek, taramak ve kendi konularını düzenleyerek konumlanmak için önemsemektedir.
2. Dini çoğulculuk aynı zamanda endi konularını düzenleyerek eşsiz tanımlı bir din için endi konularını düzenleyecek zemin hazırlayan “bilim konumlayıcı” “lokaloji” veya yer bildirimi/check-in işlevi görmektedir.
3. Bir din kendisine özgü/ sui generis karakteri olarak iç dinamikleri açısından misyoner görünmese de- ki bedenleri hedef olan bir corpus missio- içinde olması mümkün olup aynı zamanda tarihsel değişimlere (corruptio) veya içerden kesintilere (interruptio) maruz kalabilmektedir.
4. Dinler içinde İslam, yerel (Lut, Hud, Semud kavimleri), bölgesel (Nuh, Medyen) veya evrensel (İsrail) dini geleneklerin aslı, geleneksel öncesi formu ve en iyimser haliyle bozulmadan önceki hali (originum) olduğu iddiasındadır.
5. Bu bakımdan tüm Dinler Tarihi aslında İslam’ın çok tahribat, tahrifat ve tağyirata hatta inkıtalara (kavmin önde gelenlerinin iradesi gereği ilahi açıdan tarihe müdahaleleriyle ortadan kaldırıcı zorunlu kesintileri dahil) maruz kalışlar tarihi veya tüm insanlığın İslam tarihidir.
6. Özellikle tek bir din olarak görülse de İslam için dinlerin çokluğunun basit bir anlamı yoktur. Müslüman teolog, dini çoğulculuk sayesinde kendi anlamlar, konular ve etki çevrelerinin genişliğini teolojik açıdan sanılanın aksine çok boyutlu alanlarına sahip olduğunu “yakından” anlayacaktır. Müslüman din bilginin sorumluluğu, bilgisinin çok ötesindedir ve dinler hakkındaki bilgisi arttıkça sorumluluğu da boyutlanarak artacaktır.
7. Bu bakımdan Din bilimleri ile teoloji arasındaki gerilimi azaltmak için, çoklu iman ikrarı yapılan gelenekleri inceleyecek, tartışacak veya karşılıklı ilişkilerini anlayacak akademik platformları (fakülteler bölümler, ensititütler) inşa etmek yetmez.
8. Hatta sosyo-dini çoğulculuğu aşmak için Yahudilik, Hıristiyanlık, Taoizm, Hinduim, Budizm gibi küresel dinleri tek bir potada eritici veya onları entegre edici çok boyutlu çoğulcu yaklaşımlar (ezeli hikmet teorisi gibi) geliştirmek, çağa uygun olmakla beraber özel teoloji adına temel odağı saptırıcı ve dini hakikatlerin aşırı rölativizmine götürecektir.
MUSTAFA ALICI
MİRATHABER.COM -YOUTUBE-
Seçilmiş Cumhurbaşkanımızın katıldığı merasimden sonra bir gurup teğmenin sonradan korsan yeminle Mustafa Kemal’in askerleriyiz diyerek…
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Meclisi’nde alınan kararla su fiyatlarına %17,5 zam yapıldı ve her ay…
İstanbul' da Şiddetli lodos, Marmara Bölgesi'nde deniz ulaşımını sekteye uğratmaya devam ediyor. İstanbul, Bursa ve…
Ebu Cehil deistti, diğer Mekkeli müşrikler de deistti, Allah’ın varlığına inanıyorlardı ama Hz. Muhammed’in Allah’ın…
Önceki yazımızda Yûsuf 12/76 ayetini kısmen ele almıştık. Bu yazımızda ise ayetin ele almadığımız yönleri…
Eksikleri Varsa da Doğruya Yakın Bir Görüş Mirat Haber olarak, İslam'a aykırı olmadığı müddetçe, her…