islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
34,4852
EURO
36,4080
ALTIN
2.960,47
BIST
9.359,62
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
18°C
İstanbul
18°C
Parçalı Bulutlu
Cuma Yağmurlu
18°C
Cumartesi Parçalı Bulutlu
9°C
Pazar Çok Bulutlu
10°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
11°C

Ahlak Herkese Lazım

Ahlak Herkese Lazım
25 Nisan 2019 17:56
A+
A-

Kendi ahlaksızlığını bir şekilde meşrulaştırıp veya bunu bile yapmadan yoluna devam edip başkalarına ahlak dersi vermek de bir çeşit ahlaksızlıktır.

Herkes haddini bilecek.

Bir ressam sergi açmış, bir çizmeci de görmeye gelmiş, süvarisi yanında duran bir at tablosunu ressamın yanında eleştirmeye başlamış. Ressam çizmenin üstüne varıncaya kadar onun söylediklerini dikkatle dinlemiş ve not almış, çizmeci “gelelim pantolona” deyince ressam “sen çizmeyi aşma, onu da terzi eleştirsin” demiş.

Bürokratlar ve siyasetçiler ait oldukları toplumun içinden çıkıyorlar. Taban ne kadar ahlaklı ise tavan da o kadar ahlaklı olur. Toplumda kâmil ahlak sahipleri azınlıkta veya müstesna olurlarsa tavandaki kâmiller de azınlıkta veya müstesna olurlar.

Şu ülkede herkesin bir işi var, işi yoksa günlük hayatı var. Herkes önce kendine bakacak ve şöyle bir nefis muhasebesi yapacak: “Ben işimde ve davranışlarımda ne kadar ahlaklıyım; din, ahlak ve edeb kurallarına harfiyyen riayet ediyor muyum?”

Adamın biri tecrübe sahibi bir kişiye “Ben asla rüşvet almam” demiş. Kişi ona sormuş: “Sen insanların kendisine işi düşen yetki sahibi biri oldun mu hiç?”. “Hayır olmadım, ama ben rüşvet almam!”. Kişinin ona cevabı şu olmuş: “Sana rüşvet teklif edilmemiş, sen bununla imtihan olmamışsın, bu sebeple sözünü gerçek sayamam!”

İnsanımız balık hafızasına sahip; daha dün gibi olan yakın mazide Müslümanların zaten kısmen yaşayabildikleri dini hayatlarının bile ne kadar kısıldığını, temel insan haklarından nasıl mahrum edildiklerini, bilim, ekonomi, iç ve dış siyasette nasıl dar boğazlarda ve sıkıntılar içinde olduğumuzu unutuyorlar. Son on küsur yılda her tabaka ve kesim için önemli olan neler yapıldı; bunu hemen herkes unutmuş görünüyor.

Herkes kendini aynanın karşısına koyacak yerde hep başkalarını koyuyor, üstün/güzel/kâmil ahlak ölçülerine vurarak değerlendiriyor. Bu da olsun, olmasın diyemem, ama önce herkes kendine bakarsa ayaklar biraz daha yere basar.

Bizim alandan birkaç örnek vereyim:

Vaktiyle İmam Hatip mezunlarının ilâhiyat dışındaki yükseköğretime geçişlerinin önüne engeller konmuştu. Birçok “dindar” Müslüman ve İlahiyat mezunu veliler çocuklarını İmam Hatip’ten aldılar veya oraya göndermediler; yani son tahlilde dünyayı ahirete, maddî imkânı Allah rızasına tercih ettiler.

Son yıllarda okullara Kur’an-ı Kerim, Peygamberimizin Hayatı ve İslam Bilgisi dersleri kondu. Bu dersler zorunlu değil, seçmeli idi. Yüzde doksan dokuzu Müslüman olan bu ülkede bu dersleri seçen insan sayısının azlığı ibretlik bir olaydır.

Eline para geçen ve zengin olan “dindarlar”, lüks ve israfta dinsiz veya dini hayatı gevşek/kusurlu olanları fersah fersah geçtiler.

Müslümanca örtünmenin ictimai hayata katılmaya engel olmaması için yıllarca mücadele ettik, değerli bedeller ödendi, sonunda engeller kalktı, bu defa da sözde örtünenler “örtülü açıklar” nitelemesinin örneği haline geldiler.

Birçok “dindar” işadamının işyerinde Müslümanca düzen, hakkını verme ve liyakati gözetme yok.

Birçok “dindar” (böyle görünen ve bilinen) olup kamu otoritesi kullanan kimsenin elindeki imkân ve yetkiyi kötüye kullandığına dair pek çok örnek var.

“Bu saydıkların “dindar” kesimde var da ötekilerde yok mu?” diye soranlar ve eleştirenler olacaktır.

Vardır, olmaz mı, ama bizde ya hiç ya da az (müstesna) olması gerekmiyor mu?

Sonuç: Biz ne kadar ahlaklı olursak bizi yönetenler de o kadar ahlaklı olurlar; onlar gökten inmediler, bizden çıktılar.

Durum bundan ibarettir, tercihler yapılırken ayaklarımız gerçek durumun üstünde olsun.

Hayrettin KARAMAN

Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.