Türkiye’de bilgiye ve bilince dayalı İslami çizgisi olan bir adamı, din karşıtı laikliği yaşam felsefesi haline getirmiş bir kurumda bir yere getirmezler. Getirilirse bilin ki o büyük bir yozlaşmaya uğratılarak kalıba sokulmuştur.
Hürriyeti izlerim, nadir müstesnaları dışında günlük bütün haberlerini bir araya getirseniz topluma yararlı ciddi bir haber bulamazsınız. Zaraları faydasına galiptir. Gayr- ı meşru ilişkileri onaylayıcı bir üslupla verir. Bol bol spor haberleri görürsünüz. Magazin ağırlıklıdır. İktidar yalakalığı da az değildir. Sorumlu bir Müslüman böyle bir gazeteye imza atamaz. Genel yayın yönetmeni hiç olmaz, olamaz.
Böyle bir gazete, İslami cinsel ahlak değerlerinden yana tavır koyabilir mi? Her gün teşhircilik olarak nitelenebilecek yarı üryan kadın resimleri basan bir gazete, lise mezuniyet programına yarı üryan gelen lise mezunu kız öğrencilerini kınayabilir mi?
Hürriyet genel yayın yönetmeni Ahmet Hakan, İmam hatiplik ruhunu da yitirdiği için bakınız nasıl yazmış ve neden yana tavır koymuş?
[ Gebze’de Alaettin Kurt Anadolu Lisesi’nde mezuniyet töreni var.
Bunlar mı savunulan kızlarımız?
Çocuklar özenip bezenip giyinmişler.
Fakat o da ne?
Okulun kapısında bazı kızlar, “kıyafetleri açık” diye okula alınmıyorlar.
Kızlar üzülüyor, aileler isyan ediyor.
O kadar ki…
Jandarma falan geliyor okulun kapısına.
*
Neyse ki Gebze İlçe Milli Eğitim Müdürü, olay yerine geliyor ve tüm öğrencileri içeri alıyor.
Helal olsun kendisine.?]
Ahmet Hakan’ın yazı böylece uzayıp gidiyor.
Yapılanda ne sakınca var. Önceden belirlenmiş kurallar var. Lise mezuniyet törenine liseli kızların uygun kıyafetle gelmeleri istenmiş. İstenen tesettür değil. İstenen muhtemelen giysilerin mini olmaması, derin yırtmaca yer vermemesi, göğüs çevresinin açık olmaması.
Bu gerekli ahlâkı kurallara uymayanlara uyarıda bulunulması, olması gereken değil mi?
Laik eğitimin bizde kutsalı yoktur. Erdemi yoktur, etiği yoktur. Doğal olarak tesettürü, helali haramı yoktur. Böyle olunca da eğriler doğru, doğrular eğri görünüyor.
Şimdi Ahmet Hakanın tavrına bakıp gel de İmani ve ahlaki varlığımıza vuran baltanın sapı biz den deme…
Bu arada zati değeri olmadığı için unutulanlardan Muharrem İnce de döktürüp kendisine yakışanı söylenmiş. Milli Eğitim Banımıza da “ Sen Ahlak bekçisi misin? “diyerek kabadayıca tavır koymuş.
Biz de gerçeği söyleyelim: Bir milli eğitim bakanının orta öğretim gençliği üzerinde olsun ahlak bekçisi olması gerekmez mi? O olmasın da yoksa Adalet Bakanı veya Emniyet Genel Müdürü mü olsun.
MİRATHABER.COM -YOUTUBE-